Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Altını çizdiğim satırlar: ‘Bir oyun oynuyorlar’

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Biliriz...
Her bayram hem bu bayramdır, hem de geçmiş bayramlar; hatıralarla bugün iç içe geçer.
Hele çocukluğumuz; çocukluk bayramlarımız; hep yanıbaşımızda gibidir.
Çok klişe ama dibine kadar gerçek, yalan mı?
Mesela her bayramda benim içimde bir tür "kitap sevinci" kıpırdanır.
Nasıl bir şey o, diyeceksiniz?
Çünkü benim için bayram harçlığı demek, aylarca alma hayalleri kurduğum kitapları alabilmek demekti.
O yıllarda şimdiki gibi mağazalar bayramda açık olmuyordu. Bahariyedeki küçük sahafın üçüncü gün açıldığını görüp içeri daldığım bayramı unutamam mesela.
Yerlerde sürünüp dizlerimi çizmiş, merdivenle üst raflara tırmanmış, toz içinde kalıp kucağımda bir dolu kitapla eve dönmüştüm...
Neyse, anlamışsınızdır.
Bu bayram köşemi "altını çizdiğim satırlar"a ayıracağım.
Aile ziyaretlerinden döndüğünüzde köşenize çekilip okursunuz.
Ramazan Bayramınızı tebrik ediyorum...

***

Babam çok değer verdiği bir kitabı okumaya hazırlanırken gençlik yıllarının İstanbul'unda satın aldığı için artık pek giyemediği bir elbiseye yakışan eprimiş eski bir kravatı, anlamını ancak kendisinin bildiği bir tören havası içinde boynuna takmayı ihmal etmezdi. O gün onun için bayramdı. (LUAN STROVA / Babamın Kitapları)

***

Aramıza bir parça mesafe koymamız lazım. Bu bir sanat meselesidir. Birbirimize bu kadar abanmamalıyız. Abandığımız zaman da ne bileyim, birimizin ağırlığı öbürüne bir tüy kadar gelmeli. Ah, bunlar anlatılmaz. Beni niçin konuşturuyorsunuz? (NECİP FAZIL KISAKÜREK / Bir Adam Yaratmak)

***

Bir oyun oynuyorlar. Oynamıyormuş gibi yapma oyunu. Oyunlarını gördüğümü belli edersem onlara, kuralları bozmuş olurum, o zaman cezalandırırlar beni. Onların oyununu oynamaktan başka çarem yok, oyunu gördüğümü görmeme oyunu. (R.D. LAING / Düğümler)

***

Kimse upuzun durgunluk yıllarını hatırlamaz. Ne kişisel yaşamlarımızda, ne de tarihte. Esasın durgunluk ve çürüyüş olmasına karşın birkaç yılın, birkaç ayın, hatta birkaç günün hatırası bütün yaşamı onaylamaya yeter. (ÖMER F. OYAL / Önceki Çağın Akşamüstüsü)

***

Vallahi kendimden bıktım, kendim diye gece yapıp gündüz yıktığımdan bıktım. (ŞULE GÜRBÜZ / Zamanın Farkında)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA