
Mevlana'nın o, 'Ne olursan ol yine gel' öğretisini sevmiyorum. Benim yüreğim, o kadar geniş değil. Her türden adamı ıslah edecek bir yapı yok bende. Adam olmayan, mümkünse benden uzak dursun. Geçen gün sokakta yürürken, karşıdan gelen bir çocuğun üzerindeki tişörtü gördüm. Tişörtte; 'Mevlana değilim, adam ol da gel!' yazıyordu; acayip güldüm. Ben, Mevlana'dan ziyade Bektaşi kültürünü severim; daha insani, daha gerçekçi gelir bana.

Almanları severim. Onların içinde büyüdüm ben; Cağaloğlu Anadolu Lisesi'nin ilk mezunlarındanım. 2'nci Dünya Savaşı'na ilişkin bütün eserlerde bir Alman tadı olduğu için, ister istemez o kültürün içine giriyorsun. Girince de görüyorsun ki aslında Adolf Hitler'de bir numara yok; etrafındaki beyin takımı çok güçlü.

Piyasaya çıkmış ne kadar futbol kitabı varsa, hepsini okumuşumdur. Futbol, benim için ayrı bir tutku. Günün birinde; Amsterdam'da, Sao Polo'da, Madrid'de maç izlemeyi çok isterim.
FENERBAHÇELİYİM

Fenerbahçe taraftarıyım; hem de sıkı bir taraftarım. Fenerbahçe'nin o karmaşık, kozmopolit yapısı beni çok etkiliyor. Bir bakıyorsunuz tribünde Che Guevera pankartları açılıyor, kafanızı diğer tarafa çeviriyorsunuz, 'Adam gibi adam, Tayyip Erdoğan!' pankartlarını görüyorsunuz. Bu herkesi içine alan, sınır koymayan ruh hâlini çok seviyorum.