26 Şubat 2016 tarihinde
bazı gazetelerde,
Başak
Dizer'in, Hawaii'deki
bir plajda
eşi Kıvanç Tatlıtuğ'a
güneş
kremi sürerken
çekilmiş fotoğrafları
yayınlanmıştı.
Tatlıtuğ, eşiyle olan görüntülerinin gizlice çekilerek yayınlanmasından rahatsızlık duyduğu ve bu paylaşımların özel hayatın gizliliğini ihlal edici nitelikte olmasından ötürü söz konusu haberlerin erişimine engellenmesi için yargıya başvurdu. İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği de, Tatlıtuğ'un talebini kabul ederek habere erişim yasağı getirdi.
Özel hayat gizliliğiyle ilgili çıkan yasayı baştan beri eleştirmiştim.
Dört yıl önce Sezen Aksu'nun tekneden denize girerken bikinili fotoğraflarını çeken gazetecilere para cezası verildiğinde şöyle yazmıştım: Meseleye 'Bikinili fotoğraf izinsiz çekilmiş' diye bakmak yanlış. Bu karar emsal teşkil edecek; mayolu- mayosuz hiç fark etmez, izinsiz fotoğrafı çekilen ünlüler, artık gazetecilere dava açıp çok rahat kazanabilecek.
Aynen dediğim gibi oldu. Ünlü ya da ünsüz fark etmiyor artık, herkes özel hayatın gizliliğinin ihlalini gerekçe göstererek gazetecilere tazminat davaları açıyor ve söz konusu habere erişim yasağı getirtiyorlar.
Hatta bu haberlerin dava açılmadan internetten silinmesiyle uğraşan meslek kolu bile oluştu. Bu kişiler, başta etik olmayan yollarla bu haberleri sildiriyorlardı.
Sonra gazete yöneticileri uyandı, şimdi yargı kararı olmadan bir haber kolay kolay internetten silinmiyor.
Tabii herkes yargıyla uğraşmadığı için bu yasa, medyanın işini fazla zora sokmuyor ama Kıvanç Tatlıtuğ, Sezen Aksu gibi ünlüler isterlerse uğraşıp haberleri yargı yoluyla sildirebiliyorlar.
Eskiden Okan Bayülgen "Burası benim sokağım, beni çekemezsiniz" diyordu ya, artık o gerçek oldu. Artık ünlülerin kamuya açık alanda çekilen fotoğrafları bile 'özel hayatın ihlali' bahane edilerek çok rahat gazetelerin internet sayfalarından silinebiliyor.
