Konut dünyası almış başını gidiyor. Hele hafta sonu geldi mi, gazeteler konut ilanlarından geçilmiyor.
Maşallah her site, her bina, her residans bize bir şey vaat ediyor.
Hani aklımızı alacaklar ya, paraları basıp ailece görevimizi tamamlamanın verdiği geçiçi bir gururla evli ve kredi borçlu olmanın dayanılmaz ağırlığında ezileceğiz ya.
Gördüğünüz gibi diyar diyar sürüklüyor bizi inşaatçılar.
BOŞAN ŞEHRİNDEN!
'İstanbul'da Venedik'i yaşayın'.
'İstanbul'da Ege havasını koklayın'.
'İstanbul'da New York'ta gibi hissedin'.
'İstanbul'da dört mevsim tatil köyünde olmak sizin de hakkınız'.
Vesaire...
E güzel de, İstanbul'da İstanbul'a ne oldu?
İstanbul yasak mı? Out mu? Demode mi? İstanbul'dan bu kadar bıkmışsak neden İstanbul'da yaşıyoruz ki?
Mecburi evlilik mi bizimkisi? Boşan şehrinden kardeşim.
Doldur çoluğu çocuğu, bas Ege'ye, koş köye, kasabaya. Yerleş İzmir'e, Adana'ya, Eskişehir'e.
Nedir bu İstanbul'da yaşarım ama İstanbul'u yaşamam inadı?
İstanbul'un suyu çıktı sayenizde.
İstanbul'da Venedik'i yaşamak kıymetli olduysa eğer, şehrimizin üzerinde çok büyük bir problem var demektir. İstanbul'da İstanbul'dan başka ne ister ki İstanbul'u seven.
Venedik, Ege, tatil köyleri, New York... Hepsi birleşse bir İstanbul edebilir mi?
NE ALDATMA AMA!
İstanbul'da başka yerleri vaat etmek arzulanma sebebi oldu yani, öyle mi. Ne aldatma ama!
Nasıl komik bir kandırmaca. Sen beni Venedik'e kondurdun da İtalyan kafası nerede? Ege'deyim ama bu trafik ne olacak? Tatil köyünde işe geç kalınır mı hiç? Neden panik içindeyim tatilde?
Neyse, zaten hep böyle...
Kandıra kandıra, bandıra bandıra ye beni, hiç doyamazsın tadıma.
