Müslümanlar arasında selamlaşmak önemli bir yere sahiptir. Karşılaşan iki kişiden birisi diğerine ''Selamün Aleykum'' diyerek selam verir. Bir diğer adı ise es-selâmü Aleykum olarak söylenir. İslam âlimlerine göre selam vermenin sünnet olduğu belirtilirken, selamı almanın ise farz olduğu söylenmiştir. Hadis kaynaklarında yer alan bilgilerde selam vermenin ve almanın önemi hakkında da bilgiler yer almaktadır. Selamün Aleykum ne demek sorusu ise birçok kişi tarafından araştırılmaktadır. Selamün Aleykum Türkçe anlamı nedir? Selamün Aleykum ne anlama geliyor?
SELAMÜN ALEYKUM NE DEMEK?
Müslüman âlemi için selam vermek mühim bir yere sahiptir. Hadis kaynaklarında selam vermenin ve verilen selamı almanın önemi ile ilgili pekçok bilgi yer almıştır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) selâm vermeyi sevap kazandıran ve cennete girmeye vesile olan önemli amellerden biri olarak tarif etmiştir. Müslümanların çokça selâmlaşmasının karşılıklı sevgiyi arttıracağını, hayır ve bereket getireceğini ve insanı Allah'a yaklaştıracağını bildirmiştir.
Selamün Aleykum Türkçe Anlamı: Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun
SELAMÜN ALEYKÜM DEMENİN FAZİLETLERİ
Selam vermek ile ilgili birçok hadis bulunmaktadır. Bu hadislerde çokça selam vermenin önemine vurgu yapılmıştır.
Hz. Peygamber selâm vermeyi sevap kazandıran (Buhârî, "Îmân", 20) ve cennete girmeye vesile olan (Tirmizî, "Ḳıyâme", 42), önemli amellerden biri olarak tarif etmiş müslümanların çokça selâmlaşmasının karşılıklı sevgiyi arttıracağını (Müslim, "Îmân", 93; Ebû Dâvûd, "Edeb", 142), hayır ve bereket getireceğini (Tirmizî, "İstiʾẕân", 10) ve insanı Allah'a yaklaştıracağını (Ebû Dâvûd, "Edeb", 133) bildirmiş, selâm vermekten kaçınmanın bir tür cimrilik olduğunu söylemiştir.
Herkesin birbirine selâm vermesini istediği için yolda karşılaştığı çocuklara da selâm vermeye özen gösteren Resûl-i Ekrem (Müslim, "Selâm", 14, 15) küçüklerin büyüklere, binekli, atlı veya arabalı olanların yayalara, yürüyenlerin oturanlara, arkadan gelenlerin önlerinde gidenlere, iki grup karşılaştığında az olanların çok olanlara selâm vermesini tavsiye eder (Buhârî, "İstiʾẕân", 4, 5, 6, 7; Müslim, "Selâm", 1), mescidde kadınlardan oluşan bir cemaat gördüğünde onlara uzaktan selâm verir, selâm verdiği anlaşılsın diye de eliyle işaret ederdi (Müsned, VI, 458). Resûlullah, sadece yolda karşılaşılan veya başkasının evine misafir giden kimselerin değil kendi evine girenlerin de evde bulunan anne, baba, eş, çocuk ve akrabasına selâm vermesini emretmiş (Tirmizî, "İstiʾẕân", 10), "Evlere girdiğiniz zaman kendinize selâm verin" (en-Nûr 24/61) âyeti, evde kimse olmasa da evine giren kişinin kendi kendine selâm vermesi gerektiği şeklinde yorumlanmıştır (İbn Kesîr, VI, 94-95). İki grup insan birbiriyle karşılaştığında içlerinden birinin selâm vermesi, diğer gruptan da bir kişinin verilen selâmı alması yeterli görülmüş (Ebû Dâvûd, "Edeb", 141), bir meclisten veya birinin yanından ayrılan kişinin ayrılırken de selâm vermesi istenmiştir (Tirmizî, "İstiʾẕân", 15). Selâm verirken veya alırken eğilmek doğru görülmemiştir.