Kur'an-ı Kerim'de kıyamet gününün gerçekleşeceğine vurgu yapan pekçok ayet yer almıştır. Hadis kaynaklarında yer alan bilgilere göre, kıyametin kopuşunun ansızın vuku bulacağına, bu sırada alışveriş yapanlar işlerini bitirmeden, yemek yiyenlerin yemeklerini yiyemeden kıyametin kopacağı belirtilmiştir. Gerçekleşen kıyamet alametleri de bulunmaktadır. Büyük ve küçük kıyamet alametleri nelerdir sorusu da bu noktada sıkça araştırılır. Kıyametin büyük ve küçük alametleri nelerdir, kıyamet alametleri nedir sorularının cevabına bu başlık altından ulaşabilirsiniz.
KÜÇÜK VE BÜYÜK KIYAMET ALAMETLERİ NELERDİR?
Kur'an-ı Kerim'de kıyamet günü ile ilgili birçok ayet bulunur. Kur'an'da değişik isimlerle kullanılan kıyamet kavramı ''saat'' kelimesi ile de kullanılmıştır. Kıyamet gününün mutlaka geleceği vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra hadis kaynaklarında da kıyamet alametleri hakkında önemli bilgiler yer almaktadır.
Kıyamet alametleri önem derecesine bakılarak büyük ve küçük olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Küçük kıyamet alametlerinde hayatın zayıflatıp kötülüklerin yayılmasına dair olaylar yer almıştır. Kıyametin büyük alametlerinde ise kıyamet kopmadan kısa bir süre önce meydana gelecek vakalar yer bulmuştur.
KIYAMET ALAMETLERİ
Kaynak: (Buhârî, "Fiten", 4-5, 22, 24, "ʿItḳ", 8, "Cihâd", 95, "Nikâḥ", 110; Müslim, "ʿİlim", 8-10; İbn Mâce, "Fiten", 25-36; Tirmizî, "Fiten", 35, 42-43).
Hadis kaynaklarında kıyamet alametleri hakkında çeşitli bilgiler yer almakla birlikte, bu rivayetlerde ahlaki bozuluşa, tabia olaylarına dair ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Nakledilen metinlere göre kıyamet alametleri şöyledir;
KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK?
Kıyametin ne zaman kopacağına dair sahih bir hadis bulunmamaktadır. Kur'an-ı Kerim'de yer alan Kıyamet suresinde ise kıyametin kopma anında neler yaşanılacağına dair bilgiler verilmiştir. Kıyamet suresinin meali ise şöyle;
Kıyamet Suresi Türkçe Anlamı
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla...
1. ayet: Hayır, kalkış (kıyamet) gününe and ederim.
2. ayet: Ve yine hayır; kendini kınayıp duran nefse de and ederim.
3. ayet: İnsan, onun kemiklerini Bizim kesin olarak biraraya getirmeyeceğimizi mi sanıyor?
4. ayet: Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz.
5. ayet: Ancak insan, önündeki (sonsuz geleceği)ni de 'fücurla sürdürmek ister.'
6. ayet: "Kıyamet günü ne zamanmış" diye sorar.
7. ayet: Ama göz 'kamaşıp da kaydığı,'
8. ayet: Ay karardığı,
9. ayet: Güneş ve ay birleştirildiği zaman;
10. ayet: İnsan o gün: "Kaçış nereye?" der.
11. ayet: Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok.
12. ayet: O gün, 'sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstakar)' yalnızca Rabbinin katıdır.
13. ayet: İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir.
14. ayet: Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir.
15. ayet: Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile.
16. ayet: Onu (Kur'an'ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma.
17. ayet: Şüphesiz, onu (kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak Bize ait (bir iş)tir.
18. ayet: Şu halde, Biz onu okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu izle.
19. ayet: Sonra muhakkak onu açıklamak Bize ait (bir iş)tir.
20. ayet: Hayır; siz çarçabuk geçmekte olanı (dünyayı) seviyorsunuz.
21. ayet: Ve ahireti terk edip-bırakıyorsunuz.
22. ayet: O gün yüzler ışıl ışıl parlar.
23. ayet: Rablerine bakıp-durur.
24. ayet: O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir.
25. ayet: Kendisine, beli büken işlerin yapılacağını anlamaktadır.
26. ayet: Hayır; can, köprücük kemiğine gelip dayandığı zaman,
27. ayet: "Son müdahaleyi yapacak kim" denir.
28. ayet: Artık gerçekten, kendisi de bir ayrılık olduğunu anlamıştır.
29. ayet: (Ölüm korkusundan) Ayaklar birbirine dolaştığında;
30. ayet: O gün sevk, yalnızca Rabbinedir.
31. ayet: Fakat o, ne doğrulamış ne de namaz kılmıştı.
32. ayet: Ancak o, yalanlamış ve yüz çevirmişti.
33. ayet: Sonra çalım satarak yakınlarına gitmişti.
34. ayet: Sen buna müstahaksın, dahasına müstahaksın.
35. ayet: Yine müstahaksın, dahasına da müstahaksın.
36. ayet: İnsan, 'kendi başına ve sorumsuz' bırakılacağını mı sanıyor?
37. ayet: Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi?
38. ayet: Sonra bir alak (embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.'
39. ayet: Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı.
40. ayet: (Öyleyse Allah,) Ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?