Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TİMUR SIRT

100 yıllık Cumhuriyet’in bilişim tohumları

Türkiye Cumhuriyeti harf devrimiyle yola çıkarken 1969 yılında bilgisayar, yazılım, donanım, veri, bellek gibi Türkçe kelimelerle bilişim teknolojisinde önemli nesiller yetiştirdi. Binlerce mühendisin ana dilinde bilimsel çalışmalara imza atmasını sağladı. Şimdi onların hikayesiyle ikinci yüzyıla merhaba diyelim

Piyanonun başında 80 yaşında Prof. Dr. Aydın Köksal var. Köksal Fransızca, İngilizce, İtalyanca, Almanca, İspanyolca bilen ve ilham veren ayrıca bulaşıcı bir heyecanla içine girdiği her topluluğu etkileyen eşsiz bir insan... 1971 yılında Bilişim Derneği'nin kurulmasında büyük emeği olan Köksal, bilgisayar, yazılım, donanım gibi 2 bin 500 kelimeden oluşan Bilişim Terimleri Sözlüğü hazırlayan eşsiz bir yetenek. PTT Arla'nın ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı'nın kurucuları arasında yer alan Fikret Yücel ile Türkiye'de modern sanat öncüsü ayrıca istatistik eseriyle zamanının çok ötesinde eserlere imza atan çok genç yaşta kaybettiğimiz Altan Gürman bu yazıda altını çizecebileceğimiz üç kişi.




ÜÇ ÖNEMLİ İSMİN HİKAYESİ
1960'lı yılların idealist, araştırmacı ve meraklı gençlerinin bıraktığı eserler teknoloji alanında bugünlere de ilham verdi. İşte sizi bu hafta onların hikayeleriyle tanıştırmak istedim. Yaşarken böyle bir devrime imza atma başarısı gösteren Aydın Köksal, hikayenin başlangını bize şöyle anlatmıştı: "Genel Kurmay Başkanlığı 60'lı yılların ortasında bir oda büyüklüğünde bilgisayarlar ithal etti. Bilgisayar kullanılmadan önce Türkçe kullanım kılavuzu hazırlamak gerekti. Genç bir bilgisayar mühendisi olarak bu projeyle görevlendirildim. Öneriler listesi hazırlandı. Önerilerin tartışıldığı toplantıda üst düzey komutanlardan biri 'memory' kelimesinin karşılığı olarak önerilen 'bellek' kelimesini biraz köylü ağzı olduğunu söyledi. Ulu Önder Atatürk'ün 'Köylü milletin efendisidir' sözünü hatırlatarak, 'Atatürk'ün de arzusu, bilgisayar kullanmayı bilen, çağa ayak uyduracak Türk köylüsüdür. Köylerde bile bilgisayarın kullanılmasını hedeflemeyiz' dedim. Büyük bir alkışla öneri kabul edildi."




BİLGİSAYAR KELİMESİ 1969'DA KULLANILDI
Türkiye'de ilk kez 1969 yılında yayınlanan kullanılmaya başlanan bilgisayar sözcüğünün tüm okullarda kullanılmasının başarısını Prof. Dr. Aydın Köksal şöyle anlatıyor: "Eğer Bilişim Derneği'ni kurmamış olsak, bu denli başarıya ulaşamazdık. Üniversiteler bir başka üniversitenin önerisine sıcak bakmayabilirdi. Biz Bilişim Derneği üzerinden kelimelerin önerilmesi sayesinde başarılı olduk. Sonra hazırlanan Bilişim Terimleri Sözlüğü de dernekte yaratılan başarının eseridir." Gerçekten bir insanın hayattayken böylesi değişime imza atan bir topluluk yaratması, bugün binlerce insanın bilgisayar mühendisliğinden mezun olmasında Aydın Köksal ve Bilişim Derneği kurucularının müthiş bir emeği var. Türkiye'de son derece yüksek yeteneğe sahip insanların bilgisayar bölümünden mezun oldukça dil konusundaki engeller ortadan kalktı. Türkiye bu alanda hızlı büyümesine devam etti.




SANATTA VERİNİN İZLERİ VAR
1960'lı yıllar Türkiye'de veri ve teknoloji tohumlarının ekildiği yıllardır. O dönemde Fransa'da eğitim görenlerden biri de Altan Gürman'dır. Hayatında yalnızca bir sergi açan, 41 yaşında 1976 yılında kaybettiğimiz Altan Gürman'ın İstatistik Serisi 1965 yılında yapılmıştı. Türkiye'nin çağdaş sanat öncüsü sanatçılarından biri olan Altan Gürman çağının çok ötesinde eserler üreten sanatçılardan biri oldu. Eserde şeker pancarı üretim verilerini Altan Gürman resim sanatında kullanmıştı. Henüz yeni ilk bilişim tohumların atıldığı günlerde veriyi sanatta kullanan bir insanın olması büyük bir şans. Refik Anadol da yine bu topraklarda yetişmiş en büyük yeteneklerimizden biri olarak eserlerini dünyanın dört bir yanında sanat ve teknoloji dünyasının kalbinde sergilemeye devam ediyor.




VERİ FARKINDALIĞI VE BARAJDAKİ SU
Teknolojiyi anadilinde öğrenmenin önemli kazanımları oldu. Sanatı ve teknolojiyi Türkçe terimlerle öğrenmenin katkısını farklı kültürlerdeki hikayesini araştırmak şart. Cumhuriyetin yetiştirdiği temel değerler, uluslararası bilim ve sanat ödülleri alan yetenekler, Türkçe'ye yapılan önemli katkılar bu topraklarda çeşmeden akan suya değil, barajdaki suyu merak eden toplum olmamıza yeterli olacak mı? İşte bu soruya barajdaki su diyecek toplum olma yolunda veri farkındalığı oluşturmak şart

TÜRKİYE'DE TELEKOMDA AR-GE'NİN İLK TOHUMLARI
Türk Telekom'un Tahtakale'deki Santral girişimcilik merkezi aslında Türkiye'de ilk çalışmasının tohumlarının atıldığı yerdi. PTT Arla ve TTGV'nin kuruluşunda önemli katkıları olan Fikret Yücel kuruluş döneminin sancılarını kitabında şöyle anlatıyor: "O yıllarda elektronik alanında belki de ilk ve tek tasarım yapılan kuruluş olması nedeniyle konu ile ilgili herkesin gezip gördüğü bir deney alanına dönüşmüştü. Dolayısı ile elektronik sanayimizin gelişmesinde PTT-ARLA'nın önemli bir yeri vardır. Altmışlı yılların ortalarında PTT'de yine bir iktidar değişikliği meydana geldi. Hacim Kamoy Teknik İşler Dairesi Başkanı, Necdet Tanay Genel Müdür Teknik Yardımcısı ve Necmi Özgür de PTT Genel Müdürü oldular. Bu ekip geçen dönem içerisinde PTT'nin kaybetmiş olduğu elemanları tekrar kazanmak için teşebbüslerde bulunmaya başladı. PTT Araştırma Laboratuvarı'nın kurulması fikriyle ilgili düşünceler ortaya atılmakta idi. Bu bana yapılan, PTT'ye dönüş teklifini içeren müzakereler şeklindeydi. Ben de konuya sıcak bakıyordum. Ancak, laboratuvarın İstanbul'da kurulmasını istiyordum. Bu şart bir süre düşünüldükten sonra kabul edildi ve başlangıçta laboratuvarın hızlı kurulabilmesini teminen İstanbul'da bulunan, daha evvel bahsettiğim PTT Fabrikası bünyesi içerisinde teşkili ve elde edilecek gelişmeye göre bunda gerektiğinde değişiklik yapılması karara bağlandı."

TÜRKİYE'NİN DEĞERLERİ GOOGLE ARTS&CULTURE
Pandemi döneminde Instagram ve YouTube'dan yayınlanan Dijital Rehberler serisine başlarken, o dönemde Türkiye'de turizme ve emekçilerine destek verme amacıyla İstanbul'u sokağa çıkma yasağının olduğunda anlattık. O dönemde deneyimli rehberler Dr. Arzu Toraman, Murat Yankı ve Atakan Acar ile 13 bölümlük bir seri hazırladık. O dönemde Türkçe ve İngilizce hazırladığımız kısa bölümlerde İstanbul'un semtlerini dolaştık. Aslında bu içeriği hazırlarken ne kadar az kaynak olduğunu görmüştük. Google Arts & Culture, dünyanın farklı köşelerinde 80'den fazla ülkede kültür çalışmaları yürüterek 3 binden fazla kurumla iş birliği yapıyor. Şimdi de Google Türkiye ve T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğinde, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın sağladığı içerikler dijital olarak dünyaya açılıyor. Antik kentlerden mozaiklere, deniz ürünleri ziyafetinden benzersiz tatlara kadar pek çok farklı alanda seçki "Türkiye'nin Hazineleri" başlığıyla Google Arts & Culture platformu ve ücretsiz mobil uygulaması üzerinden tüm dünyada keşfedilmeye hazır.

KÜLTÜR VARLIKLARI BELGESELİ
İngiliz tarihçi, yazar ve belgesel yayıncısı Bettany Hughes tarafından oluşturulan 10 videodan oluşan belgesel serisi de dijital koleksiyonun içerisinde yer alıyor. Aralarında İlber Ortaylı, Mevlana'nın 22. kuşak torunu Esin Çelebi Bayru, Zeynep İnankur, Fatma Acun, Sevan Bıçakçı, Refika Birgül gibi tarihçi ve uzmanların da yer aldığı belgesel serisi, İngilizce ve Türkçe altyazılarla dünyanın dört bir yanındaki kullanıcılarla buluşuyor.. Seride yer alan filmlerin isimleri şöyle: Osman Hamdi Bey, Ölümden Sonra Hayat, Mevlana ve Mirası, Troya ve Efsaneleri, Bir İnanç Merkezi Olarak: Efes, Mozaikler, Osmanlı Çini ve Halı Sanatı, Cumhuriyet ve Atatürk, Antik Çağlardan Günümüze Mücevher ve Yenikapı Batıkları. Türkiye'nin yemek kültüründen seçkiler de koleksiyonun bir parçası Türkiye'nin zengin mutfak kültüründen oluşan seçkiler de Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın sağladığı içeriklerle Google Arts & Culture platformunda yer alıyor. Geleneksel Türk kahvaltısından lezzetli dolmalara, çay ve Türk kahvesi kültüründen çorbalara, zeytinyağlılardan on dakikalık mezelere kadar farklı yazılı ve görsel içerikler platformda hem Türkçe hem de İngilizce olarak dünya genelinde kullanıcıların beğenisine sunuldu. Altan Gürman eserlerini Google'da aradığımda geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yılında dijital belleğimizi oluşturan Google Arts&Culture arşivinde buldum. Eksik bile anlatılmış. Sadece sanatçıların bakış açısı değil, belki veri farkındalığına katkı açısından da anlatılabilirdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA