Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Hay eşek kovalasın sizi

Önce "Neden yokuz?" diyor. Siz de naçar "Varız" karşılığını vermekle kalmıyor var olduğumuzu kanıtlıyorsunuz.
Bu sefer de "Neden varız?" diyor.
Ne yapacaksınız?
Hiçbir şey değil mi?
Çünkü maruz kaldığınız şey siyaset falan değil, çok "değişik" bir şey.
Kılıçdaroğlu tastamam böyle bir şey işte. Siyasetin bittiği yerde başlıyor veya ancak siyasetin dışında kendini var edebiliyor.
Unuttuğunuzu sanmam ama yine de hatırlatayım; "Doğu Akdeniz'de herkes orada, bir tek Türkiye yok, neden?" demişti.
Üstelik, Doğu Akdeniz'de sondaj gemilerimiz arzı endam ettiği bir dönemde. Dahası, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail bu sondaj gemilerimizin varlığından dolayı her gün "isyan" ederken.
Kendi ülkesine bu kadar sağır (daha doğrusu sağırlaştırılmış) bir ana muhalefet partisi lideri dünyaya bir daha gelmez.
Onun için "değişik" diyorum ya!
Doğu Akdeniz'deki varlığımız, Libya'yla yapılan anlaşma sayesinde (Balyoz kumpası mağduru amirallerimizden Cem Gürdeniz'in ifadesiyle) "denizdeki Sevr'i parçalama" düzeyine erişince bu sefer de "Ne işimiz var Libya'da" demeye başladı.
Kılıçdaroğlu hep böyle maalesef.
FETÖ'cüler adalete hesap verince de panik içinde yabancı yatırımcılara çağrı yapmış, "Türkiye'de hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur, Türkiye'ye yatırım yapmayın" demişti.
Yabancılara kendi ülkesinin aleyhine gündüz gözüyle çağrı yapan ana muhalefet partisi lideri Cumhuriyet tarihi boyunca çıkmamıştır.
Kılıçdaroğlu bu yanıyla da ilktir.
Kendi genel başkanını (Baykal) kaset kumpasıyla koltuğundan etmekte de kendi partisinin Cumhurbaşkanı adayına (İnce'ye) Sözcü gazetesi genel yayın yönetmeniyle işbirliği içinde kumpas kurmakta da ilktir.
Yalan dolan ve iftiraları da artık tescillidir.
Man Adası iftirasında olduğu gibi mahkeme tarafından tazminat ödemeye mahkum edilmiştir.
Lakin, yalandan / iftiradan hiç vazgeçmemiştir. Yatsıya kadar dayanmayacak yalanlardan bile.
Mesela, "Damadını neden gönderdin İsrail'e" yalanını attı. Bakan Albayrak da "Ben hayatımda İsrail'e hiç gitmedim" karşılığını verince hiç yüzü kızarmadı.
Gelgelelim, yalan - dolan - iftira konusunda hiç de yalnız değildir.
Aklımdayken söyleyeyim: Bir konuda ısrarla yalan söylüyorlarsa anlayın ki o konuda bir işler çeviriyorlar.
"Hükümet IMF'yle görüşüyor" yalanını attılar, çok geçmedi CHP'li Faik Öztrak'ları otel odalarında IMF ile yakalandı.
Tank Palet tezvirinin arakasından da hangi yandaş işadamları çıktığını gördünüz işte.
Bunların yazarçizerleri de "değişik".
Önce "S- 400'ler Saray'ı korumak için alındı" dediler sonra da "ABD S- 400'leri aktif hale getirmeye izin vermediği için depoya kaldırdılar' yalanını attılar.
Katar'la kafayı bozdular.
Katar'dan eşek eti ithal etmişiz. Hay eşek kovalasın sizi e mi?
Barış Pınarı Harekatı başta olmak üzere Türkiye'ye her konuda karşı çıkan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail yerine her daim Türkiye'nin yanında yer alan Katar'la kafayı bozmak "değişiklik" değilse nedir?
Bunların bir de Özgür Özel adlı cazgır bir milletvekilleri var.
Türkiye'nin medarı iftiharı S/İHA'ları üretenlerden, insansız savaş uçağı üretme aşamasına gelenlerden, beyin göçünü adeta tersine çevirenlerden çok rahatsız olmuş.
Bunlara biz "değişik" diyoruz, "Türkiye'nin yüzde 10'luk hain kontenjanı var" diyen merhum Attila İlhan olsaydı ne derdi acaba?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA