Meclis Başkanı'na saldırıyorlar. Bir yandan CHP ilerigelenleri, öbür yandan İP ilerigidenleri... "Programa ilaveten" iki de emekli bürokrat, bir general, bir de amiral... (Hangi partiyi tutuyorlar acaba?)
"Sinsi muhalefetiyle" tanınan bir televizyon kanalında katıldığı bir programda, Meclis Başkanı'nı "Cumhurbaşkanı, Montrö sözleşmesini iptal edebilir mi" diye sorarak gaza getirmek istemişler. (Biliyorsunuz, Lausanne ve Montreux gibi isimler, halk anlasın diye değil "eski Babıali çemişleri" öyle yazmış oldukları için okundukları gibi yazılırlar. Bu konuda çok açık ve seçik TDK kuralları olmasına rağmen.)
Mustafa Şentop, ele güne karşı hemen "Sayın Cumhurbaşkanı'nı kastetmiyorum" demiş, arkasından da "Bir gün başka bir cumhurbaşkanı teknik olarak yapabilir bunu" diye belirtmiş.
Yani ne dediği çok açık ve seçik.
Hatta "mümkün" ile "muhtemel" kavramları arasındaki farka da değiniyor ve "Marmara Denizi'nden ayran yapabilmek mümkün mü?
Mümkündür. Yeterli yoğurt bulursanız mümkün" diye ekliyor.
En ahmak muhalifin bile anlayabileceği kadar açık seçik.
Bunun üstüne balıklama atlamışlar.
Ne "TBMM'nin elindeki yetkileri saraya devretmesi" kalmış dillerine dolamadıkları, ne "AKP'nin artık aklını yitirdiği", ne de istifa çağrısı...
İnsaf edin, adam espri de mi yapamayacak?
Belki de "Sizin Kılıçdaroğlu iptal edebilir" demek istemiştir... Olamaz mı?
Hayır. Türkiye'de konuşma düzeyini "en kalın kafaya" göre ayarlayacaksın.
Matematikteki "en küçük ortak kat" gibi, en düşük ortak idrak...
Ayrıca, tevazu göstermeyeceksin, sahi zannederler.
Özeleştiri de yapmayacaksın, "Ek yerini bulduk" derler ve o noktadan saldırıya geçerler.
Başıma geldi de biliyorum.
***
TWEET NOBEL'İ NE ZAMAN?
Twitter denilen canavarlaşmış kuruluşun yöneticisi Jack Dorsey diye bir adam, 15 yıl önce ilk "tweet"i atmışmış...
Eh, şirin bir magazin haberi.
Lakin, buna para bastırıp alınca işin rengi değişiyor.
İlk tweet'i satın almak için ödenen para, sıkı durun, tam 2 milyon 900 bin dolar!
Alan da, "Türk asıllı" Sina Estavi... İş bilmemnesi...
Sakın öz vatanına iki kebapçı dükkânı açıp beş kişiye istihdam sağlamasın, günaha girer.
Aldığı zırvayı, Leonardo da Vinci'nin Mona Lisa tablosuna benzetmiş ve "Elli yıl sonra fiyatının ne olacağını kim bilebilir" demiş.
Bunu bir yatırım olarak değerlendiriyor.
Öte yandan, bir robot yaptılar, belki bilirsiniz, adı Sophia.
Sophia'ya bir resim yaptırmışlar.
Bu resim de 688 bin 888 dolara satılmış.
Bütün sanat emekçileri oturup ağlasınlar.
Yazarlar da, bir türlü ödenmeyen telif haklarını "sanal katık" edip yesinler.
Kaç "tweetlik" canınız var şunun şurasında? Haddinizi bilin.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
