Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Pandemi sonrasının küresel tehditleri

Halen bitmiş sayılmasa da, küresel ölçekte düşünürsek Ocak 2020, Türkiye özelinde konuşursak Mart 2020 ile Mart 2022 arasına en güçlü dönemini yaşayan Koronavirüs Pandemisi; dünyaya medikal, ekonomik, toplumsal ve siyasal açıdan önemli sorunları miras olarak bıraktı.

İlk olarak küresel tedarik zinciri ve ekonomik yapıda bozulma akla geliyor, ama biz medikal açıdan kötü mirasla başlayalım: Elimizde net bir veri yok ama her gün önümüzden geçen yüzlerce haberden anlıyoruz ki, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalp krizinden veya bilinmeyen başka sebeplerden ötürü ani ölümlerin sayısında hissedilir bir artış söz konusu.

Özellikle 40-70 yaş arası ölümlerde gözle görülür bir yükseliş var. Zaman zaman kalp krizine bağlı olarak 20'li yaşlardaki ölüm vakalarında da artış gözleniyor. Şu konuda bir netlik yok: Acaba Kovid'in virüsünün, yani Kovid-19'un bizatihi kendisinin uzun vadeli yan etkileriyle mi, yoksa aşının uzun vadeli yan etkileriyle mi ortaya çıkıyor bu ölümler? İkinci ihtimali hesaba katmak, araştırmak, 'aşı karşıtlığı' anlamına gelmiyor. Tüm dünya gibi ülkemizde de Kovid-19 Pandemisi sonrası meydana gelen ölümlerin medikal anlamda mercek altına alınması gerekiyor.

KÜRESEL SERMAYE ET, ULUS DEVLET CAN DERDİNDE
Pandeminin küresel ölçekteki ikinci olumsuz etkilerinden biri de yükselen enflasyon. Kronik olma riski de taşıyan global bir hiper-enflasyon sürecinden söz ediyoruz. Ulus devletler kendi beka kaygılarına düşmüşken ve küresel sermaye de krizi ulus devletlere karşı kullanmaya çalışırken, enflasyonla küresel mücadele bir hayalden ibaret. Dolayısıyla ulus devletler ekonomik beka anlamında da yine başının çaresine bakmak zorunda.

Gelelim pandeminin sosyolojik ve siyasal etkilerine… En önemli sonuçlardan biri pandemiden sonra küresel göçün artmış olması. Bu toplumsal gerçeğin de siyasal ve diplomatik sonuçları oluyor.

Kovid-19 pandemisinin ruhsal veya mental açıdan da medikal sonuçları oldu. Bunlardan en bilineni post-travma stres bozukluğu. Herkes yoruldu. Felaketler, seller, yangınlar da insanlığı yordu. Hele bir de ülkemiz gibi nazarların üzerinde olduğu bir coğrafyada iseniz ve orman yakma şüphelisi onca örgütsel ve bireysel terörist varken yorulmamak mümkün değil. Ne var ki enseyi karartmamak gerekiyor. Stres varsa onu yönetmek de mümkün. Tabii ki gerektiğinde medikal yardımlarla…

Pandeminin bir ekonomik etkisinden daha söz edeceğim. Ancak bu yan etki, olumsuz değil. Daha ziyade zamanla ilgili bir ekonomik etki ve olumlu. Yaş ile de bağlantılı olarak pandemi sonrasında insanların, zamanı daha iyi kullanmanın değerini anladığını görüyoruz. 'Zaman bankasından daha az kredi alıyoruz' diyelim. İnsan üreteceği maksimum emeğin üzerinde emek tüketmeye başladığında bir teşbihle anlatırsam zaman bankasından kredi almış olur. Emeği ve zamanı idareli ve ölçülü kullanmak pandemi sonrasının bize öğrettiği şeylerden biri. Elbette küresel ekonomik buhranla da bağlantılı olarak…

TERÖRÜN YENİ NESİL MUTASYONLARI
Pandemi sonrasında ülkemize yönelik planlanan ve uygulanmaya çalışılan komplolara da bakmakta yarar var. Bunların başında elbette terör geliyor. Terörün yeni mutantlarıyla saldırı planları bu komplolara dâhil. Türkiye olarak terörün her türlüsüyle muhatap olmuş bir ülkeyiz. Ama terör de mutasyona uğruyor. Sürekli evrim geçiriyor, yer değiştiriyor, dışarıdan siyasi ve askeri destek alıyor. FETÖ gibi genetiği tamamen farklı bir virüsle de muhatap olduk, benim Frankenstein terör örgütü dediğim DEAŞ'la da… Terörü iyi tanıyan bir ülke olmamız ve yeni mutantlarla mücadele sürecinde de başarılı olmamız bu tehdide karşı bağışık olduğumuzun göstergesi. Yine de ülke olarak her daim tedbirliyiz.

Pandemi sonrasında artan göç dalgasıyla bile ülkemize yönelik ikinci büyük potansiyel komplo ise etnik veya mezhebi fay hatları üzerinde oynanan/oynanacak oyunlar. Bu konuda da çok şükür bağışıklığımız yüksek. Bu bağışıklığın gücünü, Cemevlerine yönelik provokatif saldırılarda gördük. Komplo amacına ulaşamadı, boşa çıkarıldı. Bununla birlikte ülkemizde yoğun bir göçmen nüfusu var. Bu konudaki provokasyonlara karşı da her daim tetikte olmak gerekiyor.

Pandemi sonrasının en büyük tehditlerinden biri de büyük siber saldırılar.

Şimdiye kadar olmaması, olmayacağı anlamına gelmez. Siber istihbarat bu yüzden önemli. Bu alanda bağışıklığımızı artırıyoruz, artırmaya devam etmeliyiz.

Yine bununla bağlantılı olarak enerji tedarik zincirine yönelik komplolar da post-pandemi sürecinin muhtemel tehditleri arasında. Enerji alanı, Türkiye'nin en hassas olduğu alanlardan biri. Bu alanda dışa bağımlıyız ve bu dışa bağımlılığı yerli kaynaklarla sonlandırmak istiyoruz. Fatih, Yavuz, Kanuni, Abdulhamid Han gemileriyle yeni kaynaklar bulmaya çalışarak bu krizi aşmanın derdindeyiz. Enerji, pandemi sonrasının en önemli meselelerinden biri ve belli ki önemi de giderek artacak.

Türkiye'ye yönelik ekonomik kuşatma operasyonları da olası tehditlerden biri. Aslında pandemi sonrasında ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere Batı, kendi derdine düştüğü için bu olasılık kısmen de olsa azaldı. Hatta hazır dünya şu anda kendi bir krizle uğraşırken pandemi sonrası bizim ekonomimizi güçlendirmemiz lazım. Klişe olacak, ama krizi fırsata çevirmenin tam zamanıdır. Bu süreçte hedeflenen de bu.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA