Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

Telefon ve otomobil öldü! Yaşasın mobil hayat

Elimizdeki akıllı cihaza artık sadece telefon diyemiyoruz. Tıpkı beş ile 10 yıl içerisinde içinde bulunacağımız araçlara klasik otomobil diyemeyeceğimiz gibi... Telefonda olduğu gibi otomobil şirketleri de insanların hareketlerini takip edecek ve klasik otomobili öldürecek

Volvo'nun yüzde 100 elektrikli aracı XC40'ın Avrupa tanıtımını izlemek için Milano'da bulunduğumuz sırada telefonun ve klasik otomobil kavramının ölümüne tanıklık ettiğimizi düşündüm. Öyle bir dönüm noktasındayız ki sonuçta teknoloji şirketleri gibi belki bir asırlık otomobil markaları da veri tabanlı mobilite şirketine dönüşürken yeni işin neresine odaklanacağını bulmaya çalışıyor. Yüzde 100 elektrikli Volvo XC 40'ın bir SUV modeli olarak karşımıza çıkması tesadüf değil. TOGG'un tanıtım toplantısında SUV modellerine ilginin tüm dünyada artacağının altı çizilmişti. 2021'de Türkiye'de satışa sunulacak elektrikli Volvo XC40'ın 408 beygirlik gücü ve 400 km menzili olacağı açıklandı. Üstelik yüzde 100 elektrikli otomobilde Google Android platformun tercih edildiği de açıklandı.

BİZ BU FİLMİ GÖRDÜK
Bundan beş yıl sonra sadece otomobil demeyeceğimiz pek çok teknoloji söz konusu. Bunun için yeni modeller tanıtılıyor, sensörler, sürücüsüz otomobil ve piller konusunda sürekli yeni işbirliğine giriliyor. Otomobil şirketleri tüketici davranışlarının peşine düşmeyi öğrenirken klasik 'sat unut' davranışı ortadan kalkıyor. Bu dönüşümü anlamak için XC 40 tanıtım toplantısından uzaklaşıp son 20-25 yılda gördüğümüz filmden kesitler paylaşalım.

TELEFON 2O YIL ÖNCE ÖLDÜ
Telefonu 20 yıl önce bilgisayarı da 25 yıl önce öldürmüştük. Hâlâ 'akıllı telefon' diye kendimizi kandırdığımız cihaz, yeni yaşam tarzımızın bir parçasına dönüşürken kameradan canlı yayın aracına, sağlık verilerini toplayan cihazdan adres bulan asistana kadar her işimizi görmeye başladı. Otomobiller de benzer dönüşümü 20 yıl sonra derinden yaşıyor. Onların durumu daha karışık. Klasik otomobilin ölümü uzun zaman alacak. Bu sırada endüstride kaybedenle kazananlar yer değiştirecek. Türkiye uzun süre sonra elektrikli ve veri tabanlı mobilite dönüşümünün hız kazandığı günlerde bir asırlık rüyasını gerçeğe dönüştürmeye çalışıyor.

MOBİLİTE ODAKLI ŞİRKETLER
Sabah evden çıktığınız andan itibaren her gün rutin davranışlarınızı gözden geçirin. Eğer otomobiliniz varsa en son otomobili park edip kontağı kapattığınız anda araçla eşleştirdiğiniz telefon Google Haritalar'da aracın yerini kayıtlı şekilde size gösteriyor. İstanbul'da şehir merkezinde park sorunu yaşayanlar için sıradan bir gün. Yani ertesi gün aracın yerini unutsanız da size hatırlatıyor. Eğer otomobiliniz yoksa önceleri taksi durağını arayıp araç istiyordunuz. Şimdi ise telefonla Bi- Taksi'den araç çağırıyorsunuz. Ve sizin yıllar boyunca nereden taksiye veya yurt dışındaysanız, Uber veya Lyft'e bindiğiniz yerler konusunda bir tarihçe oluştu. Tıpkı Google'da arama yaptığınız yerlerle ilgili olduğu gibi. İşte milyarlarca insanın hareket etme sıklığı, alışkanlıkları sadece teknoloji şirketleri için değil, eskinin otomobil geleceğin mobilite şirketleri için bile değerli. Hatta mikro mobilite olarak bilinen elektrikli scooter'lar bile önemli veriye sahipler.

SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLAR
İşte gelecekte sürücüsüz araçların en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri şimdi kullandığımız harita servisleri. Nerede toplu taşıma kullandığımız, nerede kişisel araca bindiğimiz, nerede kiralama servislerini kullandığımızla ilgili veriler çok değerli. İşte hem elektrik dönüşümü hem de konum bazlı hareketlere en uygun yanıtı veren şirketler geleceğin araçlarını daha doğru tasarlayacaklar. Bu yüzden otonom araçlar şimdilik yakın gelecekte trafiğe kapalı özel alanlarda ama 10 yıl sonra standartları oturmuş pek çok şehirde otonom araçlar kullanılacak.

TÜRKİYE İÇİN FIRSAT
Sürücüsüz araçlar, nesnelerin interneti, yapay zeka, 5G gibi alanlarda tarihi bir dönüşüm gelecek nesil araçların ortaya çıkmasını sağlayacak. İşte bu yüzden Türkiye'nin otomobili TOGG'un önemli sorumlulukları var. Yüzlerce yıllık dev otomotiv şirketleri bile yeni nesil dönüşüm sırasında ömrünü tamamlayabilir. TOGG CEO'su Gürcan Karakaş'ın klasik otomobil fuarları yerine dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES ve Barselona'da düzenlenecek Mobil Dünya Kongresi MWC 2020'ye katılmasının sebebi bu. Bu noktada devlet politikasının oluşması çok büyük önem taşıyor.

EN BÜYÜK PAZAR ÇİN VE ABD
Volvo yeni isim vermek yerine araçların dönüşümünü gerçekleştiriyor. Bunu da SUV araçlardan başlayarak yapıyor. BMW gibi tamamen farklı bir isim vermekten kaçınıyor. Şirketin en büyük pazarının Çin, sonra ABD olduğunu biliyoruz. Bu yüzden önce ABD ve Çin tanıtımları yapılıyor. Özellikle Uzakdoğu pazarında Çin, elektrikli dönüşümü ve veri dönüşümünü erken yapan ülkeler arasında yer alıyor. Pek çok klasik otomobil şirketi Çin pazarını yakından takip etmek zorunda kalıyor

YENİ NESİL ARAÇLAR
Android veya iOS işletim sistemi olan araçları görüyoruz. Muhtemelen Amazon Alexa'yı da daha sık göreceğiz. Yani otomobilde dokunmatik değil, sesli komut arayüzü daha çok kullanılacak. Bu yüzden gelecek nesil araçların sözden anlayacağını söyleyebiliriz. Volvo, Android platformunu seçerek hem eğlence hem de navigasyon konusunda sesli komutlarla sürücünün işini kolaylaştırma hedefine yaklaşıyor.

OTOMOBİLİN GEÇMİŞİ BLOK ZİNCİRİNDE KAYITLI
Yumurta alırken 20 yıl önce Türkiye'de kimse gezen tavuk sözüyle ilgilenmiyordu. Ancak değişen alışkanlıklar organik, gezen tavuk ibarelerini soran insanların sayısını artırdı. Bu konuda sertifikalar verildi. İşte karbon salınımı ve çevre unsurları da tüm dünyada böyle değer kazanıyor. Bu yüzden sadece otomotiv şirketleri değil, tüm şirketler bu konuda kamuoyuna sözler veriyor. Volvo Milano'daki tanıtımda araçla ilgili bilgilerden çok gelecek için verdiği sözlerleri de öne çıkardı. Şirket, 2025 ve 2040'a kadar belirlediği hedeflerle karbon salınımını sıfırlamayı hedefliyor. Üstelik bu sözü sadece kendisi değil, pil dahil tedarik zincirindeki tüm iş ortakları için veriyor. Bunun için pil üretiminde kullanılan madenlerden, araçta kullanılan camlara kadar belli sözlere imzasını atıyor. Yani sorumlu marka olarak tüm bu sözlerini blok zinciri üzerinden takip edilmesini mümkün kılmayı hedefliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA