Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Arkadaşım Ramses

Mısır firavunu İkinci Ramses'in yüzü "ortaya çıkarılmış"...
Yok yahu? Nasıl oluyor?
Mumyasının üzerinden bilgisayarla üç boyutlu bir model çıkarmışlar, sonra da onu gençleştirmişler.
Beğenmedim. Hayal kırıklığına uğradım.
Firavundan ziyade bir kebapçı komisine benziyor. İyi niyetli ve notu bol bir ortamektep muallimi havası da var. Çok zorlarsan, zayıflamış, bakımsız bir Nicolas Cage.
Hiç de benim hatırladığım gibi değil. Şöyle kartal burunlu, sert çizgili, sert çeneli, "cengaver" bir surat beklerdim...
Çünkü kendisiyle yüz yüze görüşmüşlüğüm vardır.

***

Çok heyecanlıydım. Sabah erkenden kalktım.
Çünkü dillere destan Mısır Müzesi'ni gezecek, daha da önemlisi piramitleri yakından görecek, elimle dokunacaktım. Kısmetse içine de girecektim.
Kahvaltımı ettim çıktım. Gazeteci arkadaşlar kumardan dolayı uykusuz kaldıklarından henüz kalkamamışlardı...
Nil kıyısından Tahrir Meydanı'na ulaştım, döndüm, müzeye vardım.
Bahçedeki havuzda bir "mavi lotus" vardı, ilk ve son görüşüm...
Müzeyi epey dolandım, Tutankhamon'un maskesi falan her bir şeyi gördüm, iki polis tarafından özel olarak korunan mumyalar bölümüne geldim.
Çünkü dinciler olay çıkarıyorlarmış, saldırıyorlarmış, günah diye...
Müzeye girerken beş Mısır lirası toka etmiştim, bir beşlik de buraya bastırdık, ayrı ve özel biletini aldık.
Daha sonra gazeteci arkadaşlardan "Sen deli misin, para verilir mi?" diye laf işitmek üzere! (Beş Mısır lirası bir dolar ediyordu.)
Ama onlar merak edip de müzeyi gezmediler.
Sıra sıra firavunlar...
En çok da ilgimi Ramses çekti tabii.
Cam bir kutu içindeydi.
Uzun tırnakları, ince uzun parmakları, kasılmış kalmış bedeni... Canlı gibiydi ama koyu kahverengi...
Şöyle on beş-yirmi santim uzaklıktan bir süre bakıştık.
Rahmetli babamın ölüm döşeğindeki haline benziyordu.

***

Büyük Piramid'e elimle dokundum ama enerji falan geçmedi.
İçine de giremedim, arkadaşlar sağolsunlar toparlanıp biz Gize'ye doğru yola çıkana kadar "kontenjan" dolmuştu... İçeri günde yetmiş beş kişi mi ne sokuyorlardı...
Çevresinde epey dolanıp oradan aşağı, Sfenks'e indim.
Arkadaşlar ilgilenmediler. Bir Arap az ileride deveye bindiriyordu, ona takıldılar.
Daha da bir gazeteci grubuyla cennete bile gitmem.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA