Rize'de dağ indi, tonlarca toprak ciğerimizi yaktı. Ölümüzü bulsak, toprağa vereceğiz. Yani, sağ bulmaktan bile vazgeçtik. Bunun için günlerdir çırpınıyoruz. İyi de, toprak üstümüze ansızın niye geldi?.. Neydi bu öfkenin sebebi?..
Uzmanlar, "Suyu tutan çay dikildi, köklü ağaçlar söküldü" diyor...
Sebep sadece bu mu?.. Neden bu kadar çok çay diker olduk?
İhtiyacımız mı fazlalaştı?
Yoksa acılar, kaçak çayla rekabet etmemenin sonucu mu?
Ortada suçlar ve suçlular var.
En az suçlu, cesedi kayıp köylü... Aslında suçun sebebi açık... Olmayan çay politikası...
***
Eski Çaykur Genel Müdürü
Tuncer Ergüven'le görüştüm...
Çayı ve çaycıyı anlattı...
Ergüven,
"Türkiye, çok çay dikmiyor... 800 bin dekarda üretim yapıyor. 850 bin ton yapraklı ürün, elde etmesi gerekirken, 1 milyon 200 bin ton yapraklı hasad elde ediyor. Kötü hasad, kalitesiz işlemeye yol açıyor. Türk halkı kalitesiz çay içiyor" diyor.
Ucuz etin yahnisi tatsız olur.
Bu söze katılmamak mümkün mü?
400 bin ton fazla ürün, fiyatı da yerlere seriyor. Kuru çayın fiyatı
5-10 lira aralığında oynuyor. Fiyat
15 lira olursa üretici mutlu olacak.
1 milyar dolarlık pazar
1.5 milyar dolara çıkacak.
Ergüven ekliyor: "
1985'te Çay Yasası kalktı. Piyasa özel sektöre açıldı. Yerel işletmeler kendi çapında iş yapıyor,
4-5 büyük şirketin pazar payı, yüzde 1'in üstünde. Çaykur'un alım politikasının yanlışlığı 10 yıldır teknoloji kullanmasını engelliyor. İşletme,
5,5 kilo çaydan 1 kilo kuru çay elde etmesi gerekirken,
6.5 kilodan 1 kilo çay elde ediyor. Vasıfsız yaprak maksimum yüzde 15 civarında olmalı.
Çaykur'da oran yüzde 40 ile 50'yi buluyor.
Bu da çayın kalitesini bozuyor."
***
Türkiye'de çayı
200 bin kişi üretiyor, 70 milyon içiyor. Üretici sayısı şehir nüfusu kadar. Şehriniz var, politikanız yok....
Devlet, üreticiyi kolluyor,
budama parası veriyor. Ama paranın gözü çıksın, temiz insanlar bile denetim olmayınca şeytana uyuyor. Doğu Karadeniz'de
50 bin dekar kaçak çaylıklarda hasad yapılıyor. Siz, yönetici olarak iyi niyette ısrar ederken doğa sizin kadar iyi niyetli olmuyor. Örnekleri çok...
Kaçak demişken gelin işin öbür boyutuna bakalım!..
Devlet
yüzde 145 oranındaki gümrük vergisiyle üreteni koruyor.
Yüzde 18 KDV alıyor. Kollanan üretici de fazla üretiyor, üstüne de sınırdan kaçak geçen çay ekleniyor. Peki kaçak çay nereden ve hangi yollarla geliyor? Kimler ne şekilde göz yumuyor? Son yıllarda Güneydoğu'da kaçak çayı paketleme tesisleri mantar gibi çoğalıyor!
Kaçak çay,
Kenya, Sri lanka, İran, Irak, Suriye üzerinden giriş yapıyor. Türkiye'ye bilhassa mayınlı arazilerde eşek sırtında
20 bin ton kaçak çay girdiği tahmin ediliyor.
Diyeceğimiz, dünyanın en pahalı ve en kalitesiz çayını içiyoruz.
Eskiden çayı
büyük keyifle içerdim, şimdi
Rize'yi hatırlayıp, acıyı yudumluyoruz.