Not: Yolunuzu mutlaka Beyoğlu'ndaki Zübeyir Ocakbaşı'na düşürün ve Carlos'un yediklerinden isteyin. Kebabın iyisi Carlos gibi adamı bile nasıl 'bizden' yapıyor, kendiniz görün…
REAL MADRID MAÇINDA CİMBOMBOMLU'YUM
Aslında bir İspanyola göre futbolla çok fazla ilgili değilim. Sadece doğup büyüdüğüm Zaragoza şehrinin takımını tutardım küçükken; o kadar. Şimdilerde de denk geldiğim zaman Barcelona maçlarını izliyorum. Onları bütün dünya izliyor zaten. Türkiye'de takım tutmuyorum ama Real Madrid karşısında Galatasaray'ı destekleyeceğim. Çünkü o kadar fazla Türk arkadaşım var ki; onların mutluluğuna ortak olmak istiyorum. Zor bir maç ama neden olmasın…
METROBÜSTE TANIMADILAR
İstanbul'da en kötü iki şey?
Listenin başında kesinlikle trafik gelir. Zaten ikinci sıraya da toplu taşımayı koyarım. Bir keresinde oturduğum eve mobilya almak için Bayrampaşa'daki bir alışveriş merkezine gitmem gerekti. Önce metrobüse bindim. Fakat metrobüsün metroyla bağlantısı olmadığından inip 10 dakika yürüdüm. Sonra metroya bindim; inip tekrar yürümem gerekti. Toplu taşıma büyük sorun...Tabii bu sorunun temelinde ne var bilemem ama ulaşım konusunda zorlandığımı itiraf etmeliyim.
Metrobüste tacize uğramadın mı peki? Ufak tefek sıkıştırmalar falan...
Hiç karşılaşmıyorum. Bence burada ünlü insanlar toplu taşımaya çok binmediğinden, insanlar tanıdığı bir simayı gördüklerinde o olduğuna inanmak istemiyor, kesin benzettiğini düşünüyor. Ben de bunun avantajını yaşıyorum. Gözleri beni bir yerden ısırıyor ama "Yok canım, Carlos niye otobüse binsin!" diye düşünüyorlar büyük ihtimalle... İşime geliyor bu durum; insanlarla iletişim kurmak, gözlem yapmak açısından da önemli. Zaten sokakta yürürken insanlar bana bakıyor mu diye dikkat etmem.
DOĞAYLA ARAM ÇOK İYİDİR
Bir günün nasıl geçiyor peki? Biscolata erkeği gibi ortalıkta kadınların gönlünü çalmak için gezmiyorsun herhalde...
Normalde de öyle bir adam değilim. Ortalıklarda dolanıp kendimi göstermeyi sevmem. Son zamanlarda bu dizi çekimleri dolayısıyla da ekstra bir şey yapmaya fazla zamanım olmuyor zaten. Evden sete, setten eve durumu. Son birkaç gündür 15 saate yakın çalışıyorum. Zaten çok şehirci bir adam değilim; daha çok doğada olmayı seviyorum. Bisiklete binerim, trekking yaparım, koşarım...
KENDİMİ ASLA YAKIŞIKLI BULMAM
Yakışıklı bir adam olmanın avantajları elbet vardır; dezavantajları ne peki?
Bu soruya cevap verebilmek için kendimi yakışıklı olarak görmem lazım ilk başta.
Değil misin?
Normal bir adamım.
Sen normalsen ben nasıl bir adamım?
Sen de normal bir adamsın.
Beni neden Biscolata erkeği yapmadılar o zaman?
Doğru zamanda, doğru yerde olmamışsın demek ki. Şaka bir yana ben profesyonel yaşamımı fiziksel özelliklerime göre şekillendiririm; hayata bakışımı değil. O yüzden herhangi bir avantajı veya dezavantajı olmadı bana. Sadece normal insanlardan biraz daha uzunum, o kadar galiba.
TÜRK ERKEKLERİ BENİ KISKANMIYOR
Sence trük erkekleri için bir tehdit misin?
Türk kadınlarının, reklamda oynayan tüm ekibe büyük ilgi gösterdiğini farkettim. Hatta sosyal medyada olan biteni de takip ettim. Ama endişelenecek bir şey yok. Buraya bütün kadınların kalbini çalmaya falan gelmedim. Zaten öyle bir adam da değilim. Sokakta yanınızdan geçsem, büyük ihtimalle beni farketmezsiniz. Evimden işime, işimden evime bir hayatım var. O yüzden Türk erkeklerinin bana karşı kıskançlık beslediklerini de sanmıyorum.
Peki, kadında tahammül edemediğin neler var?
Bugüne kadar uzun ve mutlu ilişkiler yaşadım hep. Çabucak tüketilen ilişkiler bana göre değil. Genelde uyumlu bir adamımdır ama kıskançlığa ve yalana tahammül edemem. Kendime söz geçiremediğim ender konulurdandır bunlar. Zaten çok normal standartlarda yaşayan bir adamım; sevgilim üzerine bir de kıskançlık yaparsa, hayat çekilmez olur.