İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, depremin vurduğu Elazığ'da incelemelerde bulundu, vatandaşların acısını paylaştı, hastanede yaralıları ziyaret etti. Acılı vatandaşlarla bol bol fotoğraf çektirdi ve hepsi sosyal medyada paylaşıldı. Sonra ver elini Palandöken, Ekrem kayak yapıyor, karın tadını çıkarıyor.
Evet, hayat devam ediyor ama Ekrem için çok hızlı devam ediyor.
Depremzedelerle üzgün pozlar verdikten bir gün sonra kayak keyfi yapıyor.
Enkazda büyük bir can pazarı yaşanırken, zamanla yarışılırken, sosyal medyada insanlar üzüntüden paylaşım bile yapmazken Ekrem Bey karın, kayağın tadını çıkarıyor.
Bu ziyaretin planlaması nasıl yapıldı?
Soran olursa 'Elazığ'da depremzedelerin yanındayız sonra da Palandöken'de kayak yaparız' mı dendi?
Yoksa hazır Elazığ'a gelmişken Palandöken yakın, orada kayak mı yapalım dendi?
Ne olduysa oldu ama Elazığ'da kameralara üzgün pozlar verip sonra ışık hızıyla ailece kayak keyfi yapmak CHP'lileri bile kızdırdı.
CHP'liler sosyal medyada "Olmadı Başkan yine en kritik zamanda tatile çıktın", "Kayak yapacak başka gün bulamadın mı?", "Bu olayda seni biz bile savunamayız" benzeri yorumlar yaptı.
İmamoğlu, sosyal medyayı aktif kullanıyor.
Sultanbeyli'de iftar sofrasında kollarını sıvayıp poz verirken muhafazakârlara, ailesiyle Bodrum'da Palandöken'de tatil pozları verirken de CHP'lilere sesleniyor. Çizilen imaj hem dini bütün, hem Avrupalı modern. Dilek İmamoğlu'nun Ayşe Arman gibi pozlar vermesi, dergiye kapak olması, HDP'lilerle tiyatro izlemesi de bu imaj çalışmasının bir parçası.

EKSİK OLAN SAMİMİYET!
Ama bu imaj çalışmasında bir şey eksik; samimiyet! Sanatçılar bile imajları bozulmasın diye konserlerini, TV kanalları eğlence programlarını iptal ederken İmamoğlu'nun depremzedelere üzülüp sonra da şen şakrak kayak yapması İBB Başkanı'nın duygusal değişiminin ne kadar hızlı olduğunu gösteriyor. İmamoğlu'nun samimiyeti de böyle işte!
Bi de Ekrem hep tatilde!
İstanbul'u sel vurdu, şöyle bir uğrayıp kameralara poz verip Bodrum'a geçti. Elazığ'ı deprem vurdu, şöyle bir uğrayıp Palandöken'e geçti. Adam tatili seviyor, durduramıyoruz!
***
Lucca da kabahatli
Takvim gazetesinden Ufuk Özcan'ın gündeme getirdiği, Bebek'teki ünlü bir mekanda yaşanan tecavüz girişimi sonrası Lucca, söz konusu mekanın kendisi olduğunu açıkladı. Lucca yönetimi, yaşananları kabul ediyor ve olayın geçen hafta yaşandığını söylüyor. Mekanın gece müdürü Alper İri, bir kadın çalışanı tuvalete kilitleyerek tecavüz girişiminde bulunmuş. Kadın, tecavüz girişiminden çığlık atarak kurtulmuş.
Lucca o müdürü hemen kovmuş, kadın çalışan ise görevine devam ediyor.
Söz konusu işletmenin haberde ismi geçmemesine rağmen olayı kabul etmesi ve müdürü kovması doğru bir davranış.
Takvim'de çıkan ilk haberde olayın ortaya çıkmaması için genç kıza teklifler sunulduğu iddia edildi ama daha sonra bu iddiayı doğrulayan bir haber çıkmadı.
NİYE BİR HAFTA BEKLENDİ?
Olaydan sonra tecavüz girişiminde bulunan müdürün daha önce de benzer tacizlerde bulunduğuna dair iddialar var.
Ayrıca Lucca'da daha önce aralarında ünlülerin de bulunduğu taciz vakalarının yaşandığı söyleniyor. Bu iddiaları, mekanın müdavimi gazeteciler doğruluyor.
Özetle; sosyetenin, ünlülerin ve gazetecilerin de uğrak yeri olan Lucca gibi bir mekanda taciz olaylarının yaşanması ve bu son tecavüz girişimi bir basın açıklamasıyla geçiştirilecek bir vaka değil.
Müşterileri ve çalışanları sürekli taciz ettiği iddia edilen biri nasıl oluyor da o mekanda yıllarca gece müdürlüğü yapabiliyor? Bu kadar çok taciz iddiası rastlantı mı? Bu son yaşanan tecavüz girişimi daha önceki taciz iddialarında bir gerçeklik payı olduğunu göstermiyor mu? Tecavüz girişimi hakkında açıklama yapmak için neden bir hafta beklendi? Bu son olay yaşanmasaydı o müdür taciz ve tecavüzlerine devam mı edecekti? Bu skandalda mekanın da kabahati var.