Başgil, Ali Fuat kimdir ?

Samsun'un Çarşamba ilçesinde doğdu. Bölükbaşıoğulları'ndan Hâfız İbrâhim Efendi'nin torunu, Mehmed Şükrü Efendi'nin oğludur. İlk tahsilini Çarşamba'da, orta tahsilinin ilk yıllarını İstanbul'da yaptı. 1914'ten itibaren tahsilini yarıda bırakarak yedek subay sıfatıyla dört yıl Kafkas cephesinde savaştı. Orta tahsilinin geri kalan kısmını Paris Buffone Lisesi'nde tamamladı (1921). Yüksek öğrenimine Grenoble Hukuk Fakültesi'nde devam etti. Paris Hukuk Fakültesi'nde "Boğazlar meselesi" konulu teziyle doktor oldu; ayrıca Paris Siyasî İlimler Okulu ile Edebiyat Fakültesi'nden diploma aldı. Lahey Devletler Hukuku Akademisi'nin kurlarına devam ederek burayı bitirdikten sonra yurda döndü (1929).

İlk görevi Maarif Vekâleti Yüksek Tedrisat umum müdür muavinliğidir. 1930 yılında Ankara Hukuk Fakültesi'nde açılan imtihanı kazanarak doçent oldu. Bir yıl sonra aynı fakültenin Roma hukuku profesörlüğüne tayin edildi. 1933 yılının sonlarına kadar Hukuk Fakültesi'nde Roma hukuku, Gazi Terbiye Enstitüsü'nde de medeniyet tarihi dersleri okuttu. İstanbul Üniversitesi'nin kurulması üzerine teşkîlât-ı esâsiyye hukuku dersini okutmak üzere buraya geçti. Ayrıca Mülkiye Mektebi'nde hocalık yaptı; İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi müdürlüğünde de bulundu (1937). Hatay anayasasını hazırladığı gibi 1937'de Hatay'ın bağımsızlığı konusunda Cenevre'de toplanan Milletler Cemiyeti Komisyonu'nda Türk heyetinin hukuk müşavirliğini yaptı. 1939 yılında ordinaryüs profesör oldu. Türkiye'de ilk defa iş hukuku dersini ihdas etti ve bu dersi okuttu. 1938-1942 yılları arasında İstanbul Hukuk Fakültesi dekanlığı yaptı. Kısa bir süre Ankara'da Hukuk Fakültesi ile Mülkiye Mektebi'nde esas teşkilât hukuku dersleri verdi. 1943'te tekrar İstanbul Hukuk Fakültesi'ndeki kürsüsüne döndü; Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'ni kurdu (1947). 27 Mayıs 1960 İhtilâli'nde Millî Birlik Komitesi tarafından 147 öğretim üyesiyle beraber üniversiteden uzaklaştırıldı. Daha sonra bu öğretim üyelerinin özel bir kanunla üniversiteye iade edilmelerine rağmen o bunu bir haysiyet meselesi yaparak üniversiteye dönmedi. 10 Nisan 1961'de de emekliye ayrıldı.

Ali Fuat Başgil emekli olduktan kısa bir süre sonra politikaya atıldı. 15 Ekim 1961'de Adalet Partisi'nin Samsun listesinden bağımsız aday olarak senatör seçildi. Bu devrede cumhurbaşkanlığına adaylığını koyduysa da 27 Mayıs'ı savunan çevrelerin tepki ve baskıları sonucu cumhurbaşkanlığı adaylığından ve senatörlükten istifa etti. 1962'de İsviçre'ye giderek Cenevre Üniversitesi'nde Türk Tarihi ve Dili Kürsüsü'nde görev yaptı. 1965 seçimlerinde Adalet Partisi'nden milletvekili seçilerek tekrar parlamentoya girdi. Anayasa Komisyonu başkanlığını yaptı. 17 Nisan 1967'de vefat etti; kabri Karacaahmet Mezarlığı'ndadır.

Ali Fuat Başgil hayatı boyunca ilmî haysiyet ve vakarını korumasını bilmiş, bir anayasa hukuku hocası olarak gerektiği zaman ilmî kanaatlerini yayın organlarında ve eserlerinde çekinmeden açıklamış, hatta bu uğurda hapse girmeyi dahi göze almıştır. Türk hukukçuları arasında siyasî, sosyal, hukukî sahalarda en çok çaba gösteren ve en çok eser veren Ali Fuat Başgil'in fikirlerinde büyük ölçüde hürriyetçi Batı düşüncesinin tesiri hâkimdir. Din ve laiklik hakkındaki görüşleriyle Diyanet İşleri Reisliği kanunu tasarısı ve 27 Mayıs 1960 İhtilâli ile ilgili tenkitleri büyük ilgi uyandırmış ve tartışma konusu olmuştur.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi


BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA