Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Türk aşk filmleri neden hastalık hikayesinden öteye gidemiyor?

Haftanın en çok konuşulan filmlerinden ikisini arka arkaya izledim, ne tesadüf ki ikisi de aynı klişe konuya ve zerre inandırıcılığın olmadığı sahnelere sahipti.
Türk aşk filmleri neden hastalık hikayelerinden öteye gidemiyor dedirten filmlerden ilki Sen Yaşamaya Bak; filmde ölümcül hastalığa yakalanan bekar bir anne, 6 yaşındaki çocuğunun geleceğini güvence altına almaya çalışırken o sırada aşkla tanışıyor. İkinci filmimiz 9.75, onda da benzer hikaye karşımıza çıkıyor, bu sefer erkekte tümör çıkıyor ve tam bunu öğrendiğimiz esnada hastalık ve aşkla tanışma hikayesi başlıyor, hepsi bu.
Başrollere ayıp olmasını hiç istemiyorum ama klişeden öteye gidememiş hikayeler ve sahneler.



Sırf başrollerin güzelliği hatırına izlenecek ve zar zor bitirilecek filmler. Ah o kıymetli vaktim diye film bitince sakın kendinize kızmayın.
Hastalıklar elbette hayatımızın bir gerçeği ancak her aşk filminde de ajitasyon için sömürülmemeli. Çünkü hem tarihimizde hem de günümüzde; ağlatma garantili, hastalık temalı filmlerden çok fazlasını izleyebileceğimiz aşk hikayelerimiz var. Sanki aşk filmlerimizde senaryoda şu olması gerekiyor şartı var gibi: 1- Hastalık, 2- Romantizm, 3- Ayrılık acısı.



Aşk zaten hastalıklı bir durum, işin içine gerçek hastalık koymadan dramatize etmeden de film çekebiliriz halbuki. Nerede aşka yeni yorumlar getirecek klişelerden uzak duracak senaristler? Artık izleyici olarak aşk filmlerinde basmakalıp tekrarlarla inandırıcılıgını yitiren klişeler görmek istemiyoruz. Yok mu sesimizi duyan bir senarist, lütfen!




OSCAR'DA GEÇ KALINMIŞ HAREKETLER
Şiddetin hiçbir aması, nedeni, haklı sebebi olamaz. Şiddet, şiddettir ve bunu destekleyen de en az yapan kadar suçludur. Will Smith'in Oscar töreninde Chris Rock'ı tokatlamasının ardından en çok merak edilen konulardan biri, neden Smith'e törenden ayrılmasının söylenmediği sorusuydu.
Oscar Ödülleri'ni dağıtan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, yaptıkları yeni bir açıklamayla, skandal olay sonrasında Will Smith'ten töreni terk etmesini istediklerini, Smith'in ise bunu reddettiğini açıkladı. Açıklamada ayrıca "Yönetim Kurulu bugün, uygunsuz fiziksel temas, taciz edici veya tehdit edici davranış ve Akademi'nin bütünlüğünü tehlikeye atmak dahil olmak üzere Akademi'nin davranış standartlarını ihlal ettiği için Bay Smith'e karşı disiplin soruşturması başlattı" ifadeleri de yer aldı. "Akademi'nin davranış standartları ve Kaliforniya yasaları ile tutarlı olarak, Bay Smith'e ihlalleri ve yaptırımları hakkında en az 15 gün önceden oylama bildirimi ve yazılı bir yanıt yoluyla önceden dinlenme fırsatı sunuluyor."
18 Nisan'da gerçekleşecek olan bir sonraki yönetim kurulu toplantısında Akademi, "askıya alma, ihraç veya Yönetmelik ve Davranış Standartları tarafından izin verilen diğer yaptırımları içerebilecek herhangi bir disiplin cezası uygulayabileceklerini" söyledi. Şimdi herkes demiyor mu, 18 Nisan'da alınacak kararın ne önemi var? Geç kalınmış itibar toparlama hareketleri bunlar, yazık.




ATATÜRK HANGİ CEP TELEFONUNU KULLANIRDI?
Ekşi sözlük yeni bir tartışma konusu açmış, ben de size soruyorum: Atatürk yaşasaydı hangi cep telefonunu kullanırdı? Bence kesinlikle İlber Hoca gibi eski zaman telefonlarından ya da yerli üretim bir telefon kullanırdı.
Bu yazara da katılmamak elde değil diyor ki, "Biz millet olarak fikir alışverişi yapmaktan ve öğrenmekten gocunmayan bir milletiz. 'Öğreneceğiz, deneyimleyeceğiz ve daha iyisini yapacağız' diyerek en iyisi neyse onu alır sonra da 'Bu en iyisiymiş. bundan daha iyisinin yapılamayacağı bir telefon yapıp getirin' derdi."
Sosyal medyayı yardımcılarına kesinlikle aktif kullandırırdı ama kendi sosyal medyaya bakmazdı. Tarihe yolculuk yaptıran soru o kadar hoşuma gitti ki, son teknoloji telefonları kullanıp şaşırtır mıydı acaba bizi? Şaşırtmazdı belki de yerli üretim telefonların üretiminin startını verip herkes bunu kulansın derdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA