Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAMİT EMRAH BERİŞ

Muhalefetin En Zorlu Seçimi

Türkiye, 31 Mart 2024 günü yapılacak olan yerel seçimlere farklı bir havada girecek. Yerel seçimler, geleneksel olarak halkın siyasî iktidara güvenoyu vermesinin ya da tam tersi hükümet politikalarını sorgulamasının aracı şeklinde görülüyordu. İktidarda bulunan partinin oylarındaki azalma, ülke geneline yönelik icraatların toplum nezdinde eleştirisi gibi algılanabiliyordu. Aynı durum, AK Parti'nin katıldığı tüm yerel seçimler için de geçerli oldu. Parti, zaman zaman oylarında düşüş yaşamasına rağmen girdiği dört yerel seçimden de ilk sırada ayrılmayı başardı. Güncel siyasî tartışmalar bakımından asıl milat ise 2019'da İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyelerinin el değiştirmesi oldu. Her iki belediyenin CHP'li başkanların eline geçmesi, muhalefette, cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için de umut doğurdu. Ancak genel seçimlerde İstanbul sonuçlarının Türkiye için mutlak belirleyici olduğu yönündeki tezin çok da haklı olmadığı görüldü. 2023 yılında yapılan seçimleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha rahatça kazanırken Cumhur İttifakı da parlamento içinde çoğunluğu elde etti. Bu durumun 2024 yerel seçimlerine bakışı değiştirdiği söylenebilir.

31 Mart seçimlerinde baskı, bu kez iktidarın değil muhalefetin üzerinde olacak. Yukarıda değinildiği gibi bugüne kadar yerel seçimler, hükümet politikalarının onaylanıp onaylanmadığının göstergesi hâlinde değerlendirilirdi. Çok kısa bir süre önce yapılan seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı toplumun geniş kesimlerinden onay aldı. Dolayısıyla aradan geçen sürenin oldukça kısa olması nedeniyle yeni bir güvenoyu sorgulamasına ihtiyaç yok. Oysa Kılıçdaroğlu'nun seçim yenilgisi muhalefet üzerinde büyük bir travma doğurdu. Millet İttifakı bir bakıma darmadağın oldu. CHP'de uzun tartışma ve mücadelelerden sonra lider değişikliğine gidildi. İyi Parti, ittifak siyasetinin kendisine zarar verdiğini söyleyerek bundan sonra tek başına mücadele edeceğini açıkladı. Parlamentoya girmeyi başaran Millet İttifakı küçük üyelerinin ana gövdeyle ilişkileri kalmadı. Zaten CHP'de lider değişikliğinin nedenlerinden biri de seçmen nezdinde bir ağırlıkları olmadığı anlaşılan söz konusu partilere Kılıçdaroğlu'nun cömertçe verdiği milletvekili koltuklarıydı. Bu gelişmeler dolayısıyla hem iktidar hem de muhalefet için seçim başarısının tüm ölçütleri değişti.

AK Parti, 2019 yerel seçimlerinde sürpriz şekilde İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediye başkanlıklarını kaybetti. Bu sonucun oluşmasındaki en büyük nedenlerden biri, muhalefetin bir blok hâlinde CHP adaylarının arkasında durmasıydı. Her iki kentte ortaya çıkan sonuçlar, muhalefetin genel seçimlere yönelik beklentisini yükseltirken AK Parti'de kısmen soru işaretleri doğmasına neden oldu. Ancak Türkiye'nin en büyük iki kentinin yerel yönetimlerinde yaşanan değişim ülke siyasetini neredeyse hiç etkilemedi. İşbaşına gelen CHP'li belediyelerin düşük performans sergilemeleri, başarılarını ülke geneline taşıyamamalarında etkili oldu. 2019 seçimleriyle başlayan süreç, aslında AK Parti'nin 31 Mart öncesi üzerindeki baskıyı kaldırdı. Elbette AK Parti'nin öncelikli hedeflerinden biri, her iki büyükşehir belediyesini yeniden kazanmak olacak. Nitekim uzunca süredir doğru adayın belirlenmesinden kentlerin ihtiyaç duyduğu hizmetlerin fizibilitesinin yapılmasına uzanan bir alanda kapsamlı çalışmalar yürütülüyor. AK Parti'nin elini güçlendiren husus, her iki belediyenin de CHP'nin elinde bulunması. Dolayısıyla İstanbul ve Ankara'nın kazanılması zafer anlamına gelirken tersi yenilgi olmayacak.

İktidar partisi için bir diğer avantaj, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin üzerinden kısa bir süre geçmesi. 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın politikaları toplumdan onay aldı. Hatta seçimlerin ikinci turunda Erdoğan, kendi siyasî hayatındaki en yüksek oy oranına ulaştı. 31 Mart'ta ortaya çıkabilecek hiçbir tablo bu gerçeği değiştirmeyecek. Zira yerel seçimlerde seçmenlerin oy verme davranışlarının oldukça farklı dinamiklere dayandığı herkes tarafından biliniyor. Üstelik daha seçimler yapılmadan AK Parti'nin hem oran hem de kazanılan belediye sayısı bakımından ilk sırada olmayı sürdüreceğini herkes biliyor. Seçim öncesinde Cumhur İttifakı çerçevesinde AK Parti ile MHP arasındaki uyumlu birliktelik de devam etti. İttifak ortakları, menfaat çatışmasına girmeden ortak kazanımlarını en üst düzeye çıkarmak için birlikte hareket ettiler. Tüm bu etmenler, AK Parti'nin üzerindeki baskıyı azaltıyor. MHP için seçim sürecinin Cumhur İttifakı temelinde ve iş birliği çerçevesinde ilerlediği görülüyor. Cumhur İttifakı, en baştan itibaren AK Parti ve MHP'nin temel ilkeler konusunda uzlaşmalarına, buna karşılık parti kimliklerini her şartta korumalarına imkân veren bir görünüm çizdi. 31 Mart seçimlerine, MHP, AK Parti'ye bırakılan yerler dışında, daha önce elinde bulunan il belediyelerinde Cumhur İttifakı çatısı altında ya da müstakil olarak girecek. Önümüzdeki seçimlerde MHP'nin mevcut belediyelerini korumasının yanında Cumhur İttifakı kapsamında kendisine verilen Mersin Büyükşehir belediyesini kazanması sürpriz olmayacak.

Öte yandan CHP için işlerin hiç de kolay olmayacağı rahatlıkla anlaşılıyor. 2023 genel seçimlerinde CHP tamamen yanlış bir strateji izledi. Cumhurbaşkanlığı için yarışan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kazanamadığı gibi mevcut koltuğunu da kaybetti. Partide yaşanan lider değişimi de oldukça sancılı oldu. Genel Başkanlığa, Ekrem İmamoğlu'nun desteğiyle seçilen Özgür Özel'in ödeyeceği diyetin aday belirleme sürecinde başladığı görülüyor. CHP açısından en büyük sorun, İyi Parti ve DEM Parti'nin müstakil olarak seçimlere girme kararı almaları. 2019'daki seçim sonuçları, her iki partinin CHP adaylarına verdiği destek sonucu belirmişti. 2023 genel seçimlerinden sonra Millet İttifakının dağılması kâğıt üzerinde CHP'nin işini zorlaştırmış gibi görünüyor. Daha doğrusu, eski ittifak ortakları arasındaki pazarlıklar yeni bir istikamete yöneldi. İyi Parti her ne kadar seçime kendi adaylarıyla katılacağını açıklasa da CHP açık olmasa da zımni bir ittifak için umudunu kesmiş değil. DEM Parti'yle de aynı minvalde görüşmeler yürütülüyor. Her iki partinin de adaylarını çıkarıp gerçek anlamda yarışa katılmaları, CHP'nin hem Ankara'yı hem de İstanbul'u kaybetmesi sonucunu doğuracak. Özel'in genel başkan seçilmesini sağlayan İmamoğlu'nun özellikle İstanbul'da tüm iş birliği imkanlarının zorlanması için bastırdığı dikkat çekiyor. Buradan hareketle, CHP'nin İyi Parti, DEM Parti ve diğer küçük partilerin desteği karşılığında tıpkı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi her türlü taviz vermeye hazır olduğu anlaşılıyor.

İyi Parti açısından işlerin bundan sonra oldukça zor olacağı açık. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Millet İttifakını dağıtan İyi Parti yetkilileri, müteaddit defalar yerel seçimlere kendi logolarıyla gireceklerini açıkladılar. Parti içinde kısmî bir çözülmeye de yol açan bu kararın aslında oldukça tutarlı bir tarafı var. İyi Parti'nin daha önce yaptığı iş birlikleri somut düzlemde CHP'ye destek vermek dışında bir işe yaramadı. Bu nedenle İyi Parti, siyasî geleceği açısından doğru ve cesur bir karar vererek seçimlere tek başına girecek. Buna karşılık, bu kararın gerçekte nasıl bir anlam ifade edeceği, yerel düzeyde zayıf adaylar çıkartılarak veya güçlü bir kampanya yapılmayarak aslında bir bakıma CHP'ye örtülü şekilde destek mi verileceği yakında anlaşılacak. Seçimlerde karşılaşılacak muhtemel bir başarısızlık, İyi Parti'nin çözülme sürecini beraberinde getirebilecek. Adı en son DEM Parti olan HDP geleneğinin son uzantısı ise özellikle bazı kentlerde CHP'yle aktif pazarlığı sürdürüyor. DEM Parti, İstanbul'da İmamoğlu'nun kazanabilmesinin tek yolunun kendinden geçtiğini biliyor. Bu nedenle, DEM Parti, kendi potansiyelini sıklıkla muhatabına hatırlatıyor.

2024 yerel seçimleri, en başta da değindiğimiz gibi, Türk siyasî hayatı açısından aykırı bir örnek durumunda. Seçimler, Özgür Özel ve Meral Akşener başta olmak üzere muhalefet liderlerinin geleceği açısından belki de soruların cevabını bulmasını sağlayacak. İstanbul ve Ankara gibi kentlerin CHP'nin elinden çıkmasının söz konusu genel başkanlar için belirli bir bedeli olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA