Ah yine o fotoğraflar!
Çok romantiğiz, çok aşığız, filmlerdeki gibi bir aşk yaşıyoruz! Hep böyle; ne bileyim, kırlarda, ormanlarda, aşkımıza fon olacak bilumum pastoral ortamlarda dolaşmaktan kendimizi alamıyoruz.
Hep el ele, yanak yanağayız. Bir de çok temiz bir sevgimiz olduğu için o; beni paso alnımdan öperken, ben de böyle dudaklarımı hafif yukarı kıvırmak suretiyle, mahcup mahcup gülümser, gözlerimi utangaç kırpıştırmalardan sonra kapatıveririm.
KADROLU MUHABİR
Bu anlarımızı da genelde ölümsüzleştirmek istediğimiz için; arkamızda bir fotoğrafçıyla dolaşırız. Zaten biz çektirmesek de süper ünlü(!) olduğumuz için, medya kuruluşları ardımıza birer kadrolu muhabir takar!
O yüzden Allah'ın dağına bile çıksak; orada gizli gizli fotoğraflarımız çekilir bizim! Tabii yerseniz.
Biz yiyeceğinizi umut ediyoruz.
Ve bu fotoğraflar basında çıkınca "Poz vermedik ki; bu bizim doğal ortamımız, gazeteciler tuzak kurmuş, gizli çekmiş" deriz. Ne o, bunu da mı yemediniz?
TOKSUNUZ
Bir de aramızda paranın, malın, mülkün lafı olmaz.
Ama verilen 'kalın hediyeler'in fiyatları da hain basın tarafından hemen öğrenilir.
Hediye edilmiş cip, villa, uçak, beygir vs. fotoğrafları, bizim o 'alnından öpülen bakire Meryem' pozlu fotoğraflarımızın yanına iliştirilir mesela.
Yoksa biz aldığımız hediyeleri, fiyatlarıyla beraber ifşa edecek tıynette insanlar değiliz!
Hem zaten asla reklama da ihtiyacımız yok.
Aaaa ama siz de hiçbir şeyi yemiyorsunuz!
Anladık tamam, terli ve toksunuz.