Magazin gündeminin konularından biri de Deniz Akkaya'nın çarpık bacakları. Çarpık bacaklı manken olur mu? En sonunda söyleyeceğimi baştan söyleyeyim: Olur! Bal gibi olur. Tabii şöyle... Her çarpık bacaklı kadın iyi manken olman ama bazı çarpık bacaklı kadınlardan çok iyi manken olur. FashionTV'yi ilk izlediğim günleri hatırlıyorum. Şaşırarak fark etmiştim ki; birçok Batılı mankenin bacakları çarpıktı. Yanlış mı mı görüyorum, diye daha dikkatlice bakmıştım. Evet çarpıktı. Nasıl oluyordu bu? Sanırım şöyle: Biz mankenleri dünyanın en güzel kadınları sanıyoruz. Halbuki yaptığımız, hayalimizdeki güzellik kavramını onlara atfetmek sadece. Evet boyları ve bacakları uzundur mankenlerin. Vücutları genellikle biçimlidir, oranlıdır, hoştur. Ancak ayrıntıya girdiğinizde birçok mankenin birer 'komple güzel' ya da 'ideal güzel' olmadığını görürsünüz: Bunun memesi limon kadardır, ötekinin burnu fazla kemerlidir, berikinin ayağı büyüktür, kiminin yüzü at gibidir ya da poposu düzdür! Peki nasıl oluyor da podyuma çıkabiliyor, hatta ünlü olabiliyorlar? Onun da örneği 'Sex&The City' dizisinin yıldızı Sarah Jessica Parker... Ben o diziyi ilk izledimde, "Yahu nesini güzel buluyorsunuz; kadının bacakları parantez işaretleri gibi" deyivermiştim yüksek sesle... Ancak bir iki bölümden sonra fark ettim ki kadın üstündeki elbiseyi olağanüstü taşıyor. Sonra diziyi izlerken kadına değil, giydiği envai çeşit elbiseye bakar oldum. Yani: Bir mankenin bacakları biraz çarpık olabilir. Ancak önemli olan yürüyüşüdür. (Zaten manken podyumda sopa gibi durmazlar ki bacaklarının çarpıklığı önemli olsun.) Mankenler adım atarken, ayaklarını, bir kedi gibi, birbirinin önüne doğru basarlar... Zaten o yüzden podyuma Frenkler 'catwalk' derler. Sanki 'eğreti bir asma iskele'de ilerlemeye çalışır gibi yürür mankenler. Önemli olan oradaki beceridir, havadır, karizmadır. Özetle... Kadının bacaklarının çarpık olması, güzellik katsayısını azaltabilir ama mankenlik becerisine fazla halel getirmez.