Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SELAHATTİN DÖNMEZ

Hipertansiyona geçit vermeyen besinler

Hipertansiyon ülkemizde her üç kişiden birinde görülen yaygın bir hastalık. Bu hastalığa yakalanmamak ve başa çıkmak için beslenme düzeni çok önemli. Bu hafta sizler için hipertansiyonla mücadele edecek bir diyet listesi hazırladım...

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre en öldürücü üçüncü hastalık olan hipertansiyon, dünyadaki her sekiz kişiden birinin ölümünden sorumlu. Yaş ilerledikçe ve beden kitle indeksi arttıkça hipertansiyonun görülme sıklığı da artıyor. Yapılan araştırmalar hipertansif hastaların en az yarısının obez olduğunu ortaya koyuyor. Ancak beslenmenizde ve günlük yaşamınızda yapacağınız değişiklerle hipertansiyondan korunmak, hastalıkla baş etmek ve hipertansiyonun beraberinde getirdiği hastalıkları önlemek mümkün.
Ülkemizde hipertansiyon her üç kişiden birinde görülen yaygın bir hastalık. Toplumumuzun yaklaşık 20 milyonu hipertansiyon hastası diyebiliriz. Hipertansiyonun, kardiyovasküler ve renal yani böbreğe ait hastalıklara yol açabilen, ani ölümlere neden olabilen bulaşıcı olmayan kronik bir hastalık olduğunu irdelemekte yarar görüyorum.

HİPERTANSİYON NEDİR?
Kan kalpten pompalanır ve damarlarda dolaşırken damarlara bir basınç uygular. Damar yatağı içinde dolaşan kanın damar duvarına yaptığı basınca kısaca tansiyon denilmektedir. Tansiyon olarak tanımlanan kan basıncı değeri kişiden kişiye değişiklik gösterir. Kan basıncı sistolik ve diyastolik olmak üzere ikiye ayrılır. Kalp kasılır ve damarlara doğru kanı atar. Kanın damarlara attığı kan basıncına sistolik denir.



Kalp gevşediğinde ise hâlâ damarlarda kan basıncı bulunur. Bu basınca diastolik denir. Sistolik kan basıncı büyük tansiyon; diyastolik ise küçük tansiyon olarak da bilinir. 18 yaşın üstündeki erişkin bir bireyin dinlenme halindeki normal sistolik kan basıncı en yüksek 120 mmHg, normal diyastolik kan basıncı ise en yüksek 80 mmHg olmalıdır. Hipertansiyon hastalarında kan damarlarındaki basıncın değeri normalin üzerinde seyreder. 18 yaş üstü bireylerde, iki veya daha fazla ölçüm sonrası ölçülen sistolik kan basıncının 140 mmHg, diastolik kan basıncının ise 90 mmHg'dan daha yüksek olması hipertansiyona işaret eder. Sık idrara çıkma, özellikle geceleri uyanıp idrar yapma, bulanık ya da çift görme, bacaklarda şişlik, nefes darlığı, halsizlik, yorgunluk, kulak çınlaması, burun kanaması, düzensiz kalp atışı ve kalp ağrısı, baş dönmesi ve baş ağrısı en sık görülen yüksek tansiyon belirtileridir.
Hipertansiyon sıklığı yaşla birlikte artmakta ve obezite, besin alımı, fiziksel aktivite ve diyabet gibi risk faktörleriyle hipertansiyon gelişimi arasında ilişki olduğu bilinmektedir. Ayrıca yaş arttıkça hipertansiyon komplikasyonları ve buna bağlı ölüm oranı da artmaktadır.

FAZLA KİLO, RİSKİ YÜKSELTİYOR
Genetik, şişmanlık, diyet ve ilaç kullanımı hipertansiyon oluşumunu tetikleyen ana risklerdir. Birinci derece akrabalarında yüksek tansiyon öyküsü olan kişilerde hipertansiyon görülme riski daha fazladır. Vücut ağırlığı olması gerekenin yüzde 20 üstünde olanlarda hipertansiyon sıklığı normal kiloluların iki katıdır.



TAM YAĞLI SÜT ÜRÜNLERİ ÖNEMLİ
Uluslararası otoriteler tarafından desteklenen ve hipertansiyonu kontrol etmek ve önlemek için geliştirilen bir diyet modeli olan DASH (Hipertansiyonu Önleyici Beslenme Yaklaşımı) diyeti, yüksek tansiyon sorununda ilaç tedavisinin yanında beslenmeyle de kan basıncının dengede tutar. Potasyum, kalsiyum, magnezyum gibi hipertansiyonun kontrolü için değer verdiğimiz mikrobesin öğelerinden zengin bir beslenme modeli olmakla birlikte diyetle alınan sodyum miktarını azaltmaktadır.
DASH diyeti; sebze, meyve, tam tahıllar, deniz ürünleri, kuru baklagil ve süt ürünleri açısından zengindir. Yağ, kırmızı et, tatlı, sodyum ve şeker içeren besinler belirgin olarak azaltılmaktadır. Bu diyet, toplam yağ, doymuş yağ ve kolesterolden fakir; diyet lifi açısından zengindir. Ayrıca antioksidan içeriğinden de yüksek bir besin örüntüsüne sahip olduğu için osteoporoz, kanser, kalp hastalığı, inme ve diyabet gibi kronik hastalıkları önlemektedir.
Tütsülenmiş ve tandırda pişirilmiş etlerde fazla miktarda benzopiren gibi kanserojen polisiklik hidrokarbonlar oluşur. Ve tansiyonun artması için risk yaratır. Ayrıca dengesiz ve yüksek miktarda et tüketimi diyastolik tansiyonun artışıyla sonuçlanır. Balık yemek ise tam tersi etki göstererek küçük tansiyonun düşmesini destekler. Yumurta, balık, hindi etleri tansiyon hastaları için önerdiğim sağlıklı ana proteinler diyebilirim.



MUZ DENGELİYOR
Zengin potasyum içeriği sayesinde muz, tansiyonu düşürmek ve dengelemek için sıklıkla kullanılan besinlerden biridir. Diyetle yeterli miktarda potasyum tüketmeyen bireylerde kan basıncının daha yüksek olduğu görülmektedir. Benim önerim hipertansiyon hastalarının günde bir adet muz tüketerek tansiyonlarını doğal bir şekilde dengelemesidir. Sarımsak da kan damarlarını genişleten nitrik oksit seviyelerini artırır. Kan damarlarınız ne kadar rahat olursa, kalbiniz kanı pompalamak için daha az çalışır, bu da kan basıncını azaltır. Bitter çikolata da içerdiği flavanoidler sayesinde kan pıhtılaşmasını artıran trombositlerin birbirine yapışmasını engelleyerek tansiyonun düzenlenmesine yardımcı olur.

HİPERTANSİYONUN 8 ANA KORUYUCUSU
1. Sağlıklı kiloda bulunun: Hipertansiyon hastaları kilo aldıkça tansiyona bağlı sorunları da derinleşmekte ilaç tedavisinde yarar etkisi de azalabilmektedir. Bu nedenle hipertansiyon tanısı konulan her birey toplam vücut ağırlığından yüzde 5-10 kadar mutlaka zayıflaması sağlanmalıdır. Çünkü şişman bireylerde hem kardiyak hem periferik damar direnci arttığından hipertansiyona eğilim başlar. Şişman kişilerin kalbinde hem sıvı yüklenmesine bağlı hem de kalbin debisinin artmasıyla sol ve bazen sağ ventriküller de hipertrofi görülür. Zayıflamak bu sebeple şarttır.
2. Tuz kısıtlaması hayati önemlidir: Tuz tüketiminin artmasıyla birlikte böbreklerden sodyum atımının azalması hipertansiyonu tetikler. Sodyumun fazlalığı böbrek sodyum tutulumuna neden olarak kardiyak debi geliştirir. Günlük bir silme tatlı kaşığı tuz tüketiminden uzak durulmalı. Sodyum yerine potasyum içeren tuzları tercih etmeli. Ya da sodyumu azaltılmış tuzlar kullanılmalıdır.
3. Bitkisel besinlerden zengin beslenilmeli: Taze sebzeler, taze meyveler, tam tahıllar ve baklagiller hipertansiyon hastasının günlük beslenme temelini oluşturmalıdır. Haftada iki kez balık tüketimine dikkat etmelidir. Aşırı karbonhidrat yüklenmesinden kaçınılmalı ama aşırı kısıtlanmasından da uzak durulmalıdır. Aşırı karbonhidrat kısıtlaması elektrolit dengesizliğine neden olmaktadır. Bu hipertansif hastalar için risk taşır.
4. Sigara ve tüm tütün ürünlerinden uzak durulmalıdır: Sigara içmek insülin direncini arttırır, kan yağlarını olumsuz etkiler ve endotel disfonksiyon yaptığından damarların genişlemesi, rahatlaması ve kan damarlarının doğal açılmasını önler. Sigara tek başına kalp krizi riskini 2.5 kat arttırırken hipertansiyon hastalarında bu risk 13 kat daha fazla etki olarak karışımıza çıkar.
5. Mümkünse alkol kullanımından uzak durulmalıdır.
6. Kafeini sınırlandırılmalıdır. Çünkü kafeinin kan basıncını direk arttırıcı etkisi bulunmaktadır. Çay ve kahve içiminde mümkün olduğunca az tüketim çok önemlidir.
7. Hareketli yaşam önemli. Haftada beş kez 30 dakika yürüyüş yapmaya özen gösterilmelidir.
8. Stresin hipertansiyonun düşmanı olduğu unutulmamalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA