Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre Türkiye'de otomobil ve hafif ticari araç satışları, yılın ilk yarısında 607 bin 977 oldu. Ocak-haziran döneminde, 84 bin 956 adet "tam elektrikli" otomobil satıldı. Yılın ilk yarısında, "tam elektrikli", "uzatılmış menzil elektrikli" ve "hibrit" araçlar ele alındığında, toplam pazarın yüzde 44,6'sı, içinde elektrikli motor da bulunan araçlardan oluştu. Böylelikle, Türkiye'de satılan her 10 otomobilden 4'ü elektrikli ya da hibrit araç oldu. Pazarın lideri 17 bin 101 satışla Togg olurken, 12 bin 320 ile Tesla ikinci, 10 bin 401 ile BYD üçüncü, 5 bin 539 ile KIA dördüncü ve 5 bin 521 ile MINI beşinci olarak sıralandı. Gündelik yaşamın bir parçası haline gelen elektrikli otomobillerin yaşam alanlarına uyumu da çok önemli bir başlık olarak öne çıktı. Başakşehir'de 11 Aralık 2024'te 14 katlı binanın otoparkında elektrikli otomobilde yangın çıktı. Bina tahliye edildi. Yanan aracın sahibi Murat Karabayır, "Yangının nasıl çıktığı konusunda bilgimiz yok, elektrikli araç. Aracım şarjdaydı, akşam üstü takmıştım. Daha önce böyle bir şey olmadı. Daha önce böyle bir şey olsa elektrikli araç almazdım" şeklinde konuştu. Maltepe'de 7 Nisan'da 10 katlı binanın -1. Kat site otoparkında elektrikli aracın batarya kısmında yanma meydana geldi. Araç kullanılamaz hale geldi. Kadıköy Acıbadem'de 5 katlı binanın -1. Kat site otoparkında elektrikli araç şarj edildiği sırada yangın çıktı. Binalar boşaltıldı. Sokaktaki evlerde yaşayanlar duman nedeniyle büyük tehlike yaşadı. Yanan araçla birlikte 3 araç daha büyük hasar aldı.

EV cars denilen bataryalı elektrikli araçların tüm dünyada her geçen gün gittikçe yaygınlaştığına ve yalnızca Çin'de toplam elektrikli otomobil sayısının 32 milyonu bulduğuna dikkat çeken Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Ateş Koç, Türkiye'de de son 5 yılda 250 bine yakın araç satıldığını hatırlattı. Bu hızlı artışın beraberinde birtakım uygulama ve altyapı sorunlarını da getirdiğini ifade eden Uğur Ateş Koç, elektrikli otomobil yangınlarının çıkış nedenlerini SABAH'a şu şekilde değerlendirdi:
"Elektrikli otomobiller genellikle Lithium batarya44 paketleri ile üretiliyor. Araçlarda sıklıkla karılaştığımız yanma durumu bu akülerin yapısal özellikleri nedeniyle ortaya çıkıyor. Bu yangınlar bataryaların patlaması nedeniyle de hızlı yayılabiliyor. Kimi zaman araçlar ağır hasar aldıklarında batarya grupları fiziksel hasara uğruyor ve yangına dönüşüyor. Ayrıca sıklıkla araçlar şarj edildikleri sırada ve park yerlerinde de yanabiliyorlar. Herbir batarya paketinde binlerce akü bulunabiliyor ve bunlardan herhangi birisi hasar, arıza, uygunsuz şarj işlemi veya kalite kaynaklı sorunlar nedeniyle yandığında diğer akülerin de yanmasını tetikliyor."

ÇEVRESEL RİSK OLAN YERDE ŞARJ EDİLMEMELİ
Elektrikli araç kullanıcılarının dikkat etmesi gereken hususların altını çizen Uğur Ateş Koç, "Öncelikle tercih ettikleri teknolojinin avantajlarının yanında, riskleri de olduğunun farkında olmaları, normal araçlara oranla daha hassas ve duyarlı olmaları gerekiyor. Bir elektrikli otomobil sahibi aracının bakım arıza kontrolü ve onarımı gibi konularda çok daha hassas davranmalı ve erken davranmalı. Her ne kadar maliyet açısından avantajlı olsa da çevresel riskleri ortadan kaldırılmamış alanlarda şarj işleminden kaçınmaları gerekiyor. Gerek elektriksel gerekse yangın güvenliği açısından standartlara uygun olarak düzenlenmemiş, mühendislik hizmeti almamış alanlarda şarj işlemi yapmaktan imtina etmeliler." dedi.
Son zamanlarda site ve apartmanlarda şarj sırasında çıkan yangınların arttığını dile getiren Uğur Ateş Koç, "Bunun nedeni, yaygın bir biçimde artan şarj ihtiyacına göre mevcut binaların altyapılarının düzenlenmemiş olması. Vatandaşlar sık sık komşuları ve apartman yönetimleriyle şarj cihazlarının kullanılması konusunda sorumlar yaşamaya da başladılar. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Temmuz 2024'te bir genelge yayımlandı. Bu genelgede, sökülüp takılabilir denilen (görece elektriksel gücü az olan) şarj cihazlarının kullanımını yapı ruhsat sürecinin dışında bıraktı. Bu serbestlik, her ne kadar mevzuat ve altyapı açısından yangın ve elektriksel tedbirler alınması gerektiğini reddetmese de vatandaşlar tarafından 'herhangi bir tedbir almak gerekli değildir' düşüncesine neden oldu." diye konuştu.

PROFESYONEL DESTEK ALINMALI
Apartman, site, avm gibi ortak alanlarda özellikle de kapalı alanlarda yapılan şarj işlemleri açısından ciddi anlamda riskler olduğunu anlatan Koç, "Şarj sırasında sıklıkla ortaya çıkabilecek bir termal kaçak saatlerce sürecek bir yangını hızla tetikleyebilir. Bu tür durumlarda itfaiye müdahalesi yangını söndürmek için yeterli olmayacak, yalnızca soğutma faaliyeti ile sınırlı kalacak ve araç saatlerce yanacaktır. Aracın ortaya çıkaracağı ısı zaman zaman 700 dereceye kadar varabilir ve etraftaki araçlara hatta binaların taşıyıcı yapılarına dahi zarar verebilir. Ayrıca yangın boyunca çok ciddi miktarda aşırı tehlikeli gaz salınımı ortaya çıkacaktır. Hidrojen siyanür, hidrojen florür, karbon monoksit gibi gazlar yakın çevrede can güvenliği riski yaratmakla kalmayıp yangına itfaiye müdahalesini de zorlaştırmaktadır. Bu nedenle site ve apartman gibi alanlarda şarj cihazları kurulacak ise apartman yönetimi tarafından planlanarak elektrik iç tesisat yönetmeliğine uygun şekilde ve muhakkak yetkili bir elektrik mühendisi tarafından hizmet alınarak düzenleme yapılmalı. Bu şarj alanları potansiyel risk dikkate alınarak mutlaka açık alanlarda seçilmeli ve gerektiğinde itfaiye tarafından müdahale edilebilecek şekilde düzenlenmelidir. Vatandaşlarımız gerektiğinde 81 ildeki Elektrik Mühendisleri Odası şubele ve temsilciliklerine müracaat ederek ücretsiz bilgi alabilirler ve yetkili mühendis/müşavirlere ulaşabilirler." ifadelerini kullandı.

OTOPARKIN ÇIKIŞINA YAKIN YER TERCİH EDİLMELİ
Gayrimenkul Hukukçusu Avukat Çiğdem Kezer de binalarda kurulacak şarj noktalarının yasal çerçevesine aktardı. Kezer, "Yönetim planı bir yapının anayasası gibi düşünülebilir. Yönetim planlarında elektrikli otomobiller için özel kurallar konulmalı ve bu kurallara uyulmalı. Tehlikelere ve olası risklere karşı gerekli önlemler alınarak herhangi bir olumsuzluk anında olabildiğince en az şekilde zarar görmek amaçlanmalı. Örneğin elektrikli araçların bulunduğu alan diğer araçların bulunduğu alandan ayrı tutulmalı, otoparkın çıkışına en yakın yerler tercih edilmelidir. Şarj üniteleri, görevlilerce belirli aralıklarda kontrol edilmeli, herhangi bir olumsuzlukta üretici firmadan yenisi ile değiştirilmesi istenmelidir. Bütün uyulması gereken kurallar yönetim planında ayrıntılı yazılmalıdır." dedi.

ALTYAPI HAZIR HALE GETİRİLMELİ
Yeni yapılacak binalarda ve ruhsat alacak projelerde, otoparkların belirli oranında şarj altyapısı hazır hale getirilmesi zorunla hale geldiğini sözlerine ekleyen Çiğdem Kezer, "Konutlar için, 20 araçlık otoparkın üzerinde olan projelerde, en az yüzde 5'ine şarj altyapısı kurulmalı. Yani 100 araçlık otoparkta en az 5 araç için altyapı hazır olmalı. AVM, hastane, otel gibi ticari binalarda ise bu oran daha yüksek olabilir. (Genelde yüzde 10-20 arası) Apartman ve siteler için özellikle, kat malikleri, yönetim planına aykırı olmadıkça şarj istasyonu kurmak için başvurabilir. Şarj ünitesi kurulması için kat maliklerinin çoğunluk kararı yeterlidir, oybirliği gerekmez. Tesisat altyapısı için elektrik iç tesisat yönetmeliği dikkate alınmalıdır." şeklinde konuştu.

SEKTÖR TEMSİLCİLERİ BULUŞTU
Bursa Uludağ Üniversitesi, Otomotiv Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. İhsan Karamangil de 2022'de otomotiv sektörü temsilcilerinin de katılımıyla Elektrikli Araçlarda Yangın Önleme ve Hasar Azaltıcı Önlemler Çalıştayı düzenlediklerini ve bu konunun detaylıca masaya yatırıldığını aktardı. Çalıştayın sonuç raporunda önemli detaylara yer verildi. Buna göre, yangınların en önemli üç sonucu toksik gazlar, bazen 1000 dereciyi aşan sıcaklık ve patlama. Yangına müdahale süresi çok önemli. Elektrikli araç kaza ve yangınlarına müdahale öncelikle itfaiye teşkilatlarının sorumluluğu ama yangınlar özellikle bu alanda ticari faaliyet gösteren kuruluşların problemi. O halde bu kuruluşlar birikim ve problemlerini en üst düzeyde itfaiye teşkilatları ile paylaşmalı ve hızlı bir işbirliği sürecine girmelidirler.

ANTALYA'DA DA ÇALIŞTAY DÜZENLENDİ, ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KONUŞULDU
Öte yandan Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı ile Yangından Korunma Derneği (TÜYAK) da 29 Kasım-1 Aralık 2024 tarihlerinde, Antalya'da "Elektrikli Araçlarda, Lityum-İyon Pil/Batarya Sistemlerinde, Güneş Enerji Santrallerinde Yangın Güvenliği" çalıştayı düzenlendi. Çalıştayda, binlerce bina ve sitenin altında yer alan kapalı otoparklarda elektrikli araçların oluşturabileceği tehlike masaya yatırıldı ve çözüm önerileri bir sonuç bildirgesinde bir araya getirildi.