OĞUZHAN KOÇ

Hayat kadar gerçek bir film yapabilir miyiz diye derdimiz vardı. Sinemada hastalık kavramı çok işlenir bizde. Seyircinin ciğerini deşelim, hüngür hüngür ağlatalım diye değil de daha tatlı bir yerden bakalım istedik. Sonuçta hastalık hepimiz için ve hayatın içinde. Hayat bir şekilde devam etmek zorunda. Niyeti insanlara sağlıklı yaşam fikirleri vermek olan birinin rahatsızlanması bir tezat da barındırıyor. O fikre de yükseldik açıkçası.

Bu illetle ilgili milyon tane film ve dizi var. Burada izleyici bizim konuya nasıl yaklaştığımızı görecek. Bakış açını deştirirsen daha güzel olabilir diyoruz.
KENDİME TORPİL YAPMADIM

Ali karakterinin hikâyesini "Ne olacak bu adamın hali" diye karanlık taraftan yazmadık. Edilgen bir adam, etkenler hep etrafında Ali'nin. Çok az konuşuyorum filmde, o kadar edilgen. Kendime hiç torpil yapmadım.

Ayça Ayşin Turan, İbrahim Selim, Neslihan Arslan, Derya Alabora, Şerif Erol, Nebil Sayın, Ege Aydan, Gamze Topuz ve Emre Aslan'dan oluşan şahane bir ekibimiz var. Mali Ergin'in de ilk filmi. Çok güzel alan bıraktı bize.

İbrahimsiz ilk filmim. Onun da başka filmi var. Sinemayı kalkındıran yıl ilan etmişiz farkında olmadan. Yasemin'e de ona da çok bayılıyorum. Bir film ya da şarkı fikri olduğu zaman Çağrı Telkıvıran, İbrahim ve Eser'e söyleyip fikirlerini alırım. 3-4 kişi olmamış derse inatlaşmam o şarkıya mesela. Onlarla geçirdiğimiz o eski hareketli günlerimizi çok özlüyorum.

Filmin senaryosuna da katkıları oldu. Benden çok daha hakim bu işlere. Senaryo aşamasında notlar almış, onları dikkate aldım. Güzel tüyoları vardı.

Anı yaşayamıyorum maalesef. Aniden olan şeyler tedirgin ediyor beni bazen. Bir plan yaptığımda bozulsun istemem. Kafamda hep ne yapacağım bellidir, o programın dışına çıkmak bana zor gelir. Sürpriz sevmiyorum. Sürpriz çıkışlar, birden bire girilen kalabalıklar falan çok benlik değil... Ali'nin bu tarafını yazarken kendimden yola çıktım.
HAZAL'A İLK TANIŞTIĞIMIZDA ŞARKI YAZDIM

Şarkı yazarken yapayalnız olmayı tercih ediyorum ama senaryo yazarken arkadaşlarımı dahil ederim bir süre sonra. Eşyaların mekânların totemine inanmıyorum. İlham geldi diye koşan adam bence yalan söylüyor, öyle olmuyor. Gerçekten çalışırsan mesai harcarsan güzel sözler çıkar. Hikaye çok şey katıyor şarkıya. Kafiyeli söz peşinde değilim hikâyelerden besleniyorum.

Hazal'a da ilk tanıştığımızda şarkı yazdım, henüz piyasaya çıkmadı ama çok beğendi. Mayıstaki doğum gününe kadar ona bir sürpriz yapabilirim.
BUÇE BUSE KAHRAMAN
HER GÜNÜ ŞÖLEN GİBİ YAŞIYORUM

Filmde Ece karakterini oynuyorum. Ece hastalıkla ilgilenen biri değil. Meseleleri çok da mesele etmeyen bir karakter. Ben, Buçe olarak böyle bir olay başıma gelse ne yapardım diye bakmadım.

Oğuzhan'la ilk defa tanıştık ve çalıştık. Çok tatlı centilmen biri. Sizi gözeten biri. Çok konfor sağlıyor bu durum. Bazı setlere giderken ayakların geri geri gittiği olabiliyor ama burada gergin bir enerji yoktu.

Ağzıma oturmayan bir şeyi değiştiriyorduk mesela, bu da çok önemli bir şey.

Ben anı yaşamaya çalışıyorum. Çok üzmem, sonuçlara odaklanırım. En son ne zaman ağladığımı hatırlamıyorum. Bununla bu kadar uğraşamam diyorum. Her şeyi kutlamayı seviyorum. Özel günleri çok severim. Her günü şölen gibi yaşamamız gerekir, ben öyle yaşamaya çalışıyorum. O yüzden keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Etrafımdakiler geriliyor bazen kutlamayalım diye.

Hazırlıksız yakalandığım şeylerden güzel dersler çıkardım. O yüzden hazırlıksız yakalanmak güzel bir şey. Her şeyi kendin kontrol edersen gidişatı göremeyebilirsin.

Farklı şeyler oynamaktan görünüşümün değişmesinden çok keyif alıyorum. Her işimde farklı görünüme bürünmek bana keyif veriyor. Mesela Kuruluş Osman dönem işiydi. Atlar, kılıç, çamur, o dünyadan çok çabuk çıkamıyorsun.
LEVENT CAN
ADİLE NAŞİT'TEN İMZA ALMIŞTIM

Münir Özkul'a benzemek için çok çalıştık. Yıllarca defalarca izlediğimiz filmleri bu proje için yeniden izledim. Zaten beynimize kazınmıştı ustanın her bir sahnesi. Kızıyla Güner Özkul'dan birebir hikâyeler dinledim. Çalışırken notlar alırmış, o notlardan faydalandım. O notların her biri o kadar etkileyiciydi ki, bugün bu kadar çalışıyor muyuz rollerimizin üstüne emin değilim. Çok disiplinliymiş. Yazarak ezberini yapıyordu belki ama her film ve her karakteri için ayrı bir defter açması çok hoşuma gitti.

Başta çok korkutucu geldi bu teklif bana. Biraz çekinerek kabul ettim açıkçası. Çünkü herkesin hayran olduğu sevdiği bir usta ve dolayısıyla herkesin üzerine söz söyleme hakkı olan bir rol. Korkarak yaklaştım ama senaryonun kuvveti ve yönetmenin destekleri korkularımı bertaraf etti.

Setlerde çok kalabalık ekiplerle çalışıyoruz. O zamanlar çok minimal ekiplerle çalışıyorlarmış. Öğle yemeği için catering yapmış mesela. Malzemeleri alıp menemen yaparken sonu yermiş. Hem çalışıp hem de yemek mi yapacağız demiyorlarmış. O yüzden aile olmuşlar.

Annem Adile Naşit'e babam Münir Özkul'a tipoloji olarak benzerlerdi. Eğlenceliydi evimiz. 3 ablayla büyüdüm.

15 yaşındayken Ali Poyrazoğlu tiyatrosuna gittim beni almaları için ama yaşım küçük diye almadılar. "Okulunu bitir konservatuvara çalış. Almazlarsa gel" dedi Ali abi. Üzülmüştüm. Ama ertesi gün ilk provaya gittim, şaşırdılar, "Biz seni almadık, sen niye geldin" diye. Haliyle dışlandım ama onlar kapıdan kovdular ben bacadan girdim tabiri caizse. Her akşam oyunlarını izlerdim. Yine bir akşam Adile Naşit oyuna geldi, hemen imzasını almıştım.

Yine müzikli bir güldürü oyununda kursiyerlerden 10 kişi seçtiler sahne değişiminde dekoru değiştirmek için. Ben yoktum aralarında yine ama aynı kılık kıyafetle 11. kişi olarak yine ordaydım. Seni almadık diyorlardı ısrarla. Sonunda bela oldun bize hadi gel dediler. Çıkış o çıkış.
BERKAY TULUMBACI
ŞABANİYE OLACAĞIMI HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM

Adile Naşit filminde Kemal Sunal'ı canlandırma fırsatına eriştim. Herkese kolay kolay nasip olmaz. Ben de güzel bir şekilde temsil etmeye çalıştım. İlk teklif geldiğinde ben de çekindim açıkçası. Sonuçta halka mal olmuş gönüllere taht kurmuş bir star Kemal Sunal. Ellerimiz titreyerek oynadık. Zor bir hazırlık süreciydi. Şabaniye olacağımı hiç düşünmemiştim. Takma kirpik takmak zordu, kadınları çok iyi anladım.

Ali Sunal'la beraber çalışıyoruz. İşin bir de aile kısmı var. Aileyle yakın olmamdan dolayı onlar ne düşünürler altından kalkabilir miyim diye telaşa kapıldım. Ama çok şükür üstesinden geldiğimi düşünüyorum. Ali abi sıcak baktı, güzel yorumlarda bulundu, gerçekten abilik yaptı. Bana destek vermesi, yanımda olması çok yüreklendirdi beni.

Kemal Sunal taklidi değil Şaban taklitleri yapılırdı. Oynadığı rollerden farklı biriymiş Kemal Sunal.

Ezgi'den ilk gördüğümde çok etkilendim. Birlikte şarkı yaptık. Ezgi'den çok şey öğreniyorum müzik konusunda. Ben daha balad kaldım onun yanında. O daha çok türe hâkim. Ezgiyle ufkum açıldı. Düet yapmadık daha önce. Yaparız bir şekilde.

Ezgi'nin yazdığı şarkıyı dinlediğimde onun kalbimi gördüğünü hissettim ve gerçekten o an evlenmek istediğime karar verdim. Sonrasında da süreç bizi oraya götürdü.

Kıbrıslıyım. Bakanlık destekli reklam serisi çekildi. Orada oynadım. Kıbrıs'ı iyi tanıtmamız lazım. Çünkü görülmesi gereken o kadar çok yer var ki, sadece otellerden ibaret değil Kıbrıs.
EZGİ GERGİN TULUMBACI
BERKAY'I GÖRÜNCE EVLİLİK HİSSİ GELDİ

Gitme Desem adlı şarkım yeni çıktı. Bir kayıp yaşadım oradan yola çıkarak yazdım.

3. senemizdeyiz. Ortak arkadaşımız sayesinde tanıştık. Ciddi ilişki yaşarım diye düşündüm ilk gördüğümde. Hayat planımda evlilik yoktu ama onu görünce öyle bir his geldi. Hatta ona şarkı da yazdım ama henüz paylaşmadım.