Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Kandil’e Dicle Kalkanı

Türkiye, PKK'nın silahlı eylemlere başladığı 1984 yılından bu yana Kuzey Irak'taki örgüt kamplarına yönelik pek çok operasyon düzenledi. Bunlardan ilki, örgütün ilk hain saldırısı olan 15 Ağustos 1984'teki Eruh ve Şemdinli baskınlarından yaklaşık üç ay önce 27 Mayıs 1984'te gerçekleştirildi.
O günden bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'a düzenlediği önemli operasyonların tarihleri şunlar: 11 Ağustos 1984, 15 Ağustos 1986, 4 Mart 1987, 5 Ağustos 1991, 25 Ekim 1991, 12 Ekim 1992, 28 Ocak 1994, 6 Şubat 1994, 21 Mart 1995, 12 Mayıs 1997 (Çekiç Harekâtı) ve 21 Şubat 2008.
2008 yılından bu yana da özellikle hendek kalkışmalarının başlatıldığı 2015'ten sonra yoğunlaşacak şekilde bölgeye pek çok hava operasyonu düzenlendi.
Ancak bunlardan hiçbiri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 11 Mart'tan beri sessiz ve derinden yürüttüğü Kandil Harekâtı kadar nokta atışına yönelik ve etkili olmamıştır denilebilir. Bu operasyonu, daha önce Irak-Suriye sınırındaki Sincar'a yapılacak operasyon için de bu köşede önerdiğimiz Dicle Kalkanı ismiyle anmak uygun olabilir.
Dicle Kalkanı'nda 25-30 kilometrelik bir derinlikte etki sağlandı. Operasyon, Hakurk ve Kani Rash bölgelerine uzandı. Harekâtta kara güçlerimize F-16'ların yanı sıra SİHA'lar da destek sağlıyor. İHA'lar ve casus uyduların da teknik istihbarat desteği verdiğini not düşelim.
Daha önceki operasyonlar -özellikle Çekiç Harekâtı ve türevi büyük örneklerde- 35 bin gibi çok sayıda askerle gerçekleştiriliyordu. Şimdiki operasyonlar sayıca daha az ama profesyonel askeri kadro ile ve ayrıca teknolojik destekle yürütülüyor. İkinci önemli fark, geçmişteki operasyonlar bölgede kalıcı olmaya yönelik değildi, olamıyordu. Teröristlerin bir kısmı etkisiz hale getirilip geri dönülüyordu.

ESKİ OPERASYONLARDAN FARKLI
Şimdiki operasyonda taktik üsler kuruluyor ve alan hâkimiyeti sağlanıyor. Bu da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Aralık 2016'daki "Artık savunmada olmayacağız" açıklamasıyla çerçevesini çizdiği 'terörü kaynağında yok etme' stratejisine uygun bir taktik.
Savunma sanayiinde geldiğimiz nokta sayesinde yerli silahlarla sağlanan uzun menzilli ateş desteğiyle sahadaki Mehmetçik'e alan açılıyor.
Yine önceki operasyonlardan farklı olarak istihbarat teşkilatı da harekâta istihbari ve operasyonel anlamda destek sağlıyor.
Beşinci ve belki de en önemli faktör ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekâtı ile edindiği tecrübeyle şehit sayısını mümkün olduğunca az düzeyde tutarak terör örgütüne ağır kayıplar verdirmesi. Harekâtın başından beri Kandil çevresi gibi zorlu bir coğrafyada örgüte verdirilen kayıp sayısı 155.
Harekâtta şu ana kadar 400 kilometrekarelik alan terörden arındırıldı. Bu alanlardaki stratejik noktalarda hâkimiyet sağlandı, buralardaki terör yuvaları temizlendi.
Hakurk'ta örgütün Armuş, Avaşin, Basyan ve Kani Rash'da kamp olarak kullandığı alanlarda askeri üsler oluşturdu. Şu ana kadar 11 bölgesel üs kuruldu. TSK'nın üs kurduğu yerler, etrafında örgütün lojistik destek sağladığı köylerin bulunduğu kamplardı. Kandil civarında örgütün nüfuz alanında olan toplam 600 civarı köy yer alıyor. Buralarda güvenliğin sağlanması terörün kaynağında kurutulması açısından önemli.
Sonuç itibariyle Dicle Kalkanı, Kandil bölgesine 'gir-çık'tan ibaret olmayacak. Bu bölge; terör unsurlarından arındırıldıktan sonra şayet Irak'ta tüm ülke sathında güvenliği sağlayan güçlü bir merkezi otorite kurulursa o ülkenin güvenlik unsurlarına bırakılacak. Gelgelelim Irak'ta istikrarsızlık sürdüğü müddetçe Türkiye, terörün yeniden üremesine meydan vermemek için kendi güvenliğini sınır ötesinde sağlamaya, yani Erdoğan'ın deyişi ile 'Kendi göbeğini kesmeye' kararlı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA