Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Hepimiz oyuncu olmak istiyoruz

Google'daki aramalardan yola çıkılarak yapılan bir araştırmanın sonucu son derece ilginç ve bir o kadar da düşündürücüydü. Tüm dünyada "Nasıl pilot olunur?" araması revaçtayken, Türkiye en çok "Nasıl oyuncu olunur?" araması yapmış. Yani elalemin gözü yükseklerde, bizimkilerin ise setlerde...
Peki oyunculuk neden bizim memleketin en gözde mesleği olmuş? Sanata duyduğumuz yoğun ilgiden mi? Hiç sanmıyorum.
Efendim, bir kere dizi oyuncuları müthiş para kazanıyorlar. Ünlü bir başrol oyuncusunun bölüm başına aldığı ücret 250 bin liralara vardı. Ayda düz hesap 1 milyon lira demek. Bir de reklam ve ekstralardan aldıkları ücretlerle yıllık kazançları rahatlıkla 15-20 milyon lirayı buluyor. Evet, çalışma koşulları zorlu olabilir.




(Özel karavan, etraflarında koşturan onlarca yardımcı, milyonlarca hayran ve takipçi tarafından sevgi çemberine alınmak filan. Allah yardımcıları olsun!) Ayda 8 bin 500 liraya fabrikada ömrünü çürüten bir genç için hem parayı hem şöhreti en kestirme yoldan elde etmenin simyası setlerde yaşanıyor tabii ki... Ayrıca gömlek değiştirir gibi sevgili değiştirmek, en güzel evlere sahip olup, en şatafatlı eğlencelerde görünmek, en lüks yerlerde tatiller yapmak da oyunculuk sayesinde gerçekleşiyor. Bir CEO, aynı standartlara sahip olmak için yıllarca okuyor, şirketlerde en alt kademelerden başlayıp, en üste tırmanmak adına türlü çile çekiyor. Alınmasınlar ama oyuncularımız ise bu şartlara 25-30 yaşlarında ulaşıyorlar. Bu arada oyunculuğa milletçe yeteneğimiz olduğu da tartışılmaz. Evlenmeden önce herkes prens ve prenses. Cicim ayları bitince "oyunculuğa" gerek kalmıyor ve aynanın sırları dökülüveriyor. İçlerinden birer maganda ya da cadı çıkıveriyor. İş görüşmesinde herkes Einstein ama mesai başlayınca, alayı içi boş tembel teneke.
Aslında hepimiz oynuyoruz. Kimi bundan servet kazanıyor, kimi de nefret...

"Seni seviyorum" demek için...
Bir YouTube kanalı Bursa sokaklarında mikrofon dolaştırıp, vatandaşlardan annelerini arayarak "Seni seviyorum anne" demelerini istemiş. Görüntüler trajikomikti. Genç, "Seni seviyorum ana" diyor, annesi dehşete kapılıyor: "Hayırdır oğlum ne oldu? Ben merak ederim şimdi..." Bir başkası, annesine "Seni seviyorum anne" deyince kadın hemen uyanıyor: "Biriyle iddiaya girdin değil mi?" Diğer genç, annesine aynı şeyi söyleyince bu duygusallığa hiç de alışık olmayan anne pireleniyor: "Hadi söyle, ne isteyeceksin oğlum?.."
Birbirimize verirken paradan puldan daha çok esirgediğimiz bir sözdür "Seni seviyorum..." Benim annem babam beni çok sevmelerine rağmen, bana hiç "Seni seviyorum" dememişti. Biz şimdi her fırsatta kızımıza "Seni seviyorum" diyoruz. Bu sihirli kelimeler bütün ailemize öyle iyi geliyor ki...
Röportajdan da belli olduğu üzere, bir nesil bu söze hiç de alışık değil. Altında mutlaka bir "bit yeniği" arıyorlar. Tıpkı eve sebepsiz çiçek getiren eşe "Acaba ne haltlar yedi de bu çiçeği getirdi?" diye kuşkuyla bakıldığı gibi...
Sevelim, sevilelim ama en çok da söyleyelim...



Herkes Avatar oldu!
Kimse görüntüsünden memnun değilmiş gibi görünüyor. Özellikle ünlüler dünyasında herkes bir başkasına benzemek için yarış halinde. Allah'ın verdiğiyle yetinmek yerine hiç olmazsa fotoğraflarda kusursuz (!) görüneyim diyenler yüzünden ortalık ucube doldu.
Photoshop uygulamasının son kurbanları ise oyuncu Aybüke Pusat ile şarkıcı Simge oldu. Birinin derdi, kollarının ince ve uzun görünmesiydi, diğeri ise bacak boyunu uzatmaya kalktı. Ortaya da Avatar filmindeki mahlukatı aratmayan bu görüntüler çıktı.
Ne diyeyim, Allah akıl fikir ihsan eylesin...

Şeref kürsüsü
Sokak köpeğinin üşümemesi için ona naylondan elbise yapıp giydiren kağıt toplayıcı çocuğun hareketi, şu soğuk günlerde hepimizin yüreğini ısıttı.

Zap'tiye
Kasko fiyatları aldı başını gitti. Araçlarda bulundurulan ruhsatların içinde artık sigorta poliçesi yerine Ayet-el Kürsi var.

Ne demiş?
"Garibanın çilesi bitmez. Bir de neyi bitmez biliyor musun? Kardeşi..." (Atv'nin dizisi Ateş Kuşları'nın fragmanından)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA