Şimdi sayfaya şöyle bir göz atıp, yazının başlığı dolayısıyla pas geçenler de, kendime gaz veriyorum zannedecek. Heyecan yaratmaya gerek yok; kendimdeyim ve ne yaptığımın son derece farkındayım. Ülkemizi 'Manhunt' yarışmalarında temsil etmekte, dünya barışına yönelik mesajlar vermekte; misafiri boş göndermek istemeyen organizatörlerin uydurduğu 'Sempati Yakışıklısı', 'İyi Niyet Yakışıklısı' gibi unvanlardan birini kapmakta gözüm yok… Zaten soru da bana ait değil ki… Ben son dönemlerde internet dünyasının gözbebeği olan ve milletin çılgınlık boyutunda ilgi gösterdiği bir sitenin verdiği hizmeti seslendiriyorum o kadar… Kendi cinsim için seslendirdiğimden, "Yakışıklı mıyım?" diyorum, yoksa bu sorunun, "Güzel miyim?" versiyonu da mevcut. Bahsettiğim İnternet sitesinin adı www.beutifulpeople.com. Adından da anlaşılacağı gibi, ortam güzel kadınlardan ve yakışıklı erkeklerden geçilmiyor. Bu kalibrede insanları, sanal ortamda değil, bir gece kulübünde toplamayı başarsanız; mekânın önünde metrelerce kuyruk yapar; içeride bir tanıdığa bakıp çıkmak isteyenler. Hâliyle bu internet sitesinin önü de bir hayli kalabalık. Dükkân sahibi de kalabalığı hizaya sokmak için müthiş cin bir fikir bulmuş. Siteye üye olup, nimetlerinden faydalanmak için, öncelikle tanrı vergisi bir güzelliğe sahip olmak gerekiyor. Bu da yetmiyor, güzelliğin diğer üyeler tarafından tasdik edilmesi gerekiyor. Yani, içerideki mutlu azınlık, "Evet, bu da bizdendir, yüzüne bakmaya doyum olmaz!" derse, güzel bir dünyanın kapıları ardına kadar açılıyor. Ben duygusalım, pırlanta gibi kalbim var, mutfağım süperdir... Bunların hiçbiri sitede geçer akçe değil; fotoğrafınızla gereken etkiyi yaptınız, yaptınız...
HER FOTOĞRAFLA OLMUYOR
Peki, siteye üyelik şansını arttırmak için ne yapmak gerekiyor? Elin oğlu, fotoğraf konusunda da bazı kısıtlamalar getirmiş:
Güneş gözlüğü olmayacak: Yani öyle 'İnternet Mahir' gibi kaynakçı gözlüklerini takıp, renkli camların ardından artistlik yapmak yok. Neyse o.
Fotoğrafta başkası olmayacak: Yanına, ortalamayı yükseltecek bir kanka alıp, milletin kafasını bulandırmak da yasak. Resimde Zümrüt vesikalığı gibi, tek başına ve mağrur olmak gerekiyor.
Fotoğraf son zamanlara ait olacak: Vakti zamanında yakalanmış bir güzel karenin ekmeğini yemek de yok.
Fotoğraf düşük çözünürlükte olmayacak: Piksellerin, kırılmaların arkasına saklanmak yasak. Yüzün, gözün, kabak gibi ortada olacak Tüm bu şartları yerine getirdikten ve kendinle ilgili kısa bilgiler verdikten sonra o sancılı bekleme süreci başlıyor. Üniversite sınav sonucu bekleyen lise mezunu gibi, "Acaba yakışıklı mıyım?", "Acaba güzel miyim" sorularının, uluslararası halk jürisi tarafından verilen cevabının bildirilmesini bekliyorsun. Bu esnada, sitede ufak gezintiler yapıp, üyeleri tanımana izin veriyorlar; bildiğin ara sıcak servisi. Olur da içeri alınırsan, sofrada neler olacağını gör diye. Bu arada, önceden kabul edilmiş üyelerin fotoğraflarını inceleyip, "Bu kabul edilmişse ben bu sitenin kralı olurum!" diye otogazlama (İnsanın kendi kendini gazlaması) yapmak da serbest; hatta insana kendini iyi bile hissettiriyor. Buradan, Danimarka merkezli sitenin burçlarına bayrak dikecek vatan evlatlarına bir tavsiyem var. Bu eleme işini sakın hafife almayın. Öyle bir fotoğrafla yapın ki üyeliğinizi; dünya yakışıklı görsün… Ya da boş verin. Hayatta yakışıklı olmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu düşünün bir an. Bir Queen CD'si koyun mesela, 'Bohemian Rhapsody'yi dinleyin. Her seferinde aynı zevki alıyorsanız, bu dünyada sırtınız zaten yere gelmez... Varsın millet sizi kapıdan çevirsin...