Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Sen misin İsrail’i eleştiren!

Google, İsrail'le yaptığı anlaşmayı protesto eden yaklaşık 20 personeli daha işten çıkardı.
Bu gelişme, şirketin CEO'su Sundar Pichai'nin çalışanlara gönderdiği bir notta "Karışıklığa sebep veren konular üzerine kavga etmemeleri ya da siyaset tartışmamaları" çağrısında bulunmasından birkaç gün sonra yaşandı.
Indepented Türkçe'nin haberine göre işten çıkarmalar, Google'ın geçen hafta İsrail devletiyle yaptığı bulut bilişim sözleşmesini (Nimbus Projesi) protesto eden 28 çalışanını kovmasının devamı niteliğinde.
Böylece aynı nedenden dolayı Google'ın işten çıkardığı çalışan sayısı 50'yi aşmış oldu.
İsrail'e karşı protestolar düzenleyen 'No Tech for Apartheid' grubu, Google'ın, oturma eylemlerine doğrudan katılmayanlar da dahil çalışanları 'ayrım gözetmeksizin' işten çıkardığını iddia etti.



Geçtiğimiz hafta da yazdığım yorumun tekrarı gibi olacak ama sorun aynı ve büyüyerek devam ediyor.
Nimbus Projesi, veri depolaması, analizi, veri üzerinden motif ve özellik tanımlaması sağlayan bir bulut (Cloud) ve makine öğrenimi sisteminden oluşuyor.
Söz konusu sistem, İsrail ve ordusunun sağladığı tüm veri tabanları, kaynakları hatta sokak ve drone kameraları gibi canlı gözlem kaynaklarındaki tüm verileri kendinde toplayabilme özelliğine sahip.
Nimbus Projesi acaba hangi sokak ve drone kameralarını kapsıyor!
Google çalışanları da haklı olarak İsrail ordusuna büyük avantaj sağlayan bu sistemi protesto etmişler.
Bunu savaş karşıtı barışçıl bir eylem olarak da değerlendirebiliriz.
Bütün büyük teknoloji şirketlerine İsrail sermayesi de ortak zaten.
Özellikle ABD ve İngiltere'de İsrail karşıtı konuştuğunuzda hemen anti-semitist damgası yiyorsunuz.
İsrail'in işlediği savaş suçlarını aklı başında mantıklı her insan görüyor ama Batı'da kimse bu konuları rahat konuşamıyor.
Google gibi dev teknoloji şirketlerinin başını çektiği Batı medeniyeti için ifade özgürlüğü kendi çıkarlarına ters düşmeyecek fikirler için geçerlidir.

***


İŞTE GERÇEK ŞAMPİYON
Kazandığı yedi dünya şampiyonluğu ile Michael Schumacher ile beraber en çok şampiyon olan iki Formula 1 pilotundan biri olan Lewis Hamilton, Gazze'de yaşanan soykırıma karşı sessiz kalmıyor.
Daha önce birçok kez ateşkes çağrısı yapan Britanyalı pilot, Instagram hesabından yaptığı paylaşımla 'Çocuk kayıpları devam ediyor' başlıklı bir video paylaştı.



Altına da bir yorumda bulunan başarılı pilot, "Bu olanlar artık sona ermeli" diyerek bir kez daha barış çağrısında bulundu.
39 yaşındaki Mercedes pilotu, Ramazan ayında savaşın durması ve Filistin halkı için destek mesajı yayınlamıştı.
Birçok ünlü insan, sanatçı vs. Filistin'e destek mesajları paylaşıyor ama Hamilton gibi efsanelerin saldırıların bitmesine dair yaptığı çağrılar daha çok etki yarattığı için daha değerli oluyor.
Örneğin Hamilton'ın Instagram'da 36,8 milyon, X'te ise 8,3 milyon takipçisi var.
Yaptığı tek bir paylaşımın aldığı beğeni ve RT'ler takipçi sayılarının çok üstünde insanlara ulaşıyor.
Yani Hamilton gibilerin paylaşımları etkileşim açısından altın değerinde.
Elbette İsrail insanlık dışı eylemlerine devam ediyor ama her gün biraz daha yalnızlaşıyor!

***


ÇOCUKLARIMIZ İÇİN YAPALIM BUNU
Uygulamasına başlandığı günden beri aradan yedi yıl geçmesine rağmen yaz saati uygulaması hâlâ tartışılıyor.
Yaz saati uygulamasıyla ilgili bir yazılı soru önergesini cevaplayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar açıklamasında şu bölüm öne çıktı:
"Tüm yıl boyunca yaz saati uygulaması ile her mesai aralığı için karanlıkta kalınan sürenin eski saat uygulamasına göre 64 saat azaldığı ortaya konulmuştur.
Uygulamanın başladığı Ekim 2016 ile Ekim 2023 tarihleri arası yaklaşık 10 milyar kilovatsaat enerji tasarrufu sağlanmış olup, bu tüketimin parasal karşılığı meskenlerde üç zamanlı tarifede 15,48 milyar liradır. Tüm bu gelişmeler doğrultusunda mevcut saat uygulamasının değiştirilmesi yönünde bakanlığımızın bir çalışması bulunmamaktadır." Elbette elektrikten tasarruf etmek önemli ama benim anlamadığım nokta şu; özellikle günlerin kısa geçtiği aralık, ocak, şubat aylarında her sabah yetişkinler işe, çocuklar da okula gitmek için hazırlanırken hava zifiri karanlık olduğu için evdeki salon, banyo, mutfak vs. birçok ışığı yakıyoruz.




Yukarıda bahsedilen hava aydınlanmadan evlerde yakılan ışıklar da hesaplanıyor mu?
Ayrıca hava aydınlanmadığı için sabah çocuklar üşümesin diye kombileri normalden daha yüksek ısıda çalıştırıyoruz.
Milyonlarca ailenin yaktığı fazla doğal gaz miktarı ne kadar acaba?
10 milyar kilovatsaat enerji tasarrufu en çok güne karanlıkta başladığımız kış ayları dışındaki aylarda elde ediliyordur.
Tüm yıl boyunca toplamda sadece 64 saat daha fazla gün ışığı elde etmek için sanki şafak operasyonuna çıkar gibi gece karanlığında evden çıkmaya değiyor mu?
Hadi yetişkinleri geçtim, kış aylarında çocuklarımızın güneş doğmadan karanlıkta dışarıya çıkmalarının yarattığı güvensiz ortam ve negatif psikolojiyi de hesaba katmak gerekiyor.
Avrupa ile aramızda artan saat farkı da ayrı bir tartışma konusu! Avrupa ülkeleriyle günlük mesai saatleri arasında da büyük fark oluşmuyor mu?
Her şeyi geçtim sürekli yaz saati uygulamasında kararlı isek naçizane bir önerim olacak; bari hiç olmazsa aralık, ocak ve şubat aylarında sürekli yaz saati uygulamasından vazgeçelim.
Diğer dokuz ay uygulama devam etsin.
Çocuklarımız için yapalım bunu.

***


Altyazı
"Birini seviyorsan sorunları çözmeye çalışırsın. Bir kenara atıp gitmezsin. Çok dikkatli olmalısın. Bir daha aynısını bulamayabilirsin. (Nocturnal Animals)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA