Allah'ın isimlerinin yanında bazı sıfatları bulunmaktadır. Bu sıfatların hepsi Kur'an'da açık bir şekilde dile getirilmiştir. Vücud da bu sıfatlardan biridir. Vücud kelimesi ayrıca felsefe terimi olarak da karşımıza çıkmaktadır. Felsefede, bir şeyin zihinde ve zihnin dışında gerçek varlığa sahip olması olarak geçmektedir.
Allah'ın 14 tane sıfatı bulunmaktadır. Bunlardan 6 tanesi Zati sıfatları kapsarken 8 tanesi de Sübuti sıfatları kapsamaktadır. Bu 6 tane Zati sıfattan biri de vücuddur. Vücud kelimesini iki yerde görebiliriz.
Felsefede vücud kelimesi, bir şeyin zihinde ve zihnin dışında gerçek varlığa sahip olması olarak veya bir şeyin aklî tahlil yoluyla belirlenen mahiyeti, zatı olarak geçmektedir.
Dini bir terim olarak da vücudun belirli bir karşılığı vardır. Allah'ın zihnin dışında gerçekliğinin bulunduğunu ve mevcudiyeti zorunlu bir varlık olduğunu belirtir. Allah'ın varlığı zâtının gereği yani kendindendir, O'nun dışındaki varlıkların mevcudiyeti ise kendileri dışındandır. Bu durum Kur'an'da da insanın fıtratı gereği bir şeye inanma eğilimi olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle Allah'ın varlığı lazımdır diyebiliriz.
Vücûd ilâhî zâtın aynı olup zâta eklenen bir mâna ve ayrı bir sıfat değildir, hatta yalnız Allah hakkında değil bütün varlıklarda vücûd ile mahiyet arasında başkalık yoktur. Eğer zât hakikat ve mahiyeti dışında herhangi bir varlığa sahip olsaydı bu takdirde zâtın biri hakikat ve mahiyetine, diğeri vücûduna ait iki varlığının bulunması gerekirdi.