Diyabet, vücudunuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Diyabetli kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri, yani glikozu kullanamaz ve kan şekeri yükselerek hiperglisemi denilen durum oluşur.
Diyabet hastalığının erken teşhisi için hekime başvurmayı gerektirecek belirtileri, aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, açıklanamayan kilo kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlardır. Özellikle çocuklarda bu belirtiler çok kısa süre içinde (haftalar ya da aylar) ortaya çıkabilir.
Hastalarda insülin dozunun ayarlanması, beslenme alışkanlığının düzenlenmesi ve fiziksel aktivite katılımlarının sağlanması tedavinin başarısı için önerilen en önemli unsurlardır.
Diyabet tanısı almış hastaların olimpiyat şampiyonluğu dahil en üst seviyede sportif başarıları kazandığı bilinmektedir. Ancak insülin dozunun iyi ayarlanamadığı, beslenme programları düzenlenmemiş hasta gruplarında, bilinçsiz yapılan egzersizin hipoglisemi ya da hiperglisemi gibi komplikasyonları olabilir.
Spor uzmanı/antrenör, aile ve hekim işbirliği ile oluşturulacak bir ekibin uyum içinde çalışması sayesinde, hastaların sağlıklı koşullarda spor yapmaları sağlanabilir.
Düzenli egzersiz, hastaları glisemik kontrol açısından ve kardiyovasküler risk faktörlerini azaltıcı yönde katkıda bulunduğu bilinmektedir. Egzersiz programı yapılırken hastanın ek problemleri göz önüne alınarak aerobik ya da direnç egzersizleri gibi farklı modeller tek başına ya da birlikte tercih edilebilmektedir.