Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Cumartesi notları: Görgüsüzlük pahalı bir şey

Oturanlara bakıyoruz, sayılarını sayıyoruz ve sonra "6'lı Masa" falan diyoruz ya, yanlış!
Orası sahne...
Arkadaki masa esas.
Yani 3'lü masa...
Orada ABD, İngiltere ve Almanya (Avrupa) sürekli çekişiyorlar.
Bunu geçmişte çok yazdım, şimdi bakıyorum sürekli "6'lı Masa"dan söz eden arkadaşlar da duruma uyanmaya başladılar.
Ha! İngiltere'nin adayı sahnedeki masada yok ama ara ara masayı karıştırmayı başarıyor.

***

Yeni dünya düzeninin çatı kuruluşu ve düşünce üretim merkezi Dünya Ekonomik Forumu ara verdiği Davos toplantılarına önümüzdeki pazartesi başlıyor...
"Geçiş" sürecini tartışacaklarmış.
Devletlerden tek dünya yönetimine; kitlesel demokrasiden şirketokrasiye geçiş...
Tabii böyle demiyor, şık terimler kullanıyorlar. Mesela "küresel işbirliği ve ortak karar mekanizmaları" lafına bayılıyorlar.
Dünyanın her yanından 400'den fazla siyasetçi davetli var.
Türkiye'den sadece Ali Babacan çağrılmış.
Demek ki, Davosçular şunun farkında: Türkiye bu elitlere pek yüz vermiyor.

***

Bir hipermarkette ekmek bölümündeki etiketlere bakıyorum.
Et ve süt ürünleri stantlarıyla yarış halindeler.
Lavaş paketlerinin fiyatları bile 40-50 liraları bulmuş.
Karışık buğdaylı, ekşi mayalı ekmeklerin en ucuzu 34 lira, şimdi pek moda olan siyez unlu 550 gram ekmek 84 lira.
Maşallah deyip oradan ayrılıyorum.
E ne diyebilirim ki? Artık bilemiyorum.

***

Mahallede berbere girdim.
Ahmet hemen atıldı: "Haşmet abi, mahalledeki kafelerin kahvaltı fiyatları kaç lira oldu, biliyor musun?"
Yeni zamlar gelmiş. İki kişi 500 lirayı geçmiş serpme kahvaltı.
Serpmeyelim zaten, serptirmeyelim diyeceğim de, orta sınıfların tek hovardalık alanı bu kahvaltılar galiba...
Öyle de bir toplumuz ki, serpme kahvaltının bir tür görgüsüzlük olduğunu İlber Ortaylı'dan öğreniyoruz.
Otur ağla!

***

İsveç'te baş parmakla işaret parmağı arasındaki boşluğa minicik bir çip yerleştirmek gitgide yayılıyormuş. Maliyeti 150 dolar civarındaymış.
Taktıranlar çok memnunmuş: Ev, araba, ofis kapılarını ve evdeki ışıkları ellerini uzatıp açıyorlarmış. Kredi kartını ikide bir çıkar falan, ne gerek varmış.
Bir kadın "Hayatımı kolaylaştırdı" demiş.
Hayatının nesi zormuş ki, bununla kolaylaşıyormuş, düşünün işte!
Ama artık belli oldu. Çiplenme yürür gider.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA