Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MERVE YURTYAPAN

20 yıl sonra mutfaktan hanımlığa geçtim

Atv’nin pazartesi akşamları yayınlanan ‘Safir’ dizisinde ‘Gülfem’ karakterini canlandıran İpek Tuzcuoğlu, “20 yıl önce Kapadokya’da çekilen ‘Asmalı Konak’ta mutfakta çalışan bir karakteri oynuyordum. Şimdi aynı bölgedeyim ama bu sefer hanımlığa geçtim” dedi

Atv'nin yeni dizisi Safir 'Saklı Kalan Bir Aşk Hikayesi' yarın akşam üçüncü bölümüyle izleyiciyle buluşacak. Dizide Gülsoy Ailesi'nin bir gecede değişen ihtiras, tutku, intikam ve zorbalık sınavları ile dolu hikayesi anlatılıyor. İpek Tuzcuoğlu da 'Safir' dizisinde canlandırdığı 'Gülfem' karakteriyle 10 yıl sonra ilk kez komedi türü dışında bir projeyle ekrana geliyor.
Yıllar sonra izleyicinin karşısına farklı bir rolle çıkmanın heyecanını yaşayan Tuzcuoğlu ile bir araya geldik. Ünlü oyuncu, diziyi, rolünü ve aşka bakışını anlattı.
Atv dizisi 'Safir'de 'Gülfem' karakteriyle ekrana geliyorsunuz. Çocuklarına bağlı bir anne. Nasıl bir deneyim oldu bu karakteri canlandırmak?
Yaklaşık on yıldır komedi dizilerinde oynuyordum, doğrusu bir dramda oynamayı özlemişim. Bir diğer farkta genelde Anadolu kadını, taşralı, sosyal statüsü düşük karakterleri canlandırmamdı. 'Gülfem' karakteri ise tam bunların dışında duruyor, beni yıllardır izleyen seyircinin de ilk kez farklı tavır ve tarzda göreceği bir karakter. Açıkçası bizim yapımcılarımız genellikle oyuncu seçimlerini seyirci gözünde ki kodlamalar ile yapar. Yapımcım Mehmet Yiğitalp, 'Gülfem' karakterine beni seçerek şimdiye kadar oynadığım karakterlerin çok dışında bir rol vererek aslında bir risk almış oldu, bu da benim için gerçekten kıymetli bir durum. Ve en önemlisi üç oğlum var ve bir kayınvalideyim hem de bir aslan tadında.



HAYATTA HER ŞEY DENGEDİR
Kapadokya'da daha önce Asmalı Konak, Aşk ve Mavi'de çalışmıştınız... Halk sizi nasıl karşıladı?
Burası bendenizin ikinci evi. Bunca yıldan sonra rahatlıkla söyleyebilirim ki 'Asmalı Konak' ayrı, 'Dicle' ayrı sevilir buralarda. Uzun yıllardır Kapadokya halkı ile aramda büyük bir sevgi bağı var diyebilirim. Hayatta her şey dengedir. Seversen sevilir, sayarsan sayılırsın, o yüzdendir işte o büyük sevgi. Hatta aramızda espriler yapıyoruz, 20 yıl sonra mutfaktan, hanımlığa diye.
Tekrar bu yörede olmak size nasıl hissettirdi?
Şahane, hep söylerim burası dünya üstü bir yer diye. 20 yıl önce hangi duygu ve heyecanım varsa hâlâ öyleyim. Eğer siz hazırsanız buranın enerjisi insanı değiştirir, dönüştürür. Gökyüzü sizi ayrı sarmalar, vadiler apayrı. Buralarda gözlerinizin gördüğü her manzara ruhunuzu kucaklar sanki buranın bir parçası olduğunuzu size fısıldar.



YAŞADIKLARIM ŞÜKRETMEME SEBEP OLDU
Sizi Kapadokya sokaklarında görenlerin tepkisi nasıl oluyor?
İlki hemen fotoğraf çektirmek, ikincisi sohbet ve tüm sohbetlerimin değişmez konusu zayıflık ve gençlik oluyor. "Ne kadar zayıf ve gençmişsiniz. TV yaşlı gösteriyor sizi" diyorlar.
Geçmişe dönüp baktığınızda nasıl anılarınız var bu sokaklarda?
Oooo anlatamayacak kadar çok. Ama en kısaca, hayatta kader planına inanırım. Ve bu bölgede yaşadığım iyi kötü her an, her anım büyümeme, şükretmeme, iyi ki dememe sebep olmuştur. Şu anda bile bu coğrafyanın kaderi ile kaderimin tekrar kesişmesi asla tesadüf değil. Bakalım bu sefer bu gönülle neler bırakacak...
'Safir' zorluklarla sınanan bir aşk hikayesini anlatıyor. Aşıklar elbet bir gün kavuşur mu?
Aşkın sinemasal tarihine baktığımızda kavuşanlar da var kavuşamayanlar da. Bu ülkenin kendi gerçekliğinde ise yarım kalan, tamamlanamayan, hayallerde yaşanan aşklar çoktur. O yüzdendir ki bizim toplumumuz mutlu son sever. Kendi yaşamlarındaki hayallerini, yarım kalmışlıklarını tamamlamak için. Ama 'Safir'de ne olacak derseniz inanın ben de bilmiyorum...



GENÇLERİN BU KADAR ESTETİK YAPTIRMASINA ŞAŞIRIYORUM
Deneyimli bir oyuncu olarak sektöre yeni atılan gençlerle aynı setleri paylaşmak nasıl bir süreç oluyor sizin için?
Güzel. Yeni ve genç oyuncuları tanımak onlarla deneyimlerimizi paylaşmak keyifli bir süreç. Hele rolü aklı ile doğru kodlayarak ve karakterin dramaturjisi ile derinliğine inip oynuyorsa bu seni de bir oyuncu olarak yükselten bir süreç oluyor. Küçük büyük demeden herkesten bir şey öğrenirsin yeter ki öğrenmeye açık ol.
Estetiksiz nadir ünlülerdensiniz. Artık hep birbirine benzer yüzler görüyoruz ekranda. Oyuncuların çok fazla yüzüyle oynaması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bendeniz 20 yıldır doğal peeling yaptırıyorum Mehmet Türkyar'a. 'Asmalı Konak' dönemi tanışmıştık Kayserili kendisi o yüzden şanslıyım ve estetiğe ihtiyacım olmadı. Doğrusu şaşırıyorum o kadar genç, o kadar güzel oyuncular neden estetik yaptırıyor! Belli bir yaştan sonra estetik yapılması daha olabilir geliyor. Tabii ki mesleğiniz oyunculuksa küçük dokunuşlarla, mimiklerinizi ve doğal ifadenizi bozmadan.



AÇIK SÖZLÜ OLMAYI SEVERİM
Her zaman açık sözlü ve cesur tavrınızla bilindiniz. Bu özelliklerinizin sizi hayatta zorladığı oldu mu?
Aman ayıp olmasın, şimdi şöyle konuşursam böyle konuşursam insanlar hakkımda ne der, ne düşünür diye hareket etmeyeli yıllar oldu. Açık sözlü olmayı, eğip bükmemeyi severim. Netlik, sağlamlık iyidir lakin kırıp dökmeden, kimseyi üzmeden yapılırsa makbuldür. Uzun yıllardır kendim için yaşamayı seçenlerdenim. Kendi ahlaki değer yargılarım çerçevesinde yol almaya çalışırım. Zaman içinde yanlışlar, hatalar, iyilikler ve doğrular da yaptım. Bu hayat benimse bana verilmiş bir hediye ise bırakın o hediye paketini istediğim gibi açayım. Çevremdeki tespitim şu ki; çoğu insan kendisine verilmiş bu yaşam hediyesini hala açmaya cesaret edemiyor. Cesaret olmadan keşif yolculuğuna çıkamazsın. Kendini keşfetme yolculuğunda olanlar bu benim yolum diyebilenlerdir. Günümüz de benim yolum size ne diyene de zaten deli gözü ile bakılıyor. Deliysen de pek zorlanmıyorsun. Ez cümlem; size ne, kime ne!

YÖNETMENİMİZ SARI SAÇLI HAYAL ETMİŞ
Dizideki karakter için imajınızı değiştirdiniz. Sarı saçlı halinize alışabildiniz mi?
İlk kez bir rol için sarıya boyattım saçlarımı. Şimdiye kadar canlandırdığım tüm karakterlerde gerek renk, gerek kesim modelini önemser ve mutlaka değişiklik yaparım. Yönetmenimiz Semih Bağcı'nın 'Gülfem'i sarı saçlı olarak hayal etmiş olması da sarı renge yönelmemizi sağladı. Sadece sarının doğru tonunu bulmak oldukça zormuş ancak 4-5 işlemden sonra istediğimiz rengi yakalayabildik.

AŞKA KÜSEN HAYATA KÜSER
Evlilikleriniz bittikten sonra güzel veda edebilmek erdemdir demiştiniz. Hiç aşka küstüğünüz oldu mu?
Aşka küsen hayata küser. Hayat ise küslüklere yer vermeyecek kadar değerlidir bendeniz için. Dünya aşk ve sevgi üzerine kurulmuştur. Onu küstüren ise insanın nefsidir. Bu sözüm sadece aşka dair değil herkesle güzel vedalaşmak gerek, çünkü şu zamana kadar yaşayacağız diye kimsenin akdi yok yaratıcı ile. An gelir göçersin. İşte tam da bu yüzden güzel vedalaşmak gerek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA