SETTEKİ UYUM REYTİNGLERE DE YANSIYOR
Sette nasıl bir uyum yakaladınız?
İ.K.: Reytinglerin iyi olması sadece iyi oyunculukların ve iyi hikayenin bir sonucu olmayabiliyor. Sette çalışan herkesin işini seven ve iyi bilen insanlardan oluşması gerekiyor. Dizimizde bu uyum çok sağlam bir şekilde kalıbına oturtulmuş, herkes işinde başarılı, çalışkan ve saygılı insanlar... Böyle bir uyum olunca başarı kaçınılmaz oluyor.
B.A.: Kamera arkasındaki iş arkadaşlarımı çok seviyorum. Hepsi işlerine saygılı, disiplinli ve profesyonel. İşlerini severek yapıyorlar. Reytinglerdeki başarının çok büyük bir parçası bu uyum.
'MÜGE'YE SARILIP 'YALNIZ DEĞİLSİN' DEMEK İSTİYORUM
Yasaklarla örülü konağın içinden özgür dünyaya taşmak isteyen bir genç kız 'Müge'. Onu siz nasıl anlatırsınız?
NAZ SAYINER: 'Müge' deli dolu ama bir o kadar da duygusal. Koca konakta onu anlayan, dinleyen kimse yok, çok yalnız. Birinin gelip onu bu yalnızlıktan kurtarmasını bekliyor. Babaannesinden çok korkuyor, koyduğu kurallar onu boğuyor ama asi bir kız olduğu için kimi zaman karşısında dimdik de durabiliyor.
Siz nasıl bir ortamda büyüdünüz?
Benim ailem baskıcı değildir. Kararlarımın arkasında durup beni desteklerler. Eğer önemli bir konu varsa oturup hep beraber konuşur, sorunu halletmeye çalışırız.
Koca konakta yalnız 'Müge'. Siz Naz olarak ona baktığınızda neler hissediyorsunuz?
Gidip sarılmak istiyorum 'Sen yalnız değilsin' diye...
Bu kadar otorite gençleri nasıl etkiliyor?
Kimse kimsenin üstünde sert bir baskı kurmamalı. Herkes başkasının özgürlüğünü kısıtlamadan yaşamalı.
'Kalp Yarası' ekibiyle çalışmak nasıl?
Harika bir duygu. Burada o kadar güzel şeyler öğreniyorum ki... Sete değil, okula gidiyor gibiyim.
ANTAKYA'YA AŞIK OLDUM
Antakya'yı nasıl buldunuz, sevdiniz mi? İstanbul dışında çalışmak nasıl?
İ.K.: Ben Ankara'da uzun yıllar çalıştığım için İstanbul dışında bir yer olması beni etkilemiyor. Hatay çok güzel. Set dışında zaman buldukça şehrin tarihi dokusunu görmeye ve meşhur lezzetlerini tatmaya çalışıyorum.
B.A.: Antakya'yı çok sevdim. Daha önce gelmemiştim, bu zengin memlekete aşık oldum diyebilirim. Dokuma iplikleriyle, baharatlarıyla, her şeyiyle harika. Hatta benim bir tekstil firmam var. Bundan sonra ipeklerimizi çok kaliteli olduğu için Antakya'dan almaya karar verdim. Bizim işlerde şehir dışında çalışmak kolay olmuyor. Hele çocuğunuz varsa. Çocuğu konfor alanından dışarı çıkarmış oluyorsunuz. Ama şartları elimden geldiğince düzgün tutmaya çalışıyorum.