Fransa Nerededir?

Fransa, bütün yüzeyinin % 62'si 250 metreden daha düşük alanlarla kaplı, ortalama yüksekliği 342 m. olan alçak bir memlekettir. Bu genel görünüme karşılık yüzey şekilleri açısından ülkenin güneydoğusu ile kuzeybatısı arasında önemli bir fark göze çarpmakta ve Atlas Okyanusu kıyısında bulunan Biarritz ile Lüksemburg sınırı arasına çekilen güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu bir çizginin kuzeyinde ve batısında daha çok geniş düzlüklerle alçak tepe ve platoların, doğusunda ve güneyinde ise yüksek dağların yer aldığı görülmektedir. Alpler, Juralar, Vosges dağları ve ülkenin ortasında yükselen Massif Central kütlesi bu ikinci kesimdedir; Avrupa'nın en yüksek zirvesini teşkil eden Mont Blanc da (4807 m.) Fransız Alpleri üzerinde yer alır. Fransa, coğrafyacılar tarafından Avrupa kıtasının küçük bir örneği, hatta onun bir "maketi" olarak nitelendirilir. Bunun başlıca sebebi, Avrupa'nın genelinde de 200-250 m. yükseklikteki alçak sahaların bütün yüzeyin yarısından fazla yer kaplaması ve bu kıtadaki yüzey şekillerinin başlıca üç türünü oluşturan birikim havzalarının, aşınmış Hersinyen kütlelerinin ve üçüncü zamana ait genç kıvrımların Fransa'da da bulunmasıdır. Ülkenin yüzey şekillerinde olduğu gibi ikliminde de çeşitlilik görülür; batısında yaz ve kış arasındaki sıcaklık farkları az, her mevsimi yağışlı geçen okyanus iklimi, doğusunda Orta Avrupa'ya has, kışları daha sert yarı karasal iklim hâkimdir. Akdeniz kıyılarında ise yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçen Akdeniz iklimi hüküm sürer. Bu kıyılardaki kışların ılıklığını, zaman zaman kuzeybatıdan esen ve Rhône vadisinden geçerken şiddetlenen "mistral" adlı soğuk rüzgâr kesintiye uğratır. Doğal bitki örtüsü, ülkenin alçak kesimlerinde daha çok kışın yapraklarını döken yayvan yapraklı kayıngillerle, dağlık kesimlerde ise çeşitli çamlarla ve köknar, ladin gibi yaprak dökmeyen diğer iğne yapraklı ağaç türleriyle temsil edilir. En önemli akarsular Seine, Loire, Garonne ve Rhône nehirleridir; bunlardan Seine Manş denizine, Loire ve Garonne Atlas Okyanusu'na, Rhône ise Akdeniz'e ulaşır. Ülkede göl sayısının fazla olmasına karşılık Leman gölü de denilen Cenevre gölünden başka büyük göl yoktur; bunun da büyük bir kesimi İsviçre sınırları içinde kalır.

1993 istatistiklerine göre Fransa'da km2 başına düşen nüfus yoğunluğu 106'dır ve bu rakamın, komşu ülkelerinkilerle karşılaştırıldığında İspanya (78/km2) hariç, hepsininkinden düşük olduğu görülür (Belçika 330, Almanya 228, İtalya 190, İsviçre 169, Lüksemburg 152, Andorra 132). Nüfusun ülke içinde dağılımı da büyük çeşitlilik gösterir. Genellikle Manş kıyıları, kuzey ve kuzeydoğunun büyük sanayi bölgeleri, Paris havzası ve Lyon çevresi en kalabalık alanlardır. Meselâ dağlık kesimlerde ve kalkerli yaylalarda yoğunluğun 20/km2 kadar olmasına karşılık bu rakam Paris havzasında 900/km2'ye yaklaşmaktadır. Ülkede, nüfusun % 93'ünün konuştuğu resmî dil Fransızca'dan sonra ikinci büyük dil % 2,6 oranıyla Arapça'dır. Halkın büyük çoğunluğunu nüfusun % 76,4'ünü oluşturan Katolikler meydana getirir. İstatistiklerin verdiği rakamlara göre diğer hıristiyanlar % 3,7, müslümanlar % 3, Mûsevîler ise % 1,1 oranındadır.

Ekonomide hem tarım hem de endüstri aynı derecede önemlidir denilebilir. % 60'ı tarıma elverişli olan toprakların ayrıca verimli olması ve iklimin yumuşaklığıyla bölgelere göre değişmesi Fransa'yı Avrupa'nın en önemli tarım ülkesi haline getirmiştir. Tarım ürünlerinin bolluğu ve çeşitliliği açısından Avrupa Topluluğu içinde birinci sırada bulunan ülkede yılda 34 milyon ton buğday, 29 milyon ton şeker pancarı ve 13 milyon ton mısır yetiştirilmektedir. Meyvecilik alanında da söz sahibi olan Fransa'nın kuzey bölgelerinde (özellikle Normandiya) daha çok elma, güney bölgelerinde ise yılda 7 milyon tonu aşan şarap üretimiyle ülkeyi dünyanın en büyük şarap satıcısı durumuna getiren üzüm yetiştirilir. Hayvancılık da gelişmiştir ve modern metotlarla 21 milyon baş sığır, 12 milyon baş domuz beslenir. Süt ürünleri içinde özellikle peynir çeşitleri (300 kadar) dikkat çeker.

Zengin yeraltı kaynakları arasında, kuzey bölgelerinden ve kuzeydoğuda Pas de Calais çevresinden çıkarılan kömür önemli bir yer tutmaktaysa da üretim ihtiyaca yetmemektedir. Enerji kaynağı olarak kömürün ülkenin sadece bir kesiminde ve sınırlı alanda bulunmasına karşılık hidroelektrik enerji kaynakları çok daha zengin ve ülke yüzeyine daha iyi dağılmış durumdadır. Fransa nükleer enerji konusunda erken adım atan ülkeler arasındadır ve bunun için gereken yakıtı Massif Central'daki uranyum yataklarından sağlar. Ayrıca Bretagne bölgesinde bulunan Rance ırmağının ağzındaki haliçte, dünyada ilk defa denizin gelgit farkından faydalanılarak enerji üreten bir santral kurulmuştur. Çeşitli maden cevherleri arasında Lorraine bölgesinde çıkarılan demirle güneybatıda çıkarılan boksit başta gelmektedir. Fransa II. Dünya Savaşı'ndan sonra yaptığı büyük bir atılımla sınaî üretim açısından dünyada dördüncü sıraya yerleşmiştir. Sanayi bölgeleri özellikle kuzey ve kuzeybatı kesimleriyle Paris ve Lyon çevresinde yer alır. Sanayi kollarının en önemlilerini makine, ipekli kumaş ağırlıklı dokuma ve giyim, gıda, otomobil (yılda 3 milyonu aşan otomobil üretimiyle dünyada dördüncü), uçak, gemi yapımı ile elektrikli alet ve kimya sanayii oluşturmaktadır.

Ülke ulaşımında 34.000 kilometreyi bulan demiryolu ve 800.000 kilometreyi aşan karayolu ile tarifeli sefer yapan altmış dört havaalanı hizmet verir. Büyük kısmı XIX. yüzyıldan kalmış olan su yolları ağı (kanallar) daha çok kuzey kesimleriyle sınırlıdır. Fransa, dünyada turizmi ilk geliştiren ve gelenek haline getiren ülkelere örnek olarak gösterilebilir. Başlıca ihraç malları arasında otomobil, silâh, uçak (savaş ve yolcu uçağı), ticaret gemisi, şarap, buğday, süt mâmulleri, kimyasal maddeler ve dokuma ürünleri yer alır; en fazla ithal ettiği mallar ise petrol ve diğer yakıtlardır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA