Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Aldatıldık mı yoksa!

Dünya ekonomisi "e-ticaret" üzerinden tarihte hiç olmadığı kadar tekelleşme trendine girdi.
Söz konusu ticareti birkaç platform kontrol ediyor.
Platform dediğim, "Hepsiburada," "Trendyol," "Gittigidiyor," "N11" ve "Amazon" gibi "e-pazaryerleri" işte.
Pandemi nedeniyle büyümelerini daha da artırdılar.
Şayet bu pazaryerleri (veya platformları) bu hızla büyürse "alıcı güçlerini" çok ciddi anlamda kötüye kullanabilirler.
Mesela, çok yüksek komisyon uygulayarak üreticinin kârının büyük kısmına ortak olabilirler. Politik veya etnik nedenlerle bu işletmelerin görünürlüğünü arka plana atarak pazarını daraltabilirler.
Dahası, istediklerinde server'larını yavaşlatarak o ülke ekonomisi için büyük tehdit oluşturabilirler.
Bakınız, Türkiye'de tüketim malları harcaması geçen yıl 1.1 trilyon TL idi. Bunun elan yüzde 20'si online alışverişle gerçekleşti. Fazla değil üç - beş yıl sonra bu en az yüzde 50 olacak...
Adil rekabet gibi her türlü iktisadi sorunlardan maada şu var: Yüzde 20'yi oluşturan bu "e-pazaryerleri" server'larını birkaç gün yavaşlatsalar kaos çıkar!
Nasıl korkunç bir tehlike bizi bekliyor farkında mısınız?

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

"E-pazaryerleri" tekelleşmenin dik âlâsıdır. Tekelleşme de sahici büyümenin ve inovasyonun düşmanıdır.
Şayet önlem alınmazsa işletmeler / firmalar çok yakın gelecekte küresel güçlerin kölesi olmaya mahkûmdur.
Hayır, abartı değil bu. Literatürde "alıcı gücü" diye bir şey var.
Pandeminin de etkisiyle artık pek çok firma (özellikle küçük işletmeler) "e-pazaryerinde" satış yapmak istiyor.
Çünkü tüketici bu mecralarda çok daha fazla ürüne ulaşabiliyor, fiyatları karşılaştırabiliyor. Haliyle satıcının internet sitesi yerine "e-pazaryerini" tercih ediyor.
Uzun lafın kısası, "e-pazaryerleri" küçük esnaf ve satıcıların "e-ticarete" giriş kapısı haline gelmiş durumda.
Gelgelelim, "giriş kapısı" zamanla "mahkûm kapısına" dönüşüyor!
Takdir edersiniz ki, tekelleşme kendisine modern köleler yaratır. Kalkınmayı ve adil rekabeti gebertir. Gelir dağılımını bozar.
Pazara hâkim durumdaki ulusal bir market diyelim ki "x firması"nın üretiminin tamamına yakınını alıyor. Bir süre sonra "x firması"na diyor ki, hammadde alımını şuradan yapacaksın. Daha sonra da ambalaj malzemesini alacağı yeri gösteriyor. Hatta bir süre sonra lojistiğini falan firma ile yapacaksın diyor...
Firmalar da haliyle bu tekellerin ağababaları ne derlerse yapmak zorunda kalıyor.
Yapmazlarsa ne mi olur?
Ne olacak, "Senden mal almıyorum" diyerek o firmayı batırabilirler.
Bu durum rekabet hukukunda "hâkim durumdaki alıcı gücün kötüye kullanımı" diye tesmiye ediliyor.

***

"E-pazaryerleri" veya büyük platformlar tüketicilerin verilerini, reel aktörlerin içeriklerini, istihdam sağlayan işletmeleri kademeli olarak ortadan kaldırıyor.
İnternet sayesinde...
Ürünlerin dijital ortamda sunulabilmesi, fiziksel ve dijital varlıkların bir araya getirilmesi sayesinde ortaya çıkan katma değer ve bunları yaratan bir ekosistemin sağlanmasını ummuştuk.
Yazık ki umduğumuzun tam tersi oldu.
Günümüz ekonomilerinin işleyişindeki patolojilerin en vahimi internetin ticareti dönüştürerek "adil rekabeti" bozması oldu.
Ferhan Şensoy'un "İçinden Tramvay Geçen Şarkı"sını çağrıştırırcasına felaket yanıldık: "Biz eskiden bugünü / daha pembe ummuştuk / aldatıldık mı yoksa / yoksa beraber mi aldandık..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA