İbnü’d-deyrî

17 Receb 768'de (19 Mart 1367) Kudüs'te doğdu. Nablus veya Kudüs yakınlarındaki Deyr adlı bir yere nisbetle İbnü'd-Deyrî diye anılır. Kur'ân-ı Kerîm'i hıfzettikten sonra Ebü'l-Berekât en-Nesefî'nin Kenzü'd-deḳāʾiḳ, Cemâleddin İbnü'l-Hâcib'in el-Muḫtaṣar ve Kādî İyâz'ın Meşâriḳu'l-envâr adlı eserlerini ezberledi. Babasından ve Kemâleddin eş-Şürayhî, Hamîdüddin er-Rûmî, Kerîmüddin el-Karamânî, Alâeddin İbnü'n-Nakīb, Muhibbüddin el-Fâsî, Şemseddin İbnü'l-Hatîb'den fıkıh, usûl-i fıkıh, akaid, nahiv, meânî ve beyân okudu. Ebü'l-Hayr İbnü'l-Alâî, Şehâbeddin İbnü'l-Mühendis, Necmeddin İbnü'l-Keşk ve Burhâneddin İbn Cemâa'dan hadis dinledi. Ayrıca Şemseddin el-Konevî ve Hâfızüddin el-Bezzâzî ile görüşüp kendilerinden faydalandı.

Kudüs'te Muazzamiyye, Şerkesiyye ve Mencikiyye medreselerinde müderris ve yönetici olarak görev yapan İbnü'd-Deyrî ilki 788'de (1386) olmak üzere birçok defa hacca gitti. Dımaşk ve Kahire'ye seyahatlerde bulundu. Kahire'de Hanefî kādılkudâtı olan babasının ölümü üzerine (827/1424) bu şehre giderek yerleşti. Babasının görev yaptığı Müeyyediyye meşihatlığına getirildi, çeşitli medreselerde ders verdi. 842 (1438) yılında Bedreddin el-Aynî'nin yerine kādılkudâtlığa tayin edildi. Yöneticiler, ulemâ ve halk katında saygın bir mevkiye sahipti. Hatta İbnü'l-Hümâm ve Emînüddin el-Aksarâyî'ye onun yerine kādılkudâtlık teklif edildiğinde bunu uygun görmemişlerdi. Yirmi beş yıl sürdürdüğü görevi sırasında öğretimle de meşgul oldu ve her mezhepten birçok öğrenci yetiştirdi. Biyografisi hakkında en geniş bilgiyi veren talebesi Şemseddin es-Sehâvî 850'de (1446) bazı eserlerine hocasının takriz yazdığını belirtir. Hatîb el-Cevherî, İbnü'l-Kerekî, İbn Kutluboğa ve Burhâneddin İbn Ebû Şerîf onun tanınmış öğrencilerinden bazılarıdır. 866 yılı Şevvalinde (Temmuz 1462) kādılkudâtlık görevinden ayrılan İbnü'd-Deyrî, Sehâvî'nin kaydettiğine göre 9 Rebîülâhir 867'de (1 Ocak 1463) Kahire'de vefat etti ve Zâhir Hoşkadem Türbesi'nde toprağa verildi.

Eserleri. 1. el-Ḥabs fi't-töhme ve'l-imtiḥân ʿalâ ṭalebi'l-iḳrâr ve iẓhâri'l-mâl. Hacı Selim Ağa Kütüphanesi'nde (nr. 560/2) yazma nüshası bulunan eser basılmıştır (Kahire 1321). 2. es-Sihâmü'l-mâriḳa fî kebidi'z-zenâdıḳa. Sehâvî'nin bu adla zikrettiği eser (Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 560, vr. 48-100; Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1635, vr. 1-41), Brockelmann tarafından ayrıca es-Sihâmü'l-ḫâriḳa fi'r-red ʿale'z-zenâdıḳa şeklinde de kaydedilmiştir (GAL Suppl., II, 144).

Kaynaklarda müellifin, Serûcî'nin el-Hidâye üzerine yaptığı tamamlanmamış şerhe "Eymân" bahsinden "Kitâbü's-Siyer"de mürtedle ilgili başlığa kadar altı ciltlik bir tekmile yazdığı, ayrıca Şerḥu ʿAḳāʾidi'n-Nesefî, el-Kevâkibü'n-neyyirât fî vuṣûli s̱evâbi'ṭ-ṭâʿât ile'l-emvât, Risâle fî nevmi'l-melâʾike ve ʿademih, el-Manẓûmetü'n-Nuʿmâniyye, Ḳaṣîde muḫammese fî medḥi'n-nebî adlı eserleri kaleme aldığı belirtilmektedir. İbnü'd-Deyrî'nin cezbe ehli sûfîlerle ilgili bir fetvası Köprülü Kütüphanesi'nde bir mecmua içinde bulunmaktadır (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1630, vr. 125-129).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA