Dünya Kadınlar Günü haftasındayız ve bir kadın gazeteci olarak en güzeli de toplumun her alanında rol model olan, güçlü ve mücadeleci kadınlarla bir araya gelmek ve onların ilham veren öykülerini okurla buluşturmak galiba.
Önceki gün Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, müthiş başarı öyküsünün kahramanı olan, İranlı Anousheh Ansari'yi tanıştırdığında, "mücadele" etmenin nasıl güzel sonuçlar doğurabileceğini de bir kez daha görmüş oldum.
Ansari'yi dünya "İlk kadın uzay turisti" kimliğiyle tanıyor. İslam Devrimi'nin ardından 17 yaşında ailesiyle ABD'ye göç eden Ansari, kendi deyimiyle "her şeyin imkansız olduğu bir yerde yaşarken, hayallerinin kendisini nasıl ayakta tuttuğunu" ve 5 yaşından beri düşlediği uzaya gitmeye nasıl imkan bulduğunu sakin bir şekilde anlatırken, hepimiz ona hayran kalıyoruz.
Liseye hiç İngilizce bilmeden başlayan ve sonra annesinin teşvikiyle mühendislik okuyan Ansari, eşi ve eşinin kardeşiyle birlikte kurduğu teknoloji şirketi Prodea Systems ile sınırları zorlayan bir alanda ve yine kendi deyimiyle, "Bu asla olmaz" denilen bir ortamda teknoloji geliştiriyor.
O uzaya dair her şeye aşkla bağlı olan ve bugün imkan verilse ve bir daha dönmeyeceğini de bilse yine de uzaya gitmek isteyecek kadar tutkulu bir kadın. Zaten ilk kadın Müslüman astronot unvanına sahip. 2006'da, 40 yaşındayken Rusya'dan Soyuz roketiyle uzaya gitmeyi başarmıştı. Uzayda blog yazmaya başladığı anda 25 milyon kişiye ulaşan ve en çok da terk etmek zorunda kaldığı ülkesi İran'ın kadınlarından mesaj alan, onlara ve dünyanın pek çok yerindeki kadınlara ilham vermek için dünyayı dolaşıp konuşmalar yapan Ansari, daha çok kadının iş hayatında yer alması için mentorluk dahil her türlü desteği verdiğini anlatıyor bize.
20 milyon dolar vererek bilet aldığı 11 günlük uzay yolculuğu için, "Hayatımın en müthiş ve hayat değiştiren 11 günüydü" diyor ve ekliyor: "Uzaydan bakınca, her şeyin ne kadar küçük olduğunu ve önceliklerimizin ne kadar önemsiz olduğunu anladım. Artık herhangi bir projeye, dünyayı nasıl değiştirebilirim diye bakıyorum."
Grup şirketlerinde çalışanların yüzde 50'sinin kadın olduğunu öğrendiğimiz Turkcell'in düzenlediği 'Teknoloji Zirvesi'nde Ansari uzaydaki yaşadıklarını ve değişen hayatını detaylarıyla anlatacak bugün.
Daha birkaç gün önce Avrupa Parlamentosu'nda, Maya Vakfı'nın travma geçiren Suriyeli mülteci çocukları sanat ve müzikle terapi eden bir projesini dinlemiştik. Turkcell de destek vermişti. İşte orada Kaan Terzioğlu, 'Avrupa Birliği mültecilere bakıp, 'gelmeyin' derken Türkiye bir adım öne geçip onların önemli sorunlarını çözmeye çalışıyor" demiş ve eklemişti: "Bu insanların içinden astronot da çıkacak terörist de. Hepsi mümkün. İnsanlık trajedisi yaşanırken ne yaptığınız önemli."
İşte İstanbul'da önceki gün hepimize ilham veren İranlı Ansari'nin müthiş öyküsünü dinlerken, Kaan Terzioğlu'yla göz göze geldik. Ne demek istediğinin şahane bir örneğini yaşıyorduk çünkü.
