Trabzonspor'un yaptığına dünyanın her yerinde doludizgin şampiyonluğa koşmak denir. Kolay değil, irili ufaklı takımları içeride-dışarıda yenmek hem de fazla zorlanmadan. Dün ilk yarının son 10 dakikası hariç tüm kontrol Trabzonspor'daydı. Ve genellikle de sonucu kaliteli ayakları ile alıyor. Nwakaeme'ye bakın; topa gelişine vuruyor, direkten dönüyor, dönen top önüne düşüyor, sakin ve soğukkanlı bir daha vurup golü yapıyor. Yine bir kaliteli ayak Hamsik; kullandığı her top kazanca yönelik. Araya oynayabiliyor, koşu yoluna bırakabiliyor ve tabii ki dünkü gibi gol de atabiliyor. Sonuçta baktığımız vakit mevkilerinin Türkiye Süper Ligi'ndeki en iyi 3-4 adamı Trabzonspor'da. Tartışmasız Uğurcan, tabii ki Nwakaeme, Hamsik, oynadığında Bakasetas. Trabzonspor hem bu kadar puan farkı hem de kenetlenmeyle amacına ulaşacağına çok inanıyor.

***

BÖYLE PENALTI OLMAZ!
Tıpkı Beşiktaş gibi dün de Galatasaray şampiyonluk yarışında bir adım daha geri gitti. Galatasaray kazanmayı hak etti mi? Tabii ki etmedi. Kerem dahil, kimse ne yaptığını bilmiyor. Altay'ın attığı ilk gol de Galatasaray ceza alanı içinde 5 Altaylı var. Slalom yapıp gol atıyor. Halil beraberliği sağlıyor, ikinci yarıda sonradan giren Diagne tam üç puan getiren golü attı diyecektik ki sahneye VAR hakemi ve Cüneyt Çakar çıktı... Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir penaltı yok.



Zaten olmadığı nereden belli, Cüneyt Çakır, VAR başında en az 2 dakika mikroskobip araştırma yaptı sonra da penaltı noktasını gösterdi. Çok yazık. Yarım metreden vurulan kafa Berkan'ın önce göğsüne sonra koluna çarpıyor. Kasıt yok. Vücuttan sekme var ve mesafe çok yakın. Eğer bu penaltıysa konuşulan ve anlatılanların hepsinin yalan olduğunu düşünüyorum.