Tarımla geçimini sağlayan, evli ve 3 çocuk babası olan Fener Bahçe, günlük hayatında sürekli Fenerbahçe forması ya da polarını giyiyor. Takımının maçlarını büyük bir heyecanla takip eden Bahçe, galibiyetlerde seviniyor, mağlubiyetlerde ise kahroluyor.

"Gurur duyuyorum, sevinçliyim ama İstanbul hayalim vardı, oraya gidemedim. En büyük hayalim, Fenerbahçe-Galatasaray derbisini statta izlemek. Diğer takımları da seviyoruz ama en büyük hastalığım Fenerbahçe. Babam fanatik Fenerbahçeliydi, ben de onun yolundan gidiyorum. İyi ki Fenerbahçeliyim, Allah razı olsun babamdan."

"BAZEN GÜLÜYORLAR, BAZEN İNANMIYORLAR"
İsminden dolayı hayatı boyunca birçok ilginç an yaşadığını belirten Fener Bahçe, en çok askerlikte ve resmi işlemlerde kendini açıklamak zorunda kaldığını söylüyor. Nereye gidersem gideyim ismimi duyanlar şaşırıyor. Doktor kontrolü için hastaneye gittiğimde mutlaka ismimle alakalı sorular soruyorlar. Bazen gülüyorlar, bazen inanmıyorlar. Kimliğimi gösterince herkes daha da şaşırıyor. Fenerbahçe benim ailem. Çocuklarımdan, anamdan, babamdan, kardeşlerimden ayırmıyorum. Fenerbahçe maçı olduğu zaman evde tek başıma oluyorum. Maçları bu şekilde izliyorum."

EN BÜYÜK HAYALİ KADIKÖY'DE DERBİ İZLEMEK
Bugüne kadar İstanbul'a hiç gitmeyen Fener Bahçe, en büyük arzusunun Kadıköy'de bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisini tribünden izlemek olduğunu belirtiyor. Adı gibi fanatik olan bu özel taraftarın hayali, belki de Fenerbahçe Kulübü ya da sarı-lacivertli renklere gönül verenler tarafından gerçekleştirilebilir.