Şuara Suresi, içerdiği kıssalar ve mesajlarla müminlere dersler veren, imanı güçlendiren ve Allah'ın kudretini hatırlatan önemli bir suredir. Peygamberlerin yaşadığı zorlukları ve sonunda hakikatin galip geldiğini vurgular. Müminler için bu surenin okunması ve üzerinde tefekkür edilmesi, imanlarını güçlendiren bir vesile olabilir. Şuara Suresi 49-50-51. ayet okunuşu, Arapça yazılışı ve Türkçe anlamı kelimelerin ve nazmındaki incelikle insanın ruhuna hitap eden bir bütünlük oluşturur.

49.Ayet: Kale amentüm lehu kable en azene leküm innehu le kebirukümüllezı allemekümüs sıhr fe le sevfe ta'lemun le ükattıanne eydiyeküm ve ercüleküm min hılafiv ve la üzallibenneküm ecmeıyn
50.Ayet: Kalu la dayra inna ila rabbina münkalibun
51.Ayet: İnna natmeu ey yağfira lena rabbüna hatayana en künna evvelel mü'minın
NOT: Arapçada yer alan bazı harflerin, Latin alfabesinde ses karşılığı bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kur'ân'ın hatasız okunması ve harflerinin doğru telaffuz edilmesi için Mushaf'ta olduğu gibi Arapça alfabe ile yazılmış halinin okunması daha uygundur.
49.Ayet: Firavun, "Ben size izin vermeden ona inandınız ha? Mutlaka o size sihri öğreten büyüğünüzdür. Yakında bilip göreceksiniz siz! Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve hepinizi asacağım" dedi.
50.Ayet: Sihirbazlar şöyle dediler: "Zararı yok, mutlaka Rabbimize döneceğiz."
51.Ayet: "(Burada) ilk inananlar biz olduğumuz için şüphesiz Rabbimizin, hatalarımızı bağışlayacağını umuyoruz."