Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Köyden indim ABD’ye

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bir süre önce Kılıçdaroğlu ile Babacan'ın 6'lı masa sakinlerinden "gizli" görüşmelerini manidar bulduğumu söylemiştim.
Öyle ya, istedikleri zaman 6'lı masada görüşüyorlardı, ayrıca "ikili" görüşmeye ne gerek vardı?
Ne ki sobelendiler, işin gizli saklı yanı kalmadı.
CHP kurmayları da bu görüşmeyi olağan göstermek için Kılıçdaroğlu'na alelacele bir başka "ikili" görüşme (Davutoğlu'ylaydı galiba) ayarladı.
Fakat ne kadar manipüle etmeye çalışsalar da birbirlerinin arkasından iş çevirdikleri kuşkusunu yok etmeyi başaramadılar.
Kılıçdaroğlu'nun 8 saat ortadan kaybolmalı ABD gezisi ve hemen ardından İP heyetinin ABD yollarına düşmesi, birbirlerinin arkasından iş çevirme "yeteneklerini" hepten açığa vurdu.

***

Bunlar değil miydi 6'lı masada ayrım gayrım olmadığını her fırsatta söyleyen?
Ne oldu?
Madem aralarında hiçbir ihtilaf yoktu, ayrı ayrı ABD'ye gitmenin ne âlemi vardı?
Zaten ABD Başkanı Biden, çıkarlarına uymadığı için Erdoğan'ı devirip bunları (6'lı masa muhalefetini) iktidar yapmak istediklerini açık seçik söylemişti.
Yani icazet topyekûn ve peşin verilmişti. Ayrıca icazet uğruna ABD'ye gitmek de ne oluyordu?
Yapacakları tek şey, aralarından bir aday çıkarmaktı... Cumhurbaşkanı adaylarını dışarıdan değil, 6'lı masa sakinleri içinden seçeceklerini söyleyip duruyorlardı ya, bu da mı yalandı?
Şayet birlikte ABD'ye gitselerdi...
"Biz seçemedik bir türlü, siz içimizden birini seçin" demeyi hedeflediklerini söylemek mümkündü.
Ayrı ayrı gittiklerine göre, "Onu alma, beni al" yollu birbirlerinin arkasından iş çevirdikleri akla geliyor.

***

Kılıçdaroğlu gitti, Meral Akşener'in parti heyeti gitti, peki sıra kimde şimdi?
Hayır, Karamollaoğlu'nun gitmesine gerek yok... Yüzde 80'lere varan oranda yerli imkânlarla geliştirilen savunma sanayiimiz hakkında, "Gerekli destek verilmiyor. Cumhurbaşkanı değişirse çok daha hızlanır..." dediğine göre onun kimseden "icazet" almaya ihtiyacı yok demektir. Gayet net ve sağlam bir duruşu var. Ne diyeyim, Allah başka dert vermesin...
Akşener'in kontenjanından 6'lı masada yer alan diğer muhteremin de gitmesine gerek yok.
HDP de zaten bir yerlerden gelmedi ki, gitsin!..
Uzun lafın kısası, 6'lı masadan ABD yolcusu gerçekte 4 parti var. CHP'nin Kılıçdaroğlu'su ve Akşener'in İP'i gitti.
Geriye kaldı Babacan ve Davutoğlu... Hangisi daha erken gider bilemiyorum.
Benim bildiğim, bunların hali pürmelali bana Ertem Eğilmez'in "Köyden İndim Şehire" filmini hatırlatıyor.
Başrollerini Kemal Sunal (Saffet), Halit Akçatepe (Gayret), Metin Akpınar (Hayret) ve Zeki Alasya'nın (Himmet) paylaştığı bu filmde köydeki tarlalarında bir küp altın bulan 4 kardeş, ilkin birbirini atlatmaya çalışırlar. Sonra mecburen (yakalanınca tabii) ikili, sonra da hep birlikte şehrin yolunu tutarlar. Ama bencillikleri ve birbirlerine güvenmemeleri sonucu altınları paylaşamayıp kavgaya tutuşurlar ve altınları da çatılardan yerlere savrulur.
Muhalefetimizin definesi mi?
ABD Başkanı Biden'ın bunları iktidar yapacağına dair verdiği söz başta olmak üzere bilumum müstevlilerin olanca desteği, başka ne olsun!


Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA