Türkiye, sosyal medya terörüne karşı gerekli önlemleri devreye sokmaya hazırlanıyor.
Peki, Avrupa ve ABD özellikle sosyal medyadaki dezenformasyonla nasıl mücadele ediyor? Hükümetler hangi adımları atıyor?
Brookings Enstitüsü Teknoloji İnovasyon Merkezi Direktörü Darrell West A Haber'e anlattı.
Darrell West, sosyal medya kullanıcılarını açık açık uyardı. İşte A Haber'in özel röportajı…
SORU: Sosyal medya artık hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Peki, paylaşım sitelerinde okuduğumuz her bilgi doğru mu? Batılı ülkeler sosyal medya platformlarındaki nefret suçlarını ve yalan haberleri nasıl denetliyor? Sayın West, sosyal medya kadar yalan haber kavramı da artık hayatımızda. Bu platformlarda doğru ile yanlışı nasıl ayırt edeceğiz?
Darrell West: Tamamen haklısın. Sosyal medya, insanların dünya hakkında bilgi alma şekillerinden biri. Bugün endişelenmemiz gereken şeylerden biri, yalan haberler ve oldukça kolay bir şekilde sosyal medyada yayılan yanlışlar. Tüketiciler, dijital okur yazarlığı ciddiye almalı. Online olduğumuzda fazlasıyla dikkatli olmalıyız. Kaynakları nasıl değerlendireceğimizi öğrenmeliyiz. Kaynakları güvenilir olandan güvenilir olmayana göre fark edebilmeliyiz. İnsanların bilgiyi değerlendirme konusunda sorumlulukları var. Ama sosyal medya platformlarının da sorumluluğu var. Yanlış haberlere ve dezenformasyonun yayılmasına izin vererek çok gevşek davrandılar. Şimdi bu konuda biraz daha sert olmaya başladılar. Bu konudaki çabalarını genişletmeleri gerekiyor. Gerçekten sahte olduğu belli olan sayfalar var. Bunlara izin vermek için hiçbir sebep yok. Bu hizmet kullanım şartlarının ihlali demek. Yani bu konuda kendimizi korumak için yapabileceğimiz çok sayıda şey var.
SORU: Sosyal medya üzerinden yayılan sahte haberler aslında ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bu tehlikenin önüne nasıl geçilebilir?
Darrell West: Hükümetler, sosyal medya tarafının daha şeffaf olması için çabalıyor. Bence herkes neler olup bittiğine dair daha çok bilgiye ihtiyaç duyduğumuzu biliyor. Bazen insanlar sahte hesapların arkasına saklanıyor ve bu hesapları yanlış bilgileri yaymak için kullanıyorlar. Sosyal medya platformaları bu konuda daha iyi bir yönde ilerlemeli. Hükümetler de onları bu yönde ilerlemeleri ve şeffaflık sağlamaları için yüreklendirmeli. Kullanıcıların gerçek ve sahte haber arasındaki farkı anlamaları için bu tarz bilgilerden kimin sorumlu olduğunu, kaynakların ne olduğunu tespit etmeliler. Sosyal medya şirketleri, nefret söylemi ve şiddet içerikli sayfalar konusunda polislik yapmalı. Bence bu tarz adımlar, kullanıcıların suistimal edilmesini önlemeye fazlasıyla yardımcı olacak.
SORU: sizce sosyal medya platformlarının denetimi konusunda hükümetlere nasıl bir rol düşüyor?
Darrell West: Kesinlikle devlete ait kurumların yardımcı olabileceği çok sayıda konu var. Tüketicileri bazı kırılgan olan siteler, sayfalar konusunda uyarabilirler. Kesinlikle devlet kurumlarının hem kullanıcıların kendilerini korumasında hem de şirketlerin daha sağlıklı bir diyalog için yapması gerekenler konusunda önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum.
SORU: Avrupa'ya baktığımızda özellikle Almanya'nın sosyal medyadaki nefret söylemine dair sert adımlar attığını biliyoruz. Almanya nasıl bir yöntem izliyor?
Darrell West: Almanya, nefret söylemi ve şiddetle savaş konusunda oldukça sert. Herhangi bir Avrupa ülkesine kıyasla Almanya en sert kurallara sahip. Örneğin, Nazi ideolojisini savunan hesaplara oldukça hızlı bir şekilde müdahale ediliyor. ırkçılık yapan hesaplara hiçbir tolerans gösterilmiyor. Bence herkes şunu anlıyor; sosyal medya, aşırıcılığı, nefreti ve toleranssızlığı yayan platformlar haline geldi. Her ülke, bu meselelerle nasıl mücadele edeceğini yeniden düşünmeli.
SORU: Facebook, Twitter, Instagram gibi şirketler farklı ülkelerde ofisler açmaya başladı. Sizce merkezleri dışında başka ülkelerde de ofis açmaları nasıl bir önem taşıyor? Örneğin Türkiye'de bu platformların hiçbirinin temsilcisi yok...
Darrell West: Şirketler, uluslararası hale gelerek farklı ülkelerde ofisler açıyor. Bence bu önemli bir trend. Çünkü özellikle sahada neler olduğunu anlamaları gerekiyor. Kaliforniya'da çalışan biri yalnızca oradan bakarak dünyanın diğer yerlerinde neler olduğunu anlayamaz. Pek çok farklı yerde ofise sahip olmaları şirketleri söz konusu ülkelere dair, bilginin nasıl kullanıldığına dair, yerel gurupların bu konularla nasıl mücadele ettiğine dair bilgilendiriyor. Dolayısıyla ofis açmanın sosyal medya platformlarının yararına olduğunu düşünüyorum. (ahaber.com.tr)
