Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

ABD dönüyor... Ama etrafında!

ABD'nin en temel paradoksu dünyayı anlamak yerine anlamlandırmaya çalışması yani yeryüzünü vesayetine almaya yeltenmesidir. Beyaz Saray, Pentagon, Dışişleri, CIA, düşünce kuruluşları ve üniversitelerde geliştirilen kolonyal zihniyetle malul kurguları, hakikat diye başka ülkelere dayatan ABD artık çaptan düşmeye başladı.
Kendi vatandaşlarını bile vahşi bir şirket kapitalizmiyle sömüren Amerikan devletinin küresel ve ulusal meşruiyet krizi giderek derinleşiyor. Çok uluslu kartellerin çıkarlarını 'nomos of earth' diyebileceğimiz birer 'yeryüzü yasasına veya devletine' çeviren ABD'nin trajedisi bu nedenle her geçen gün daha da artıyor.
Haliyle yeni başkan Joe Biden yenilmiş ve müttefikleri tarafından dahi önemsenmeyen bir 'Imperium Americana' enkazı devraldığının farkında. Yemin içtikten sonraki ilk konuşmasını Pentagon yerine dışişlerinde yapması bunun göstergesi.
Konuşmada en dikkat çekici husus Donald Trump dönemindeki Rusya ve Çin'i düşman gören anlayışın Biden'ın retoriğiyle 'rakibe' dönüşmesiydi.
Bir anlamda ABD, Rusya ve Çin'e diş geçirmeyeceğini kabul etti. Sadece Rusya'ya karşı biraz 'cesaret' sergiledi.

***

'Amerika geri döndü, diplomasi geri döndü' mesajıyla kuyruğu dik tutmaya çalışan Biden, ABD'nin tantanalı ihtiraslarını diplomasiyi her alanda devreye sokarak hayata geçireceğini vaat etti.
Demek ki yeni dönemde askeri müdahale yerine iç savaş, darbe, suikast, sokak gösterileri, ekonomik ambargo, siyasi sabotaj ve medya dezenformasyonuna dayalı Soğuk Savaş'ın o karanlık ve illegal beşinci kol faaliyetlerinin öne çıkacağı saldırgan/agresif bir diplomasi ve kaos siyaseti devrede olacak.
Konuşmasında Türkiye'ye dair stratejik sessizliğini sürdüren Biden, Ortadoğu ve Güney Asya'ya fazla değinmedi. İsrail'i anmadı. Irak, Suriye ve Afganistan'dan bahsetmedi. Bir tek Yemen savaşında Suudilere desteği keseceğini söyledi. İran nükleer anlaşmasına da girmedi. Bundan olsa gerek konuşmaya dair Batı ve Batı dışı dünya medyasında çıkan yorumlarda 'Biden biraz güven verse de ABD hiç güven vermiyor' tespiti öne çıktı. Biden'ın vizyonunu hayal kırıklığı diye niteleyen CFR Başkanı Richard Haass ise ABD'nin güçten yoksun olduğuna vurgu yaptı.

***

Zaten dünya ABD'nin Çin, Rusya ve Türkiye'yi durduramayacağını gördü/ görüyor. Bu nedenle Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere bu yeni realiteye göre politika belirliyor. Şaşaalı günler sona eriyor. ABD'nin eski İsrail elçisi Martin Indyk bile ülkesinin fiyakalı ihtiraslarını artık bir kenara bırakmasını söylüyor. Profesör Mara Karlin ile Obama'nın dışişleri bakan yardımcılarından T. C. Wittes da ABD'nin Ortadoğu'daki azabının her geçen gün arttığına dikkat çekiyor.
Kuşkusuz bu realiteyi görenlerin başında Biden ve ekibi geliyor. Nitekim Biden'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan Mayıs 2020 tarihli Foreign Affairs'te çıkan yazısında bu gerçeği 'Askeri gücün yetersiz kaldığı yerde saldırgan diplomasi başarılı olabilir' temennisiyle dile getirmişti. Sullivan bir bakıma ABD'nin yeni dönemde elinde sadece diplomasi seçeneğinin kaldığını önceden itiraf etmiş.
Denize düşenin yılana sarılması misali diplomasiye yapışan Biden'ın son konuşması işte bu yüzden ABD'nin acziyetini dile getiren bir manifesto niteliğinde. Hasılı kelam ABD'nin yeni dönem stratejisini şöyle formüle etmek mümkün:
"Evet ABD döndü, dönüyor... Fakat kimseye güç yetiremeyeceği için bundan sonra sadece çevresinde dolanıp duracak."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA