Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

‘Yalnız Kurt’ uyandırma servisi

Şimdi size Atv'nin dizisi Yalnız Kurt'ta Türkiye'yi yıkmak için bir araya gelen Konsül'ün toplantısından birkaç cümle aktaracağım:
"Savaş çıkacak tabii. Ama zamanlaması çok önemli. Ne bir dakika önce, ne bir dakika sonra. Bunun için Türkiye'nin nabzının belli bir yere gelmesi lazım."
"Ekonomik verilerde ucu açık hiçbir şey kalmamalı. Avrupa'da fabrikalar tek tek kapanırken, Türkiye büyüyor. Bu ülke, ihracatının yarısını Avrupa'ya yapıyor. Üretimin Türkiye'ye kaymasına ve bu ihracat artışına mutlaka engel olunmalı."
"Peki Türkiye'nin ekonomik olarak önüne neden geçilmiyor? Çünkü koşullar, her zaman prensipleri bozar. Menfaatleri neredeyse oraya kayacaklardır. Engelleyemeyiz."



"Yahu moral bozmayın. Bakın ABD Merkez Bankası'nın sıkıştırması ve enerji darboğazı nedeniyle artık Avrupa'da bir ekonomik resesyon kaçınılmaz. Bu durgunluk, Avrupa'nın Türkiye'deki pazarını daraltacaktır."
"İyi de hocam, 2008'de de Avrupa'da resesyon vardı. Ama Türk ihracatçısı bu girdaptan kurtulmasını bildi. Bu ihracat olayını kökünden halletmek gerekiyor."
"Bakın ben 2008 krizinden beri bu organize sanayi bölgelerinin civarındaki arazileri ederinin çok üzerinde paralara satın aldım. Tonla para döktüm oralara. Şimdi üretici yer talep ediyor ama bu sayede genişleyemiyor."
"Yatırımcılar, üretim yerine faizden para kazanamadıkça bu sorunu çözemeyiz."
Alın size memleketin başına nasıl ilmek ilmek çorap örüldüğünün resmi... Helal olsun Yalnız Kurt'a... Milleti yalçın kayalıklardan korumak için nasıl da kıyı feneri gibi çakıp duruyor.

Yeni hastane dizimiz
Doktorlu dizi olmadan yapamıyoruz. Memlekette 200 kişiye bir doktor düşerken, her üç diziden birinin içinden bir doktor geçiyor.
Çok şükür bu sezon da doktorlu dizi ihtiyacımızı yine Show TV karşıladı. İdealist bir doktorun, çok kötü yönetilen İstanbul'daki bir üniversite hastanesine başhekim olarak atanmasıyla gelişen olayları anlatan Hayat Bugün, çarşamba günü izleyici ile buluştu.
Dizi, ünlü New Amsterdam dizisinin ilk yurtdışı uyarlaması. İlk bölümü izlerken "Nihayet gerçekçi bir hastane dizi izleyebildim" dedim. Çünkü bugüne kadar hep "Süpermen" doktorlar izlemiştik. Hastanın kanser olduğunu kulak memesinden anlayan bastonlu dahi doktorlar, ameliyatları önce hayalinde yapan otistik hekimler filan... Nihayet karşımıza doktor gibi bir doktor çıktı: Doç. Dr. Barış Güvener (Ulaş Tuna Astepe).



Yıllardır yazar dururum, "Uyarlama dizilerin en büyük sorunu sadece Türkçeleştirilmesi. Oysa Türkiyelileştirilmesi gerekir" diye. Bu duruma gösterilecek özen de Hayat Bugün'ün kaderini etkileyecek. Sadece özgün hikaye ile yetinilirse biraz "yabancı" kalacak. Oysa bizim sağlık sektörümüz 20 dizi ve bir o kadar da filmi besleyecek kadar aksiyon dolu. Acil servise baltayla giren hasta yakını mı ararsınız, yaşlı hastayı kendilerine oyuncak eden hemşire tayfası mı... Bence bu "malzeme" en iyi şekilde değerlendirilmeli. Ayrıca bu aralar doktorların yeniden "tek umut" olduğunun millete hatırlatılması gerekiyor. Umarım dizi bu amaca da hizmet eder.
Dizide yanına uğurlu tik'imi attığım karakter ise Ceylan oldu. Ruhsal sorunlar yaşayan genç kızı oynayan Ezgi Gör'ün geleceği çok parlak görünüyor.

Gaf'let kürsüsü
Sözde internet fenomeni arkadaş, sokakta çevirdiği genç kıza "babanı arayıp, annenin onu aldattığını söylersen 200 lira vereceğim" dedi. Kız tereddüt etmeden babasını aradı. Adamın yüreğine iniyordu.

Zap'tiye
Çin'in uzaya gönderdiği 10 katlı bina büyüklüğündeki füze kontrolden çıktığı için dünyaya düştü... Bir tek başımıza taş yağmadığı kalmıştı, o da tamam!

Ne demiş?
"Anacığım mezar yaptırmak da çok pahalandı. Ölmeyin." (Sabahların Sultanı'nda Seda Sayan'ın sözü)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA