ADI Dilan ama Kürtçe olduğu için nüfus cüzdanında Sibel yazıyor. Bitlis, Tatvan'a bağlı Düzcealan ya da Kürtçe adıyla ise Çorsin köyü doğumlu Dilan. Doğduğu köyde değil yakılıp boşaltıldıktan sonra göç etmek zorunda kaldığı İstanbul'da yaşıyor. Hikayesi, sayıları 1 milyon 200 bine varan yerinden edilmiş insanların dramının kısa bir özeti gibi. Çatışmanın tarafı olmadığı halde, mağduru olan insanların. İlkokul üçe geldiğinde korucu olmaya zorlanan köyünün yakılması nedeniyle önce Tatvan'a ardından da İstanbul'a göç etmek zorunda kalır. İstanbul'a ablalarının yanına gelen 15 kişilik ailesiyle bir çaresiz bir bodrum katına yerleşir. 9 yaşında olmasına rağmen tekstil atölyesinde çalışmaya verilir. Tam okula yazdırılacağı günün gecesinde evleri polis tarafından basılır ve babası, ablası ve ağabeyleriyle birlikte aileden 5 kişi gözaltına alınır.
BİZİMLE KAYNAŞIN
Bugün 25 yaşında olan Dilan'ın kısa hikayesi Azınlık Hakları Grubu (MRG) tarafından geçen ay yayımlanan 2009 Dünya Yerli ve Azınlık Halklarının Durumu adlı raporda yer aldı. İstanbul Bağcılar'da ablalarıyla birlikte yaşayan Dilan'ı bularak, yaşadıklarını bir de ona sorduk. Hayallerini ailesinin birçok üyesi gibi gömmüş olmasına rağmen hala gülümsemesini eksik etmeyen bir genç kadın olan Dilan, SABAH'a şunları söyledi: "Ben Kürt olduğumuzu burada öğrendim. Sokakta 'Pis Kürtler' hakaretini görünce ne olduğumu öğrendim. Doğum yerim nedeniyle gözaltına alındım. Polis, 'Kürt olman yeter suçlu olman için' dedi. Bir ara babamı mahkemeye vereceğim diye tutturdum. Soy ismimi ve kimliğimdeki memleketimi değiştirecektim. Ablam nüfus cüzdanında evlenince değiştiğini gösterince ikna oldum. Abimi 20 gün gözaltında bir tabutta tuttular. Salıverilince dağa gitti. Devlet gönderdi onu. Annem İstanbul'da elimizde 10 milyar lira olmadığı için göz göre göre öldü. Tek suçumuz Kürt olmaktı." Dilan'ın evlenmek istediği erkeğin ailesi Kürt olduğu için onu istememiş. Hain ve bölücü olarak görülmekten ve Kürt kimliğinin ona yüklediği sıfatlardan yorgun ve birkaç çift sözü var: "Kaynaşalım. Bizi infaz etmesinler. Yaşadığımız onca acıya ve gözyaşına rağmen, bu savaş ve kan dursun, barış olsun diyoruz."
Affederim ama nasıl unutayım
DİLAN'IN kız kardeşlerinden birisinin adı ise Berivan. Dilan gibi onun boynunda da Kürtçe isimlik var. Kürtçe 10'uncu kız anlamına gelen asıl adı olan "Dahana" yazıyor. Dilan'a kendisinden özür dilense tepkisinin ne olacağını soruyoruz. "Ağlarım herhalde" diyor ve ekliyor: "Ölen ağabeyimi geri isterim. İsterim ki cezaevindeki diğer ağabeyim çıksın. Affederim ama nasıl unuturum onca şeyi..."
Daha 1 milyon 200 bin Dilan var
HACETTEPE Üniversitesi Nüfus Araştırmaları Merkezi'nin yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de yerinden edilmiş insan sayısı 953 bin ile 1 milyon 200 bin kişi arasında değişiyor. Zorunlu göç mağduru olan bu insanların çoğu 1986 ile 2005 arasında güvenlik nedeniyle Güneydoğu Anadolu bölgesinde boşaltılan köylerden geliyor. Haziran 2004'te çıkan 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Kanun ile tazminat ve geri dönüş yolu açıldı. Göç Edenler Sosyal Yardımlaşma ve Kültür Derneği'nin (Göç-Der) araştırması ise zorunlu göçten mağdur olanların sayısı 3 milyonu buluyor. Bunlardan 1 milyonu İstanbul'a göçtü. Araştırmaya göre, İstanbul'daki mağdurların yüzde 95'i hayatından memnun değil, yüzde 80'i ise geri dönmek istiyor. Kanunun çıktığı günden Temmuz 2008'e kadar 350 bin kişi geri dönmek ve tazminat amacıyla başvuru yaptı. 140 binine cevap verildi. Ancak zorunlu göç mağdurlarının çoğunun hala yasadan haberi olmadığı da belirtiliyor. 1986 ile 2005 arasında Doğu ve Güneydoğu bölgesinde 3 binin üzerinde köy ve mezranın güvenlik nedeniyle boşaltıldığı iddia ediliyor.