Türkiye'nin en iyi haber sitesi
UFUK SANDIK

Asıl teşvik Türkiye’nin kendisi

SABAH’la Otomotiv Sohbetleri’nin konuğu Tofaş CEO’su Cengiz Eroldu, dünyada yatırımcıların pazara odaklandıklarını söylüyor. Bu yüzden asıl teşvikin büyük pazar potansiyeline sahip Türkiye’nin kendisi olduğunu belirtiyor

Otomotiv Türkiye'nin lokomotif sektörleri arasında ilk sıralarda bulunuyor. Son 10 yılda 10 milyar dolar yatırımın yapıldığı sektör, ihracat şampiyonluğunu kimseye bırakmıyor. Türkiye'de yatırımı bulunan 6 firma, dünyanın dört bir yanına ihracat yapıyor. Otomotiv nasıl Türkiye'nin lokomotifiyse, Tofaş da, otomotivin lokomotifi konumunda bulunuyor.

ASIL CAZİBE PAZARDA
Toplam otomotiv üretiminin yüzde 25'ini, toplam yatırımın yüzde 30'unu gerçekleştiriyor. Türkiye'ye yeni yatırımcı çekmek ve mevcut yatırımları geliştirmek için ne yapmak lazım? Bu soruları en doğru isme Tofaş CEO'su Cengiz Eroldu'ya sorduk. SABAH'la Otomotiv Sohbetleri'nin bu haftaki konuğu Eroldu'ya göre yatırımcılar pazara odaklanıyor.
Eroldu, otomotivde asıl teşvikin büyük pazar potansiyeline sahip Türkiye olduğunu ifade ediyor. Kanun koyucuların teşviklerle yabancı yatırımcı çekebildiklerini düşündüklerini anlatan Eroldu, "Ama asıl cazibe pazar. Teşvikler ancak yatırımcıyı karar verme aşamasında cesaretlendirir. Türkiye'de kurumlar vergisi zaten teşvikli. Bugün bu coğrafyada yüzde 20 kurumlar vergisi olan bir ülke yok. Yatırım teşvikleri kapsamında da bu oran yüzde 4'e kadar iniyor" dedi. Yeni yatırımcı çekmek için pazarı büyütmek gerektiğini söyleyen Eroldu, Rusya ve İran örneğini verdi. 2013'te bütün risklere rağmen otomotiv firmalarının büyüyen Rusya pazarında pozisyon aldığını ifade eden Eroldu, bugün de birçok bilinmezliğe rağmen İran'a gitmeye çalıştıklarını kaydetti.

Şartlar zorlanınca yaratıcılık tavan yaptı
Şartlar zorlandığında insanların daha yaratıcı olduklarını söyleyen Eroldu, Japonları örnek gösterdi. Japonların üretim sistemlerinde bu denli başarılı ve ileri olmalarının nedeninin aslında metrakere sorunu olduğunu kaydeden Eroldu, şunları söyledi:
"Dünyada rahat olup, inovasyon yapan yok. Japonlar gibi bizi zorlayan da metrakare oldu. Şu anda şirkette paradan çok metrekare konuşuluyor. Üretime ara vermeden ve ek bina inşa etmeden fabrikanın kapasitesini artırarak bir ilke imza atıyoruz. Mühendislerimiz boyama aşamasında kullanılan gazları değiştirdiler. Fırınların boyutlarıyla oynayıp, otomobilin fırında kalma süresini kısalttılar. Dünyaya örnek bir proje oldu. Türk otomotiv sektörü için devrim niteliğinde."

Yumurta tavuk ilişkisi
Eroldu, pazarın büyümesine, ithalatın artması ve cari açığın büyümesi nedeniyle olumsuz bakıldığı şeklindeki bir soruya şöyle cevap verdi: "Bu yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan çıkar? sorusunu akla getiriyor. Bunu bir şekilde kırmak lazım. Aksi takdirde kimse yatırıma gelmez."

Yatırımın fizıbıl olması için birinci şart büyük pazar
Türkiye'de yeni model yatırımının pazarın küçük olması nedeniyle oldukça riskli olduğunu dikkat çeken Eroldu, bu riski Egea projesi örneğiyle anlattı: "Bir modelin geliştirme ve üretme maliyeti 500 milyon doları buluyor. Yeni modelin 700-750 bin adetlik pazardan yüzde 5 pay aldığını düşünelim. Yıllık 40 bin adetlik satış demek. Buna göre araç 7 yıllık ömrü boyunca 300 bin adet satar. 200 bin adet ihracat yapıldığını varsayalım. Bu hesaba göre her bir araçta bin dolar yatırım payı olduğu ortaya çıkar. Yatırımın amortismanını müşteriye yükleyemezsiniz. Biz Egea yatırımını yaparken, riske girdik. Sedan olarak başladığımız proje, hatchback ve stationwagon versiyonlarıyla genişleyince fizıbıl oldu. Türkiye pazarı 750 bin değil,1.5 milyon adet olsaydı durum değişirdi. Daha kolay yatırım kararı alınırdı."

Sadece ihracatla olmaz
Otomotivcilerin Türkiye'ye sadece ihracat amacıyla gelmeyeceklerini söyleyen Eroldu, bu durumu şöyle anlattı: "Otomotiv yatırımının bir de yerli bacağı olmalı. Sadece yüzde 100 ihracat yapılan bir projenin, yatırımcı açısından cazibesi yok. Yatırımcı üretiminin yüzde 25-30'unu iç pazara satabilirse, iş fizıbıl olur."

Türklerin karakterinde 'hayır' demek yok
2016'nın ilginç bir yıl olduğunu söyleyen Eroldu, "Bir taraftan yeni modelleri devreye aldık. Fabrikayı 3 vardiyaya geçirdik. 18-20 yaşlarındaki 3 bin genç işçiyi, işe dahil ettik. Bir taraftanda da artan Egea talebini karşılamaya çalıştık. Acayip bir yıl yaşadık" dedi.
Türk insanının Avrupalılar'dan farkının burada ortaya çıktığını kaydeden Eroldu, işçisinden CEO'suna talebi karşılamaya çalıştıklarını söyledi. Eroldu, şunları anlattı: "Bizde işi kaybetme gibi bir düşünce yok. İş yapılacaksa yapılacak. Bir talep varsa, o talebi karşılamanız lazım. Avrupalı gibi 'Biz bu kadar yapıyoruz seneye görüşürüz' falan demeyiz. Bu önemli bir ulusal karakterimiz."

'Yan sanayi elimizi güçlendiriyor'
Türk otomotiv yan sanayisinin bugün büyük bir olgunluğa kavuştuğunu söyleyen Cengiz Eroldu, "Yan sanayi ana sanayiyle birlikte gelişti. Bugün yeni projelerin gelmesinde yan sanayi önemli bir faktör. Türkiye'nin yeni yatırım çekmesi noktasında elini güçlendiriyor" şeklinde konuştu.

'Taşın altına elimizi koyduk'
Otomotiv sanayinde son 10 yılda 10 milyar dolarlık yatırım yapıldığını söyleyen Eroldu, şöyle devam etti:
"10 milyar doların 3 milyar dolarını Tofaş gerçekleştirdi. Bunun 1.5 milyar dolarını son 3 yılda yaptık. Konu taşın altına elini koymaksa, biz ciddi şekilde taşın altına elimizi koyduk. Hala yatırım yapmaya devam ediyoruz. 1.5 milyar dolarlık yatırımla gerçekleştirdiğimiz Egea projesinin talebine yetişemez durumdayız. Açıkcası bugüne kadar böyle bir talep görmedik. Bu yüzden ilave bir gövde hattı yapma kararımız var. Kapasiteyi 400 bin adetten 450 bin adede çıkartacak. Tofaş'ın 400 binlik kapasitesi kağıt üzerindeydi, şimdi fiilen üstüne çıkıyoruz. "

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA