İbnü’l-mâristâniyye

541 (1146) yılında muhtemelen Bağdat'ta doğdu. Anne ve babası Bağdat'ta bir hastahanede (mâristân) hastalara baktıkları için İbnü'l-Mâristâniyye diye tanındı. Ebü'l-Muzaffer İbnü'ş-Şiblî, Ebü'l-Muzaffer İbn Hübeyre, Ebü'l-Muzaffer İbnü'l-Battî, Yahyâ b. Sâbit b. Bündâr, Şühde el-Kâtibe, Ebü'l-Hasan Abdülhak b. Abdülhâliḳ ve Ebü'l-Feth İbn Şâtîl'den hadis okudu. Erbil, Musul ve diğer bazı şehirlere giderek öğrenimini sürdürdü. Dinî ilimler yanında özellikle çocukluğundan beri ilgi duyduğu tıp, fizik, astronomi, felsefe ve mantık gibi ilimleri de okudu.

İbnü'l-Mâristâniyye, aynı zamanda bir Hanbelî âlimi olan Vezir İbn Yûnus ile kurduğu dostluk sayesinde adı geçen vezirin aralıklı olarak görevli bulunduğu 583-590 (1187-1194) yılları arasında Bağdat'ın nüfuzlu kişileri arasında yer aldı ve bu arada Bîmâristân-ı Adudî vakıflarına nâzır tayin edildi. Bağdat'ta "dârülilim" adında bir ev inşa ederek buraya taşıdığı kitaplarını ilim adamlarının hizmetine vakfetti. Ancak İbn Yûnus'un 590 (1194) yılında azledilip yerine Şiî İbnü'l-Kassâb'ın vezir tayin edilmesinden sonra sorguya çekilerek kütüphanesine el konuldu ve hastahanede bir süre gözetim altında tutuldu. Serbest kaldıktan sonra anne ve babasından tevarüs ettiği tecrübeler ışığında tıp ilmiyle bilfiil meşgul olmaya ve hastaları tedavi etmeye başladı, bu sayede yeniden şöhrete kavuştu. 599 yılı Safer ayında (Kasım 1202) Tiflis Emîri Ebû Bekir b. İldeniz'e elçi olarak gönderilen İbnü'l-Mâristâniyye, Tiflis'ten Bağdat'a dönüşü sırasında Nahcıvan'da Çorakbent mevkiinde 1 Zilhicce 599 (11 Ağustos 1203) tarihinde vefat etti ve buraya defnedildi.

Hadis âlimleri, Hz. Ebû Bekir'in soyundan geldiğini söyleyerek Ebû Bekir künyesini kullandığı, bizzat görüşmediği kimselerden hadis dinlediğini ileri sürdüğü ve çeşitli isnatlar uydurduğu gerekçesiyle İbnü'l-Mâristâniyye'yi eleştirmişlerdir. Bilhassa çağdaşlarından İbnü'n-Neccâr el-Bağdâdî kendisini ağır bir şekilde tenkit etmiş, Zehebî ise onu açıkça yalancı olarak nitelemiştir. Ancak İbn Receb, İbnü'l-Mâristâniyye hakkında daha mutedil bir dil kullanır ve İbnü'n-Neccâr'ın mübalağa ettiğini söyler.

Kaynaklarda güzel yazı yazan, edip, şair ve hatip bir kimse olduğu belirtilen İbnü'l-Mâristâniyye'nin Bağdat tarihiyle ilgili olarak Dîvânü'l-İslâm fî târîḫi Dâri's-selâm adıyla bir eser yazdığı kaydedilir. 360 bölümden meydana geldiği söylenen bu eser, Hatîb el-Bağdâdî'nin Târîḫu Baġdâd'ının zeyli niteliğinde olup (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 288) müellifin ölümü üzerine yarım kalmıştır. Sıbt İbnü'l-Cevzî'nin bazı nakillerde bulunduğu (Mirʾâtü'z-zamân, VIII/1, s. 59) bu kitaptan başka İbnü'l-Mâristâniyye'nin Sîretü'l-Vezîr İbn Hübeyre adlı diğer bir eserinden de Ebû Şâme el-Makdisî alıntılar yapmıştır (er-Ravżateyn, II, 200, 203).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA