Cabir el-Cufi kimdir?

Ebû Muhammed ve Ebû Yezîd künyeleriyle de anılan ve tâbiîn neslinden olan Câbir'in hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Başlangıçta Kûfeli muhaddisler arasında yaygın olan mutedil Şiî görüşlere sahipken daha sonraları Muhammed el-Bâkır ile oğlu Ca'fer es-Sâdık'ın imâmetini savunan Şiî anlayışı paylaşmıştır. Hatta Eş'arî ve Abdülkāhir el-Bağdâdî'ye göre Câbir, Kûfe Valisi Hâlid el-Kasrî tarafından 119'da (737) öldürülen aşırı Şiî fırkası Mugīriyye'nin reisi Mugīre b. Saîd el-İclî'nin yerine geçmiştir. İmâmiyye kaynakları Ca'fer es-Sâdık'ın bir rivayetine dayanarak onun imamlar hakkında doğru görüşler ileri sürdüğünü, Mugīre b. Saîd'in ise yalan beyanlarda bulunduğunu söyler ve Câbir'in Mugīriyye'ye mensup olmasına ihtimal vermezler. Zira Şiîler'in en güvenilir hadis kaynaklarından biri olan Küleynî'nin el-Kâfî'sinde Câbir'e dayanan sayısız rivayet bulunmaktadır.

Bu arada Câbir'den rivayetlerde bulunan Amr b. Şemir el-Cu'fî, Mufaddal b. Sâlih es-Sekûnî, Munahhal b. Cemîl el-Esedî gibi İmâmiyye muhaddisleri de aşırılıkla suçlanmış ve son derece zayıf râviler olarak görülmüşlerdir. Mutedil İmâmiyye anlayışına göre Câbir el-Cu'fî güvenilir olmakla beraber ondan bilhassa adı geçen üç râvi tarafından nakledilen rivayetlerin çoğu zayıftır.

Rivayetlerinde Câbir'in hocaları olarak Şa'bî, İkrime, Atâ b. Ebû Rebâh ve Tâvûs b. Keysân görünmektedir. Kendisinden de Süfyân es-Sevrî ve Şu'be b. Haccâc rivayette bulunmuş ve onun Şiî görüşleri benimsemekle beraber hadiste güvenilir bir kimse olduğunu belirtmişlerdir. Hatta ondan elli hadis rivayet eden Süfyân es-Sevrî Şu'be'ye, "Eğer Câbir el-Cu'fî'yi tenkide kalkışacak olursan ben de seni tenkit ederim" demiştir. Ebû Dâvûd ondan sadece bir hadis rivayet ettiğini özellikle belirtmiş, böylece onun zayıf bir râvi olduğuna işaret etmek istemiştir ("Ṣalât", 195). Tirmizî ve İbn Mâce de râvileri arasında onun da bulunduğu bazı hadisleri eserlerine almışlardır. Buhârî ve Müslim ise eserlerinde Câbir'in rivayetlerine yer vermemişler ve hakkındaki menfi kanaatleri belirtmişlerdir. Diğer taraftan Ebû Hanîfe ve İbn Kuteybe başta olmak üzere Sünnî âlimler Câbir'in zayıf*, kezzâb* ve metrûk* olduğunu, Ali b. Ebû Tâlib'in kıyametten önce tekrar dünyaya geleceğine (bk. REC'AT) inandığını söylemişler ve onun henüz kimseye rivayet etmediği 30.000 veya 50.000 hadis bildiğine dair bir yalan ortaya attığını haber vermişlerdir. Büyük bir âlim olmakla beraber Ehl-i sünnet'e ters düşen birtakım inançları sebebiyle tenkide uğrayan Câbir 128'de (746) ölmüştür; ancak 127, 129 ve 132'de öldüğü de söylenmiştir.

İmâmiyye âlimlerinden Ahmed b. Ali en-Necâşî Câbir'in Kitâbü't-Tefsîr, Kitâbü'l-Fezâil, Kitâbü Ṣıffîn, Kitâbü'n-Nehrevân, Kitâbü Makteli'l-Hüseyn, Kitâbü'n-Nevâdir, Kitâbü'l-Cemel, Kitâbü Makteli Emîri'l-müminîn Alî adlı kitaplarının bulunduğunu söylemiş (er-Ricâl, s. 93-94), bunların ilk beşi Îżâḥu'l-meknûn'da da zikredilmiştir. Taberî Tefsîr'i ile Târîḫ'inde, Nasr b. Müzâhim de Vaḳʿatü Ṣıffîn'inde özellikle Hz. Ali'nin hilâfeti, Cemel, Sıffîn ve Hz. Hüseyin'in şehâdeti olaylarında Câbir'in rivayetlerine yer vermişlerdir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA