Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

İyimserlik yaşamı ne kadar uzatıyor?

Harvard ve Boston üniversitelerinin ortak yürüttüğü araştırmada 159 bin 255 kadın izlendi.
İncelemeler sonucunda iyimserliğin insan ömründeki yüzde 5,4'lük yani ortalama 4,4 yıllık artışla ilişkili olabileceği sonucuna ulaşıldı.
Söz konusu sonuçlar, depresyon, kronik kalp hastalıkları, sosyal ve ekonomik koşullar ele alındığında da geçerli!
Araştırma en fazla iyimser olan insanların 90 yaşından sonra yaşama ihtimalinin en az iyimser olan insanlara göre yüzde 10 daha fazla olduğunu ortaya koydu.



Meğer iyimserlik düzenli egzersiz yapmak kadar faydalıymış.
Bence iyimserlik veya kötümserlikte genetik mirasın payı büyük!
Çok zengin olup, mükemmel hayat standartlarına sahip olan kötümser insanlar da var.
Çocukluğum Tophane'de geçti. Birçok Roman arkadaşım vardı. Durumları iyi değildi ama çok mutluydular. Çünkü gelecek için kaygılanmadan, günü birlik yaşıyorlar.
Ayrıca en güzel onlar dans eder, müziği de en iyi onlar icra eder. Notre Dame'ın Kamburu'ndaki Esmeralda'nın dediği gibi "Mutluluk bir Roman mesleğidir."
Öte yandan iyimserliği hayalperestlik, kötümserliği ise gerçeklik gibi lanse edenler de var.
Örneğin 'Öğrenilmiş çaresizlik' teorisinin babası Martin Seligman'a göre bir şeylerin mutlaka kötü gideceğini düşünmek yerine elinden gelenin en iyisini yaptıktan sonra olaylara iyi tarafından bakmayı öğrenebiliriz.
Seligman bu duruma 'Öğrenilmiş iyimserlik' diyor.
Kısacası en azından iyimser olmak için çaba göstermeliyiz.
Evet, hayat zor, hep bir mücadele içindeyiz ama kötümserlik sorunları çözmüyor!
Seligman, sorunları fırsat olarak yeniden tanımlamayı tavsiye ediyor. Bir diğer tavsiyesi ise her şey hakkında olumsuz düşünen ve böylece yaşam enerjinizi emen kronik karamsarlardan uzak durun!
Zaten birçok hastalığın temelinde stres yatıyor.
Madem iyimser olmak yaşam süresini 4,4 yıl uzatıyor, o zaman en azından iyimser olmaya, pozitif düşünmeye çabalayalım!

***


UKRAYNALI 'TOSUNCUK'!
İstanbul'da Cancri Jewellery adlı mücevher firmasının oluşturduğu 'ponzi' sistem ile 110 bin kişinin 250 milyon doları çalınmış.
Firmanın sahibi Ukraynalı 'tosuncuk' Dmytro Pavlenko, yatırımcılara değerli olduğu iddia edilen taşlar satarak bu taşları alan yatırımcılara bir süreliğine haftalık ve yıllık getiri sağlamış!



Sisteme ne kadar çok kişi dahil oluyorsa güya diğer üyelerin kazancı da artıyor. Kısacası klasik saadet zinciri oyunu devreye giriyor.
Kolay yoldan para kazanmaya çalışan çok vatandaşımız var!
Ukraynalı 'tosuncuk' da bu durumu fark etmiş olsa gerek bir yılda 'voliyi' vurup kaçmış.
Yani yabancı dolandırıcı ithal etmeyi de başardık!

***


GEĞİRME VERGİSİ!
Yeni Zelanda hükümeti sera gazı emisyonlarını artıran metan gazı miktarını düşürmek yeni yasa teklifi sundu.
Yasa teklifine göre inek ve koyunların geğirmesinden vergi alınacak.
Çiftçilere 'daha az geğirme' sağlayacak yemler için teşvik verilecek.



Peki, inek ve koyunların ne kadar geğirdiği nasıl hesaplanacak? Haberde bu önemli ayrıntıdan bahsedilmemiş.
Bu mantıkla hareket edersek o zaman insanların çıkardığı gaza da vergi getirmeli!
Bence 'Küresel Isınma' karşıtları, inek, sığır ve koyunların ürettiği metan gazına fazla kafayı takıyor.
Bill Gates'in son dönemde sürekli yapay et üretimini tavsiye etmesi de ilginç!
Yapay et yiyeceğimiz günler yaklaşıyor!

***


ADI EN AZ DUYULAN 5 ŞEHİR
Ekşisözlük'te "Türkiye'de ismini en az duyduğunuz 5 il hangisi?" diye bir başlık açıldı. Ve bu başlık tartışma yarattı.
Başlığı görünce aklıma ilk Niğde, Muş, Uşak, Çankırı ve Karaman geldi!



Tabii bu liste kişiden kişiye değişir.
Medya, genelde İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi büyük şehirlere yoğunlaşıyor.
Bazı küçük illerden gündem olacak haberler ya hiç ya da az. Böylece bu şehirlerin bilinirliliği azalıyor.
Belki de bu şehirlerde gündem olacak fazla sorun yaşanmıyordur!

***


AYNI ŞİFREYİ KULLANMAYIN!
Bazı Yemeksepeti kullanıcıları, sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda hesaplarına kayıtlı olan kredi kartlarından kendilerinden habersiz bir şekilde sipariş verildiğini iddia ediyordu. Haber siteleri de bu iddialara yer vermişti. Ben de bu konuyu yazıp, Yemeksepeti'nden bu iddialara ilişkin bir açıklama gelmediğinden bahsetmiştim. Ve o açıklama geldi.
Açıklamada özetle "Yemeksepeti veri tabanlarında herhangi bir veri ihlali söz konusu değildir. Yemeksepeti, parolalarınızı gerekli tüm güvenlik önlemlerini alarak korumaktadır.



Bununla birlikte kullanıcı kaynaklı sorunların önüne geçebilmek için, genel bir alışkanlık olarak, kullanıcılarımızın, üye oldukları her platformda/ sitede farklı ve güçlü parolalar kullanmalarını önemle tavsiye ediyoruz" deniliyor.
Bakalım iddia sahipleri bu açıklama için ne diyecekler? Şurası da bir gerçek; birçok uygulama kullanıyoruz. Bazen şifreler karışıyor, unutuluyor ve zamanla aynı şifreyi kullanmaya başlıyoruz.
Dolandırıcılar da bunu iyi bildikleri için ele geçirdikleri şifreyi başka uygulamalarda da deniyorlar!
Her uygulama için farklı şifre kullanmakta fayda var!

***


Altyazı
"Çünkü zayıflık harika bir şeydir ve güç hiçbir şey değildir. Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir.



Öldüğü zaman kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır. Ama kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider. Sertlik ve güç, ölümün arkadaşlarıdır." (Stalker)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA