Ülke sinemamız, gün geçtikçe bir komedi filmi fabrikasını andırıyor. 'Fabrika' diyorum; çünkü ortaya konulan eserler birbirlerine o kadar benziyorlar ki; fabrikasyon ürünlere özgü aynılıklar ve özensizlikler komedi filmlerimizin en büyük sorunu haline geldi. Neredeyse her hafta bir ya da birkaç komedi filmi vizyona giriyor. Halkımızın komedi filmlerine olan ilgisi ise, gişe rakamlarının teşvik ettiği yapımcıları ara vermeden üretim yapmaya sevk ediyor. En büyük korkum ise halkımızın sinemaya olan ilgisinin giderek arttığı bugünlerde, seyirciyi komedi filmlerine küstürmek! Stres atmak, gülmek ve eğlenmek için komedi filmlerini tercih eden izleyiciler, her hafta birbirinden niteliksiz komedi filmleri arasında seçim yapmak zorunda kalıyor. Bir komedi filminin amacı nedir? Güldürmek ve eğlendirmek. Peki bir düşünün; en son ne zaman izlerken kahkaha attığınız ve hem eğlenip hem de sinemadan gülümseyerek ayrıldığınız bir film seyrettiniz? Komedi filmlerimizdeki yavanlık o kadar olağanlaştı ki; kahkaha atmak bir yana, içinde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda iyi espri barındıran filmlere bile şükreder hale geldik. Bu hafta vizyona giren, İlker Ayrık'ın ilk kez yönetmen koltuğuna oturduğu 'Yapışık Kardeşler' filmi, vâ§dettiği komedi atmosferini izleyiciye aktarmaktan bir hayli uzak!
AYRIK'IN İLK YÖNETMENLİĞİ
Yapışık Kardeşler'de, yaşadıkları köyde mutlu bir hayat süren yapışık kardeşler 'Halim'le 'Selim'in komedi ve aksiyon dolu maceraları anlatılıyor(!) Köyde hayırlı kısmetlerini bulamayan yapışık kardeşlerin hayatı, İstanbul'a gelmeleriyle birlikte tamamen değişiyor. Mutlu bir aile kurmak isteyen yapışık kardeşler, kendilerini akla hayale sığmayacak maceraların içinde buluyor. Filmde; İlker Ayrık'ın yapışık kardeşini Hakan Bulut canlandırırken, ekranların vazgeçilmez ismi İvana Sert ise 'Vahşi Cazibe' karakteriyle karşımıza çıkıyor... Oldukça ilgi çekici animasyon görüntülerle başlayan film, senaryosundaki kopukluklar sebebiyle izleyiciyi hikayesinin içine çekmeyi bir türlü başaramıyor. Canlandırılan karakterlerin birçoğu, filmde neden yer aldıkları sorusunun cevabını veremiyor. Var ile yok arasında gidip gelen karakterleriyle, güldürmeyi bırakın tebessüm bile ettirmeyen esprileriyle; 'Yapışık Kardeşler' komedi dalında yılın hayal kırıklığı olmaya aday bir film. İvana Sert'in, birkaç diyaloğu dışında, yer aldığı müstehcen sahnelerle ön plana çıkması da; filmin tanıtım bazında kolay yolu seçtiğinin üzücü bir kanıtı aslında. Keşke İlker Ayrık, başrollerini Matt Damon ve Greg Kinnear'ın paylaştığı 2003 yapımı 'Takıldım Sana' (Stuck On You) filmini örnek alsaydı da, benzer bir hikayeden yola çıkan Hollywood yapımı bir filmin nasıl başarılı bir komediye dönüştüğüne şahit olsaydı...
HALİL SEZAİ İMAM OLDU
Halil Sezai, müzikal kimliğiyle birlikte sürdürdüğü oyunculuk serüvenine 'Yapışık Kardeşler' filmiyle hız kesmeden devam ediyor. Ünlü şarkıcı, bu defa imam rolüyle karşımıza çıkıyor. Filmin en dikkat çekici sahnelerinden biri ise; imam rolüyle karşımıza çıkan Halil Sezai'nin ezan okuma sahnesi. Dini hassasiyetin yoğun yaşandığı toplumumuzda, ezanı bir güldürü unsuruna dönüştürmek, bir komedi filminde olmaması gereken yollardan olsa gerek! Günümüzde birçok komedi filmi, devam filmi çekilme umuduyla vizyona giriyor. İlker Ayrık, 'Yapışık Kardeşler' filminin devamının olup olmayacağı sorusuna "İlk filmi önce seyirci bir takdir etsin, biz memnuniyetle devam filmini çekeriz..." diye yanıt vermiş. Umuyorum ki, 'Yapışık Kardeşler'in devam filmi çekilecek olsa bile, ilk filmde düşürdüğü çıtayı yükseğe koyar ve ilk filmin hatalarından ders alarak, yeniden izleyici karşısına çıkar...
SİNE ANKET
ENGİN GÜNAYDIN
Fakir erkek, zengin kadın aşkını konu alan 'İçimizdeki Ses' isimli filmin hem senaristi hem de oyuncusu olan Engin Günaydın, filmini şu sözlerle anlatıyor:
'İçimdeki Ses'in hikayesi nasıl oluştu? 'İçimdeki Ses' benim kendi iç sesimdi. 'Film olabilir mi?' diye düşündüğüm bir konuydu; sonuçta olması, olmamasından çok daha iyi oldu. Seyirciyle iletişimi çok yüksek bir film çektiğimizi düşünüyorum.
Filmdeki karakterlerin seçimini nasıl yaptınız? Anne karakteri, benim gerçek annemin hayatını anlatıyor. Annemi bir filmde yazmak istiyordum çünkü annem çok ilginç biri. Bir yandan da çok bildik, çabuk tanıyabileceğimiz yönleri var. O yüzden annemin hikayesinin bu filmde olmasını istedim. Bazı karakterlerse kişiye özgü oldu. Ersin Korkut ve Onur Buldu'nun karakterlerini başkaları canlandırsaydı, o karakterler gerçekten olmazdı.
'İçimdeki Ses' diğer komedi filmlerinden hangi yönleriyle ayrılıyor? 'İçimdeki Ses' kendisini hafife alan, ucuz, bayağı ve kendisini komik duruma düşüren bir film değil. Komedisi sağlam, ayakları yere basan, absürt olmayan ve herkese tanıdık gelecek bir komedi filmi. Ben filmde ve dizide komedi yaparken hiçbir zaman kendimi komedinin altına düşürmem. Komedinin bence çok yüksek bir kafası vardır ve o beyefendiliğini yitirmesini asla istemem. Bu filmdeki komedi de beyefendi bir komedi.
Geçmişe dönüp baktığınızda 'Kariyerimin dönüm noktası' diyebileceğiniz bir projeniz var mı? 'Vavien', 'Burhan Altıntop' ve 'Zaga'. Her proje aslında sizi başka bir yere taşıyor. Ben de bu avantajları doğru kullanmaya çalıştım.
Oyunculukta yelpazeyi geniş tutmaktan mı yanasınız yoksa komedi yapmaya devam mı etmek istiyorsunuz? Yelpazeyi olabildiğince geniş tutmak isterim; çünkü her yerden teklif almak istiyorum.
Sinemanın bugün bulunduğu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Geçen gün bir sinema yazarı Türk sinemasının dünyada beşinci sırada olduğunu söyledi. Dizi sektöründe de dünyada ikinciyiz. Fakat sinema ve televizyon dizileri bu başarının avantajlarını iyi kullanıyor mu? Bence bu konuda biraz düşünmeleri gerekiyor.
SİZCE NE İFADE EDİYOR?
Gişe: Bir sonraki film
Füsun Demirel: Annem
Ersin Korkut: Coen'ler
G.O.R.A.: Bambi