Magazin muhabiri Sema Eren'le olan evliliğinden 7 Ağustos'ta 'Aras' isimli bir erkek çocuğu sahibi olan 'Aşk Bir Hayal' dizisinin Miran Ağa'sı Orhan Kılıç, özel hayatını ve diziyi anlattı.
Aras bebekle hayat nasıl gidiyor? İş temposundan bebeğe zaman ayırabiliyor musunuz?
'Biz Aşk Bir Hayal' ekibi olarak gece- gündüz çok hızlı çalışan bir ekibiz. Ben de haftanın üç günü sete gidiyorum. Şu an bebeğe doğum izninde olan annesi ve yardımcımız bakıyor. Setten artan kalan tüm vaktimi onunla geçiriyorum.
Bebeğinize 'Sağır Oda' da canlandırdığınız 'Aras' karakterinin ismini koymak sizi fikriniz miydi?
Hayır. Bu aslında eşim Sema'nın isteğiydi. Sema, beni ilk kez 'Sağır Oda'da görmüş ve beğenmiş. O duruma atıfta bulunmak adına eşim bebeğimizin adının 'Aras' olmasını istedi. Önce bir oyuncu olarak bu isteği yadırgadım. O zaman 'İki isim yapalım' dedik ve babamın ismini de ekleyerek bebeğimizin adı Ahmet Aras oldu.
OĞLUM ALLAH'IN KUDRETİ
Peki, çocuk sahibi olmak sizi ne yönde değiştirdi?
Ben 20 yaşımdayken, babam hep bana "Oğlum, bak hâlâ yarım adamsın" derdi. Ben de "Baba yapma ya ne yarım adamı?" diye çıkışırdım. O da, "Oğlum yarım adamsın. Çünkü hâlâ karın ve çocuğun yok! Bunlara sahip olmayan adam yarım adamdır" derdi. Hiçbir zaman babamın sözüne inanmadım, ta ki evlenip baba olana kadar. Bunu kimse üzerine alınmasın ama gerçekten insan yarımmış. Bu öyle bir duygu karmaşası ki, anlatılır gibi değil. Doğumdan sonra anneler sıfırlanır derler ya, bu babalar için de geçerliymiş. Bütün bildiklerimi unuttum, resmen hayatım sıfırlandı. Çocuktan sonra kendi anne ve babamı çok daha iyi anladım. Artık çocuklara başka bakıyorum. Sohbetlerim bile artık onun gazı üzerine. Allah'ın varlığını tartışanlar için çocuk, onun kudretinin bir göstergesi... Bilimin ne dediği umurumda değil, ben Allah'ın kudretini kucağımda görüyorum.
MİRAN AĞA İZLEYİCİYE ARAS'I UNUTTURDU
'Miran Ağa' karakterinin sizden parçalar taşıdığını söyleyebilir miyiz?
'Miran Ağa'yı tabii ki ben yarattım. Kişiliğimin Miran'la yakından uzaktan hiç alakası yok!
ROLÜM GERÇEKÇİ
'Aras Dağlı' üzerinize yapışmış bir kimlik gibiydi. 'Miran Ağa' karakterinin de aynı durumu yaratmasından korktunuz mu?
Gerçekçilikte bitiyor olay... Benim en büyük özelliğim; bir karakteri en gerçekçi haliyle oynamak. Bir karakteri çok severek ve çok inanarak oynamanın getirileri bunlar... Zamanında 'Aras Dağlı karakteri üstüme yapışacak' diye korkuyordum. Gerçekten insanlar da beni 'Aras Dağlı' sanıyorlardı, ama 'Miran Ağa' geldi ve 'Aras'ı unutturdu.
Türkiye'deki dizileri genel anlamda nasıl buluyorsunuz?
Dizilerde derinlik arayamazsınız. Çünkü Türkiye'de buna ne zaman var, ne de izin... Bir de 'Türkiye'de dizi yapılmaz. Sevmiyorum' diyenlere de katılmıyorum. Tamam, şartlar zor ama benim için oyunculuğumu zorlayan bir şey... Oyuncu karakteri daha inandırıcı oynamak için daha çok zamanı olsun ister. Ama bunlar bahane değil. Görüyorsunuz ki, 'Miran Ağa' gibi bir karakter de kısa zamanda gayet inandırıcı bir şekilde oynanabiliyor. O oyuncunun başarısına ve derdini nasıl ifade ettiğiyle ilgili bir şey.
